ŞARKI YARIŞMASI.

183 16 35
                                    

Oyy vermeyii unutmayinnn.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabah Tuana Naz Tiryaki'den//

Evet. Okulumun 2. Günü erken uyanabilmiştim. Ne mutlu bana.
Okul kesin sıkıcı geçicek öyle hissediyorum.. bari bi kaç etkinlik gibi bişe yapsalarda can sıkıntımızı alsalar.. amaa nerdeee.

Dersimiz edebiyat. Edebiyat dersini az da olsa severim. Nedeni yok galiba. Neyse edebiyat derside sıkıcı bana göre gerçi bana göre herşey sıkıcı? Çağan bu sefer dersi dinliyor. Şaşırdım açıkçası,dün hiç böyle değildi. Her ders uyuklamıştı.

Dün demişken, dün sınıftan bi kaç kişiyle ufak sohbetimiz olmuştu. İyide anlaşmış gibiydi. Ama bi tane kız var görmeniz lazım dünden beri bana tip tip bakıp duruyor. Arkadaşlarıyla konuşurken onlara kulak misafiri olmuştum adını öğrenmiştim de. Kızın adı gökçeymiş. Gökçe arkadaşımız ilk ders bana arada bir ters ters baksa da ben sakin kalmaya çalışıyordum. Bu benim için her ne kadar imkansız olsada beceremeye çalışıyordum işte.

Dün görmediğim yani dün okula gelmeyen 2 kişi gördüm bugün sınıfta. Yağızla ülkü Çağanın en yakın  arkadaşlarıymış. Ders başlamadan önce onlarla da tanışmıştım. Ülkü çok tatlı kızdı. Yağızda öyleydi.

Çağan'ın canı sıkılmış olacak ki bana, "neden her ders sıkıcı olmak zorunda?" Diye bi soru yöneltti.

"Ne bilim ders oldukları içindir heralde." Dedim.

"Heralde." Diye yanıt verdi o da.

'Ders başlıyalı çok olmuştu aslında. Neden çalmadı bu zil ya?' diye içimden geçirirken zilin sesi duyuldu.

"Ohh be sonunda." Dedi yağız rahat bir sesle. Onlar hemen ülküyle beraber önümüzdelerdi.

"Ve yine her zamanki gibi hiç birşey anlamadık değil mi?" Dedi ülkü ekleme yaparak. Öğrencilerin yarısı çıkmıştı sadece bi kaç kişi sınıftaydı. O kişilerin arasında Gökçe'de vardı. Gökçe'ye baktığımda o ülkü ve yağızla sohbet eden Çağan'ı izliyordu. Benim ona baktığımı gördüğünde yerinden kalktı ve yanımıza geldi.

Gözlerini benden ayırıp çağana getirdiğinde Çağan fark etsin diye çağana,"Çağan biraz konuşabilir miyiz." Demişti. Sözünü bitirdiğinde bir bana bi çağana bakıp duruyordu. Çağan anlamamış şekilde,"sebeb?" Demişti. Yağızla ülkü'de onları dikkatlice izliyolardı.

"Önemli bişe söylemem lazımda." Dedi. Çağan da, "iyi gelelim bakalım." Dedi ve yanımdan kalkıp sınıftan çıktılar.

Neydi bu şimdi? Ne yaşıyodu bu kız?

'''''''
Çağan Efe Ak'tan//

"Evet. Seni dinliyorum." Dedim. Gökçe umursadığım kızlardan biri değildi. Öyle arada bir takılır geçerdim. O yüzden çok fazla umursamıyormuş gibi davranıyordum.

Öylece yüzüme bakıyodu sanki birşey diyecekmişte bunu söylemeye çekiniyormuş gibi bir hali vardı. En son kendini hazırladığında hızlı bir şekilde, "senden hoşlanıyorum." Demişti. Bu dediğine açıkçası hiç şaşırmamıştım. Haraketlerinden benden hoşlandığı çok belli ediyordu zaten.

Umursamaz bir tınıyla, "eee" dedim sadece. Bu tepkime şaşırmış gibiydi ve tabikide böyle bir tepki verecektim. 'bende senden hoşlanıyorum.' diyip boynuna atlamamı beklemiyordu heralde değil mi?

"Bu kadar mı? Neden beni görmezden geliyorsun?" Dedi.

"Başka nasıl tepki vermemi bekliyordun gökçe? Benim şu ana kadar bir tane bile kız girdimi hayatıma? 3 yıldır beni tanıyorsun. Aşk meşk işlerinin benlik olmadığını da biliyorsun. Ve kalbimin nasıl taş olduğunu da.." dedim.

"Bu ana kadar kendine bir kere bile şans vermedin ki sen. Birinin seni sevmesini o kadar çok önemsiz görüyorsun ki.. sevmek ve sevilmenin ne kadar güzel bir şey olduğunun farkında bile değilsin." Dedi. Sinirlenmişti.

"Beni severek hata yapmışsın zaten sen Gökçe. Ben mi dedim sana 'gel beni sev.' diye? Hayır." Dedim. Evet taş kalpliydim. Beni böyle yapan şeyi ömrüm boyunca bulamamıştım ama böyle yaşamak en güzel şey olduğunun farkına yavaş yavaş varmıştım. Yani sadece bana göre güzel bişey..

"O yüzden kendini kandırma. Yıllardır aynısın. 3 yıldır beni seviyosun. Farkında değil miyim zannediyosun?" Dedim alaycı bi şekilde gülerek.

"Gerçekten sana söyliycek bir söz bulamıyorum.. bundan sonra peşinden de koşturmayacağımdan emin olabilirsin." Dedi ve ağlayarak yanımdan uzaklaştı.

Üzülmesine üzülmüşmüydüm? Galiba biraz üzülmüştüm. Çünkü birisini tek taraflı sevmek zor bişeydir. Ama dediğim gibi Gökçe'yi fazla umursamam. Yani ona biraz da olsa üzülmüş olmam hiç bir şeyi değiştirmezdi.

Zil çalmıştı. Tekrardan edebiyat dersine girecektik sınıfa geçtiğimde sıraya oturdum ve hocanın gelmesini bekledim. Tuana da yağızgille sohbete dalmıştı.

'''''''''''''

Dersin ortalarında sınıfın kapısı çalmıştı. Hoca 'Gel.' emrini verdiğinde kapı açılmıştı. İçeriye giren okul müdürüydü.

"Hocam müsadenizle Çağanla Tuana'yı 2 dakika alabilir miyim?" Dedi müdür.

"Tabi hocam." Diye yanıt vermişti edebiyat hocası. Tuanayla ikimiz şaşırmıştık birbirimize şaşkınca bakarken. Müdürün bizi çağırmasıyla sıramızdan kalkmamız bir oldu. Müdür önde benle Tuana arkada müdürü takip ediyorduk en son ben dayanamayıp, "hocam. Neden bizi çağırdınız?" Diye sordum.

"Sizinle konferans salonunda ufak bir işim var çocuklar." Dedi.. konferans salonuna geldiğimiz de sahne de bir gitar görmüştüm. Tuana hala ne olduğunu anlamamış şekilde hocayı izliyordu.

"Çağancım sen gitar çalmayı biliyordun değil mi?" Diye sordu müdür güler yüzlü bi şekilde.

"Evet hocam biliyorum."

"Tamamdırr. Çok güzel." Dedi ve tuanaya döndü. "Senin sesininde güzel olduğunu tahmin ediyorum Tuanacım." Dedi aynı yüz ifadesiyle.

Hocanın bizi buraya ne için çağırdığını anlamıştım galiba.

"Hocam benim sesim çok da güzel değil. Yanlış tahmin etmişsiniz malasef." Dedi tuana.

"Onu birazdan anlarız Tuanacım." Dedi müdür. Müdür diyip duruyorum ama, müdürümüzün adı faruk'dur.

Faruk hoca bizi sahne de duran iki sandalyeye oturmamızı söylediğinde ikimizde kendimize güvenemeyerek oturmuştuk.

"Bu seneki olacak olan şarkı yarışmasın da sizi seçmeye karar verdim çocuklar. Tuana seni daha tanımasam da güzel bir şekilde şarkı soyliycegine inanıyorum kızım. Seni de artık okulumuzda olan bazı etkinliklere yavaş yavaş dahil etmemiz gerek değil mi?" Dedi faruk hoca Tuana'ya.

"Evet hocam öyle de,benim pek kendime güvenim yok." Dedi Tuana. Gerçekten de dıştan bakınca öyle gözüküyordu.

"Kendine güvenirsen bu hayatta başaramayacağın hiç bişey yoktur kızım. O yüzden rahatla ve kendine güven." Demişti Faruk hoca Tuana'yı rahatlatmaya çalışırken.

"Yarın kedinize uygun bir şarkı seçip geliyorsunuz çocuklar. Yarın denemelere başlıyoruz.Öyle hemen pes etmekte yok bu arada baştan soylemesi" dedi. Göz kırparak," haydi bakalım şimdi doğru dersinize" dedi ve salondan çıktı.

Tuananin bana döndüğünü fark edince bende ona döndüm ikimizinden kendimize güvenimiz yoktu.

"Of nasıl becericez biz bu işi yaa." Dedi Tuana. Elini çenesine koyup.

"Bilmiyorum. Ama Faruk hoca bize güveniyor. Güvenini boşa çıkarmamamız lazım." Dedim.

O bir of daha çektiğinde,derse gitmek için ayaklandım ve benim ayaklandığımı görünce o da oturduğu yerden kalktı ve sınıfın yolunu tutmuştuk.

                       -----------------------

Sizce Çağanla Tuana becerebilcekler mi?

Yağızla ülkü ikilisi?,

*****
Bölüm bu kadardı sonraki bölümde ÇağTu' da bı kac gelişmeler gorebilirsiniz. Umarım bölümü beğenmişsinizdir öpüldünüzzz. Oy vermeyii unutmayınn.


YASAK AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin