Resim

11 5 10
                                    

Gece'nin inanmadığı kader artık ağlarını ikisi için örmeyecekti. En ağır sözler söylenmiş aşk bağı kopmuştu.

Ölüm kapının ardındayken dürbünde gördüğü kıza tutulup kalmıştı. Öyle çok sevmişti ki vazgeçecek kadar fazla. Bu yol doğru gelmişti ama Akın daha neler olduğunun farkına varamamıştı.

Ellerinin arasına aldığı başını yavaşça kaldırıp Mustafa amcaya baktı. Ameliyattan yeni çıkmıştı. Anlından boşalan terler ne kadar zorlu bir ameliyat olduğunu anlatıyordu. 

Akın ağzını açıp tek bir kelime konuşmamıştı. Suçlu olduğunu biliyordu ama Gece'yi ondan uzaklaştırmak için gerektiğini düşünmüştü.

Etrafında hararetle konuşan insanları duyamıyordu. Tek düşündüğü artık dokunamayacağı aşkıydı. Gece'nin ondan nefret etmesini umuyordu. Emindi ki bu asla olmayacaktı. Gece fazlasıyla aşk duygusunu harcamıştı.

Selim kolundan dürtmeye başlayınca daldığı yerden gözlerini Selim'e çevirdi. Selim çenesiyle ileriyi işaret etti. Araf ve Arzu'yu tutan iki adamı geliyordu. Arzu'yu görünce yüzüne bakacak gücü bulamadığından bir kaç saniyeliğine gözlerini kapadı. Göz açıp kaptana kadar gelen Araf'ın yüzünde ciddi bir ifade vardı. Arzu halsiz görünüyordu. Aslı hanım onu adamların kollarından alıp oturttu ve bilip bilmediğini sezmeye çalıştı. Arzu'nun ağzından ilk dökülenler, "abim, abim nerede?" oldu. Akın burada durabilecek gibi hissetmiyordu. Kimseden çıt çıkmazken Deniz bir anda pat diye şakıdı.

"Gece ablam Cem abiyi vurdu." Mustafa amca kızını susturmak için geç kalmıştı. Arzu anlamaz bakışlarla Akın'a baktı. Sadece o söylerse inanırdı. Akın'ın omuzlarında ki yük çökmesine neden oldu. Konuşup anlatmak istiyordu ama söylediklerinin Gece'sinin kulağına gitmesinden korktuğundan konuşamıyordu. Yüzünü elleriyle kapatıp kendine zaman tanıdı. Arzu onun bu halinden gerçeği anlamıştı. "Nerede?" Diye sordu.

Mustafa amca, "İçeride." Dedi. Arzu öfkeyle başını salladı. Ağlamaya başlamıştı.

"Neden Cem! Bunu neden yaptı?" Akın haricinde kimse buna cevap veremezdi. Çünkü herkes gerçeği öfke olarak biliyordu. Gece ayrılığı kaldırmadı ve Cem'e zarar verdi. İnsanlar arasında dönen dedikodu buydu. Araf öne atıldı.

"Bence önce abinle ilgilen. Gece ile ilgilenmesi gereken kişi benim." Dümdüz Akın'a bakıyordu. Akın bunun farkında olduğundan yumruklarını dahi sıkamadı.

"Neden? Ne bu kız fahişe gibi elden ele geziyor?" Akın yutkunamadı. Sevdiği kadına yapılan bu vurguları duymak istemiyordu. Gece'si ondan başka kimsenin değildi. Olamazdı. Bunu kaldıramazdı Akın.

"Bunu abine ve Akına sor. Çünkü bir aylık açıkta fazla sarmaş dolaşlardı."

"Yeter Araf. Defol git buradan!" Araf kaşlarını çattı. Tepki vermeden arkasını dönüp gitti. Öylece gideceğini düşünmemişti Akın. 

"Aramızda bir katil mi besliyorduk?" Akın zar zor çöktüğü yerden ayağa kalktı. Arzu acımasızca devam etti. "Hani o masumdu Akın? Nasıl yaptı bunu abime? Ona zarar vermeden duramam ben..." Yeminlerin devam edecekti ki Akın ona bir kaç adım atıp sarıldı. Arzu susup teslim olarak hüngür hüngür ağlamaya başladı. Akın'ın da avutulmaya ihtiyacı vardı ama onun içindeki yangını görebilecek kimse yoktu burada. Bir Nisa, bir Gece, ikisi dışında kimse ona sarılıp avutmak için kollarının arasına almazdı.

"Geçecek." Demekle yetinmiş olsa da geçmeyecekti. Bu saatten sonra Gece ile konuşamazdı. Gideceklerdi ama o gelmeyecek ti biliyordu. Gitmek için sebebi yoktu çünkü. İliklerine kadar hissettiği nefretin farkındaydı Gece. Ölümü tatmak isteyecekti, yeniden.

Yeni YaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin