YASAK AŞK

KULÜP.

☘.

TUANA NAZ TİRYAKİ'DEN./

Evet, bir gece kulübüne gelmiştik. Çağanla beraber dans eden insanların arkasında kalan masaların birine oturmuş, Yağızları bekliyorduk. İnsanların delice dans etmesi biraz garibime gitsede, benimde canımı istetmişti. Çağan dans eden insanlara değilde telefonuna bakıyordu. Ona dönerek, "nerde kaldı bunlar?" Dedim etrafa bakarak.
Telefondan kafasını ayırmadan, "gelirler birazdan." Dedi.

Nefesimi can sıkıntısıyla verip giriş kapısına doğru kafamı uzattığımda Ülküyla Yağız'ı kapıdan giriş yaparken gördüm. Ortam fazlasıyla kalabalık olduğu için bizi bu kalabalıkta fark etmeleri imkansızdı. Ayaklanıp onlara doğru yürüdüğümde Çağan arkamdan bakmıştı.

Ülkülere biraz daha yaklaştığımda onlarda beni gördü ve onlar biraz daha hızlandıktan sonra yanıma geldiler.
Yağız etrafa yüzünü buruşturarak bakarken, "Bugün biraz daha kalabalık sanki.." dedi. Ülkü'de etrafa bakındığında gözleri bir yerde takılı kaldı ve gülümsedi. "Aaa şu Ayla değil mi?" Dediğinde Yağızla aynı anda Ülkü'nün baktığı yere baktık.

Yağızda gülümsediğinde, "Aynen o." Dedi. Kaşlarımı çatıp onlara döndüm. "O kim ki?" Dedim. Aramızda ufak bir sessizlik olduğunda ülkü alt dudağını dişlerinin arasına alarak Yağıza baktı. İkisini çözmeye çalışarak baktığımda tekrar söze girdim. "O kim Ülkü?"

Yağız Ülküye kafasını salladığında söylemekten başka çareleri olmadığını anlatmak istedi. Ülkü kekeleyerek, "Şey o ya.." dedi. Ellerini saçına geçirerek, "Çağan'ın şeyi işte.." dediğinde güldüm. Ülkü şaşırarak bana baktığında ellerini saçlarından çekti. "Çağan'ın şeyimi?" Dediğimde tekrar güldüm. "Çağan'ın şuana kadar hiç ilişkisi olmadığını bilmiyor musunuz?" Dedim.

Yağız soruma yanıt olarak, "Evet, biliyoruz. Zaten o kız Çağan'ın eski sevgilisi değilki." Dediğinde kafam karıştı. Kaşlarımı birkez daha çatarak, "Doğru düzgün anlatsanıza. Kim bu kız?" Dediğimde, onlar cevap vermeden Alya denen kızın yanımıza geldiğini fark ettim. Sarışın, mavi gözlü ve uzun boylu bir kızdı. Dıştan bakınca sevecen görünüyordu ama az önce ülkülerin Alya'yı anlatma şekilleri hiç hoşuma gitmediği için Alya hakkındaki fikirlerimin aynı kalmayacağından emindim.

"Ülkü!" Diyerek ülküye sıkıca sarıldığında onları izlemeye başladım. Ülküden geri çekildiğinde, "Seni buralarda görmeyeli baya olmuştu." Dedi bir eli ülkü'nün kolundayken. Ülkü'de onun sevecen tavrına aynı şekilde karşılık veriyordu. "Evet ya. Bir türlü gelemedim. Bugün de öyle kafa dağıtmak için gelmiştik arkadaşlarla."

İnşallah kafası dağılan Ayla olmaz ve kafasını dağıtan da ben.

"Çok güzel yapmışsınız." Bizim masamızın olduğu yana baktığında çağanı görmemiş olacakki, "Masanız nerde? Bende sizinle takılabilirim değilmi? Eski günlerdeki gibi." Dedi ülküye tekrardan dönerek.

Ülkü ilk önce bana baktı sonra tekrar Alya'ya döndüğünde, "Tabi canım. Katılabilirsin. Hem Tuana'ylada tanıştırırım seni." Dedi ülkü.

Alya'nın gözleri ülkü'nün yanındaki bana döndüğünde beni inceledi ve ardından gülümseyerek elini uzattı. "Tuana bu galiba." Dedi. Eline bir kaç saniye ciddiyetle baktığımda yüzüme yapay bir gülümseme yerleştirdim ve bende onun elini sıktım. "Evet." Diye karşılık verdiğimde beni hızlıca süzdü. Hafiften eğildiğinde, "Tanıştığıma memnun oldum o zaman Tuanacım." Dedi. "Bende öyle Aylacım bende öyle." Dedim ve elini biraz daha sıktım.

Ülkü beni fark ettiğinde, "e hadi geçelim o zaman masamıza." Dediğinde bana kaş göz işareti yaptı ve masanın olduğu yere götürmemi istedi. Ona boş boş baktığımda onlara arkamı döndüm ve masaya doğru ilerledim. Ülkü önde tek başıma giderken hemen yanıma geldi ve kolumdan tutarak yürümeye başladı.