Yeni Yaşam'ın Kurtarıcıları

60 19 2
                                    

Ölü ruhların gözyaşları tükenmiyor. Milyonlarca damla kalanların üzerine düşüyor. Gök yüzü maviliğini kaybetmiş artık sadece gri bulutlardan ibaret. Bende o bulutların üzerinde olmak istiyorum...

İnsanlık yok oldu. Bunun farkına varmamız gerekiyor. Yüz yıllarca tükettiğimiz bu dünya bize kalmayacaktı.

İnsanlığı tükettik, duyguları tükettik, doğayı tükettik... Biz dünyayı yiyip bitirdik. Şimdi onlar var. Canlı yaşamını bitirmek için. Aslında onlar bizden daha zararsız. Ruhsuz bedenlerin ihtiyaçları yok. 

Bundan önce: İnsanların eve, savaşmak için eğitime, beslenmeye, suya, ihtiyacı vardı. Bizim ihtiyaçlarımız hayla devam ediyor. Hayla sığınmak için bir eve ihtiyacımız var. Beslenmeye, suya, silaha... Daha bir çok şeye ihtiyacımız var. Onların dişleri, bizim elimizdekiler bizi öldürüyor. Bu bizim lanetimiz. İnsanlık yok olmayı hakketti. Bunun yanında acı çekmeyi de. Tükettiğimiz dünya Yeni Yaşama ait.

Peki biz kalanlar? Savaşmak artık ülkeler veya çeteler arasında gerçekleşmiyor. Ölü bedenler ve insanlar arasında savaşıyoruz. Ölümden sonra ki yaşam Cennet ve Cehennem arasında gerçekleşir. Bu ölüler cehennemden değil. İnsanlığın kendi ellerinden. Çünkü asıl Cehennem Dünya'dır...

Şehre girdiğimizden beri gerginim. Her yerde dolaşıyorlar. Hastanenin arka kapısının güvenli olduğunu söyledi Akın. Gözleri avcı gibi dışarıda ki tehlikeyi gözlüyordu. İnce dudaklarını sürekli ısırıp duruyordu. Sanırım bende bunu izliyordum. 

Müzik çalarıma yeniden kavuşacağım için mutluyum. Dünya'nın sonuna doğmuşum, şarkısını özledim. Şarkının sözlerini yeniden ritimle telaffuz ederek kendi başıma eğleneceğim. Benim Dünya'nın sonunda yaşamak için bir çabam olmayacaktı. Akın, beni buldu. Bunu bir oyun olarak gör, dedi. Yaşamak bir oyun değildir. Yaşamak insanlığın bir birbiriyle oynadığı bir zulümdür.

Gözlerim yıllardır görmediğim şehrin sokaklarında takılı kaldı. Şehrin çıkışında bir evimiz vardı. Yeterince büyüktü ve fazladan odaları vardı. Ben ise soğuk bodrum katına mahkumdum. Hastaneden önce istediğim bir okulu kazanmak için çok çalışmıştım. Daha sonra kazandım da, ama oraya hiç gidemeden beyaz renkli bir kırmızı hasta hücresine kapatıldım. İlaçlar ve konuşmalar. Kimsenin anlamadığı, rasgele çizilip bize bilmemiz için gösterilen aptalca resimlerin arasında kendini kanıtlamaya çalışmak. Hasta olmadığımızı göstermek için. Eğer hasta isem neden hayla birine zarar vermedim? Yani oraya bu yüzden kapatıldım. Çünkü değilim. Farklılıkları olanlar toplum tarafından ayrıştırılır. Yalancıya taç takarlar. Doğrucuya taş atarlar. Bu durumu yaşamıştım.

"Sokakta görmeden önce bu şeyin bir tür yalan olduğunu düşünmüştüm." dedim. Sokaklar ölülerin kanlarıyla doluydu. Bir çok silah sesi duymuştum. bu bir savaş değildi, bu yaşamın yeni halini anlatan bir şarkıydı.

"Ben hastane gibi yerlerdeki insanların askerler tarafından öldürüldü diye biliyorum. seninki de dahil. Fakat nasıl hayatta kaldın?" saklanmıştım. Öldürürken hastaları kontrol etme ihtiyacı duyulmadı. Bende merakıma yenik düşerek kalorifer dairesine kaçmayı başarmıştım. Çok fazla silah sesi duydum. Tüm hastalar kendi odasında onları neyin beklediğini bilmeden bekliyorlardı. Daha sonra gittiklerinde dışarı çıktım ve ölü bedenlerle karşılaştım. Hepsi kafasından vurulmuş haldeydi. Cesetleri kendi başıma toplanma yerinde götürdüm. Orada tiyatrolar konuşmalar falan yapılırdı. Hastaları eğlendirmek amaçlı.

"Sakladım." Diye kısa kestim. Bir kez daha alt dudağını dişlerinin arasına aldı. Deniz sessiz bir kızdı gözlemlediğim kadarıyla. Susturulmaya mahkum değildi fakat sessizdi. Sanki sesten uzaklaşmak ister gibi sürekli kulaklarını elleriyle kapıyordu. Aramızda bir kaç konuşma geçti fakat ona yakınlaşamam.

Yeni YaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin