5

880 98 28
                                    

Gün içinde evde fazla durmuyordum. Sürekli ya arkadaşlarımla dışarıda olur, ya da kendi başıma dışarıda dolaşırdım.

Evimize yakın, kocaman bir park vardı. Parkın yollarında gezerken yerde papatyalar görmüştüm. Çok güzel görünüyorlardı. Üzerimin kirlenmesine aldırış etmeden kenar bir yere oturdum, ve bir kaç papatya kopardım. Oturduğum yerde kopardığım papatyaları birbirine geçirerek taç yapmaya başladım.

Fakat Hyunjin yüzünden o kadar tedirgindim ki, alelacele yapıyordum taçları. Tekrar onu görmek istemiyordum karşımda.

Kulaklığım kulağımda müzik dinleyip papatyalardan taç yaparken birden önümde birinin durup beni izlediğini fark ettim. Kafamı kaldırıp baktığımda irkilmiştim. Karşımda duran Hyunjin'di. Yine giydiklerime laf edip benimle dalga geçmesinden korkuyordum. Zaten beni aşağılayabilmek için fırsat kolluyordu. Neden sürekli karşıma çıktığına anlam veremiyordum bir türlü. Telefonumdan hızlıca kulaklığımda çalan müziği durdurdum, paniklemiştim. Tam ayağa kalkacakken konuşmaya başladı Hyunjin.

"Otur, kalkma."

Ona tekrar baktığımda o da yanıma çöktü ve oturdu.

"Üstün kirlenecek Hyunjin."

"Seninki de kirlenmiş."

Bu söylediğine ben gülünce o da güldü. Onun ilk defa isteyerek güldüğünü görüyordum.

"Kimin için yapıyorsun bunları?"

Böyle bir soru sormasını bekliyordum fakat ne cevap vereceğimi bilmiyordum.

"Bilmem."

Hiç bir şey söylemedi, eline bir papatya aldı ve bakmaya başladı.

"Nasıl yapıyorsun?"

Kendisi de yapmayı denemeye başladı. Yapamayınca sinirlendi ve yakınarak papatyaları aldığı yere geri fırlatarak tekrar beni izledi. Ben de gülerek yanına biraz daha yaklaştım, aramızda çok az mesafe kalmıştı. Elime bir kaç tanesini alarak ona nasıl yapıldığını anlatarak gösterdim.

"Çok zor, hiç uğraşamam."

Aniden konudan alakasız bir soru sordum.

"Hyunjin, sen beni seviyor musun sevmiyor musun?"

Kafasını çevirip bana baktı.

"Sana yaptığım, söylediğim onca şeyden sonra hala seni sevmemi mi bekliyorsun?"

"Evet, söylediklerin kırıcı. Davranışların çok kötü. Ne zaman yanıma yaklaşsan hemen tetikleniyorum, telaşlanıyorum. Ama yine de senin iyi bir tarafın olduğuna da inanıyorum. Üstelik bir iyi oluyorsun, bir kötü. Seni anlayamıyorum..."

"Neden tetikleniyorsun? O kadar korkutucu muyum ki ben?"

Bunu cidden soruyor musun Hyunjin?

"Diyorum ya, davranışların yüzünden. Sertçe çekip açtığın saçım yüzünden, kulaklarımdan çektiğin küpelerim yüzünden, güldüğün kıyafetlerim yüzünden. Sahi, bugün dalga geçmeyecek misin giydiklerimle?"

Başı öne eğikti fakat yüzünde umursamaz bir ifade vardı. Konuşmamıştı. Taç yapmaya devam ederken önüme bakarak konuşmaya devam ediyordum.

"Gülünce çok çirkin olduğumu söylediğin gün bir daha asla gülmek istememiştim biliyor musun? Senden nefret etmeye çalıştım ama olmadı. Ben hiç kimseden nefret edemem ki zaten..."

"Neden bu kadar alındın ki?"

"Senin yüzünden kendimden nefret edecek duruma gelmiştim Hyunjin. Pek belli etmiyordum ama söylediklerin de yaptıkların da hiç çıkmıyordu aklımdan. Nasıl alınmayayım ki?"

Neredeyse 10 dakika boyunca birbirimizle hiç konuşmadan öylece oturduk orada. Gelen geçen herkes bize bakıyordu lakin umursamıyorduk. Ben taç yapıyordum, o beni izliyordu. Eline yaptığım taçlardan birini aldı ve benim başıma taktı. Ona baktığımda bana gülerek baktığını gördüm.

"Çok tatlı oldun."

Beni çıkmaza sokuyordu. Normal bir günde böyle bir şeyi benimle dalga geçeceğini düşünerek asla takmazdım. Şimdi ise bana çok tatlı olduğumu söylüyordu.

Ona hem şaşkın hem de sevecen bir yüz ifadesiyle bakıyordum. Önüme döndüğümde telefonunu cebinden çıkardı ve fotoğrafımı çekti. Tepki vermedim ama içten içe kendimi çok güzel hissetmiştim. İlk defa böylesine mutlu hissediyordum kendimi.

Ben de yaptıklarımdan birini alıp onun saçlarına taktım. Çok yakışmıştı ona.

...

wretched | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin