DOĞUM GÜNÜ.

106 12 12
                                    

💌.

-------

ÇAĞAN EFE AK'TAN//

İkimizde ıslık sesinin kime ait olduğunu öğrenmek için arkamıza baktık. Gördüğüm kişiyle birlikte sinir sistemlerim direkt devreye girmişti. Yine mi bu lan? ne işi var bunun burda?

O ıslık sesi Furkanın'dı.

Tuana bana baktığında ayaklandı. Bende ayaklandığımda boş boş Furkan'ın yüzüne baktım. O ise bizi inceliyordu. "Hayırdır?"

Gözleri gözlerimle kesiştiğinde, "Öyle buraya gelmiştim tam gidiyordum sizi gördüm selam vereyim dedim. İyi yapmış mıyım?" dedi, yapmacık bir gülüş göndererek. Yalan söylüyordu. Beni kışkırtmak için elinden geleni yapıyordu şuan.

ben tam birşey söyleyecekken Tuana girdi araya, "Selamını verdikten sonra gidersen seviniriz." dedi. bende onaylayarak Furkan'a doğru kafamı salladığımda yine güldü.

Tunaya doğru bir kaç adım yaklaşırken,"Tuana.." dedi. Tam önünde durduğunda, "Az önceki Çağanla olan halleriniz.." piç bir gülüş attı tekrardan, "Baban biliyor mu?" dedi. Tuana'nın duyduğu şeyle kaşlarını çatması bir oldu. Bende onlara yaklaştığımda Furkan'a dik dik bakmaya başladım. Nerden biliyordu bu oruspu çocuğu Tuana'nın babasını?

"Piskopat mısın lan sen?" dedim bir adım daha yaklaşarak. Gözleri Tuanadan bana kaydığında piç gülüşü silinmişti. "Ta kendisiyim." dedi. sinirle başımı bir yana salladım. "Furkan belanı bulma kardeşim. Hadi git. İşimiz gücümüz var." dedim. Koca bir kahka attığında kaşlarım iyice çatılmıştı. Şeytan diyor ki, 'Tut o saçlarından sürükleyerek çıkar dışarı.'

"işiniz mi?" dedi, ikimize bakarak. "sizin işiniz basketbol sahasında flörtleşmek mi?" dediğinde bir kahka daha patlattı. Tam ona doğru atılacakken Tuana kolumdan tuttu. "Çağan bırak." Furkan'a döndü ve eziklercesine bir bakış attı. "Değmez."

Tuana'ya bakarak güldü ve sonra bana döndü. "Yenge haklı. Değmez be Çağanım." dedi, dalga geçerek. Kolumu Tuana'nın elinden kurtardıktan sonra hızlıca Furkan'ın yakasından tutup onu geri ittirdim. "Siktir git." dediğimde, Hala gülüyordu piç kurusu.

Elinin tersiyle yakalarını çırptığında kafasını bize kaldırdı. "Tamam gidiyorum." Dedi gülerek.ve ardından Tuana'ya bakarak göz kırptı, "Dikkat et de baban öğrenmesin." Diyerek sahadan hala bize piç gülüşüyle bakarak çıktı.

Tuana sinirle bana döndüğünde,"Nerden biliyor bu babamı!" Dedi. Bilmiyorum dercesine kafamı iki yana salladığımda Sahanın çıkış kapısına diktim gözlerimi. Tuana'nın babası öğrenirse hiç iyi şeyler olmayacağını ikimizde biliyorduk. Nerden çıktı bu piç. Eğer babasına söylerse elimden çekeceği var.

"Neyse. Gidelim hadi." Dediğimde bana baktı ve önüne dönerek saha kapısına doğru ilerledi. Bir şey yiyip içmeye de heves bırakmadı ki mal herif. Bisikletlerin yanına geldiğimizde, cebimdeki telefonun çaldığını duydum. Cebimden aceleyle çıkardım ve açarak omzumla kulağımın arasında sıkıştırdım. O sırada bisikleti doğrultmakla uğraşıyordum.

İlk ben cevap vererek, "Efendim." Dedim. Karşıdaki bir ses cevap verdiğinde bu sesin hakan amcaya ait olduğunu duydum.. "Çağan." Dedi. Heyecanlanmıştım. Korkmaya da başlamıştım. Ne ara söyledi bu siktiğim. "Efendim hakan amca." Dedim sıkıntıyla. Tuana'nın bakışları korkuyla bana döndüğünde bana yaklaştı. Bisiketi doğrulttuğumda telefonu elime alarak konuşmaya başladım. Numaramı nerden bulduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Geçen gün vermemiştim oysa numaramı. Tuana da vermiş olabilirdi. Yada Furkan..

"Tuana yanında mı." Dedi. Sakin ve sevecen bir tavırla konuşuyordu. Bu hali daha hiçbir şeyi öğrenmediğinin göstergesi olabilirdi. "Evet Hakan amca yanımda." Dedim Tuana'ya bakarak. O ise bana hala aynı bakışla bakıyordu. "Tuana'nın olduğu yerden uzaklaşırsan sevinirim. Tuana anlamasın. Sana birşey söylemem lazım." Dediğinde, o korku ve heyecan tekrardan vücudumu kaplamıştı. Öğrenmiş miydi lan yoksa?

YASAK AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin