Yine Felixlerle beraber dışarı çıkmıştım. Buradan da Jisung'un evine gideriz diye konuştuğumuz için abime mesaj attım._________________________________
Jeongin:
AbiBen eve geç geleceğim
Beni merak etmeyin
Minho:
Kimse seni merak etmiyor
*görüldü*_________________________________
Şimdi Jisung'un evinin oraya yürüyorduk.
"Sen şu Hyunjin işini ne yapacaksın?"
Diye sordu Felix. İç çektim.
"Yok öyle bir iş falan."
"Atma oğlum hoşlandın işte baya."
Dedi Jisung. Abi susun bi ya.
"Hoşlandım veya hoşlanmadım önemli değil. Abimin arkadaşı o. Bir daha yapmam öyle bir hata."
"Hyunjin'in kardeşi var mı?"
"Yok. Köpeği var ama. Arada ben ve köpeğini karşılaştırıyor."
Felix ve Jisung birbirine baktı. Ne düşündüklerini tahmin edebiliyordum.
"Saçmalamayın isterseniz."
İkisi de gülünce ben de güldüm.
"Üzülme lan bak başka seçeneğin de varmış."
Dedi Jisung.
"Siktirtme kendini."
Jisung yine güldü. Telefonuma gelen bildirimle telefonu cebimden çıkardım. Hyunjin snap atmıştı. Snapi açtığımda bir kafeyi attığını gördüm. Durdum yerimde. Diğer ikisi de bana döndü bu yüzden.
"Ne oldu?"
"Hyunjin snap attı."
Felix iç çekti.
"Ee?"
"Kafede. Gidelim mi? Lütfen!"
"Jeong saçmalama."
Dedi Felix. Gittim Jisung'un kolunu tuttum.
"Ya hadi bir kerecik. Yakın bir yer zaten!"
"Manyaklaşma amk."
Jisung kolunu çekti. Dik durdum.
"Siz gelmiyorsanız da ben gidiyorum."
İkisi de göz devirdi. Ben gitmeye başlayınca beni takip etmek zorunda kaldılar. Beraber atladık otobüse gittik o kafeye.
İçeri adım attığımda Hyunjin'i görmemle onun yakınındaki masaya oturmam bir oldu. Neden yaptığımı bile bilmiyordum. Hyunjin'in beni fark etmesi uzun sürmemişti. Beni görünce gülümsedi. Arkadaşı da bana sanki beni biliyormuş gibi baktı. Fazlasıyla incelemişti de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brom ya || hyunin
FanfictionLiseli Yang Jeongin ve abisi Lee Minho'nun arkadaşı Hwang Hyunjin.