11

697 76 22
                                    

Bugün dünden daha iyiydim fakat dershaneye gitmemiştim. Evde sıkılıyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu.

...

Saat 6 civarlarıydı, ailem evde değildi ve tek başımaydım. Sıkıldığım için Hyunjin'e mesaj yazdım.

...

Felix-Hyunjin WhatsApp konuşması

Felix:
Hyunjin

Hyunjin:
Efendim

Felix:
Ne yapıyorsun

Hyunjin:
Yanımda teyzemin küçük oğlu var
Teyzem dışarıya çıkacağını söyledi ve bir süre ona bakmamı istedi
Birlikte oyun oynuyoruz

Felix:
Gerçekten miii
Ben de evde çok sıkılıyorum
Tek başımayım annemler evde değil
Dershaneye de gelemedim zaten

Hyunjin:
Pek bir şey yapmadık zaten
Kaçırdığın bir şey yok yani

Felix:
Seni görebilmeyi kaçırdım yetmez mi?|
Anladım
Yanındaki küçük çocuk ile birlikte buraya gelsenize

Hyunjin:
Nasıl
Sorun olmaz mı

Felix:
Hayır ne sorunu olabilir ki
Ailem evde yok zaten
En azından tek başıma sıkılmamış olurum

Hyunjin:
Emin misin?

Felix:
Hadi amaa
Gelmek istemiyor musun yoksa

Hyunjin:
Neden istemeyeyim Felix
Tamam geleceğim
Bekle

Felix:
Tamam
Görüldü

...

Hemen hemen yarım saat sonra kapı çaldı. Açtığımda Hyunjin ve yanında elini tutan küçük çocuk karşımda duruyordu.

"Hoşgeldiniz!"

Çocuk gülümsüyordu. Utandığından dolayı kafasını yere eğdi. Gülümsememe engel olamadım. Hyunjin konuştu.

"Hadi Minseok, içeriye girelim."

Girdik ve kanepeye oturduk. Ben hala küçük çocuğa bakarken birden kafasını kaldırdı konuşmaya başladı.

"Senin adın nedir?"

Cevap verdim.

"Benim adım Felix. Galiba seninki Minseok, değil mi?"

"Evet!"

"Çok güzel bir adın varmış."

"Evet, biliyorum. Halam ve babam koymuş adımı."

Sesli güldüm.

Hyunjin bizi izliyordu. Aniden konuşmaya başladı.

"Ben unutuldum galiba, gideyim mi ister misiniz?"

Minseok cevap verdi.

"Git! Felix bana bakar. Seni söyleyeceğim anneme."

Bunu söylemesiyle birlikte hepimiz kahkaha attık.

...

Beraber oyun oynadık, eğlendik ve Minseok kanepenin üzerinde uykuya daldı. Odama çıkıp bir örtü getirdim ve üzerini örttüm. Daha sonra Hyunjin'in yanına oturdum.

Oturunca kolunu omzuma attı ve ben de ona yaslandım.

"Çok tatlı bir çocuk. Çok sevdim onu."

"Bana karşı böyle davranmıyor biliyor musun?"

"Gerçekten mi?"

"Evet. Seni gören herkes çok seviyor. Benim gibi değilsin, sen çok daha farklısın."

Ama sen beni ilk gördüğünde sevmemiştin Hyunjin.

Yine de bu sözleri ondan duymak çok güzeldi. Gülerek dinliyordum onu. Konuşmaya devam etti.

"Sen hayatıma girdikten sonra kendimi çok daha iyi hissetmeye başladım Felix. Diğer insanlar hiç bir zaman umurumda değildi, hala da değil. Benim için önemli olan tek şey sensin. Söylediğin normal bir şey bile çok hoşuma gidiyor benim..."

Bu sözlerini duyunca ne kadar güzel hissettiğimi anlatamam. Bu duygu çok güzeldi, fakat adını bilmiyordum.

Göğsünde olan kafamı kaldırdım ve ona baktım. Onun bana olan bakışları o kadar güzeldi ki... Kafasını biraz eğdi ve alnını alnıma yasladı. Gözlerini kapattı, konuşmaya başladı.

"Ben seni çok seviyorum Felix."

Dudaklarım yukarı kıvrıldı.

"Ben de seni çok seviyorum."

...

Evin bahçesinde Hyunjin ile birlikte oturuyorduk. Hava yavaş yavaş kararıyordu. Kapının açılma sesini duyar duymaz ikimiz de arkamıza döndük, Minseok uyanmıştı. Minik elleriyle gözlerini ovuyordu. Ayağa kalktım ve yanına koştum. Peşimden Hyunjin'de geldi. İçeriye geçtik.

Minseok içeri girer girmez Hyunjin'e yaklaştı ve kulağına bir şeyler fısıldadı. Fakat söylediklerini ben de duyabiliyordum. Acıktığını söylemişti. Hyunjin'in cevap vermesini beklemeden ayağa kalktım ve elimi Minseok'a uzattım.

"Hadi gel, bakalım neler yiyebiliriz..."

Elimi tuttu ve birlikte mutfağa doğru yürüdük. Hyunjin de arkamızdan geldi. Minseok dolabı açtığımda benden önce davrandı. Eline paketteki makarnayı aldı ve gülerek konuştu.

"Makarna yapalım. Lütfen..."

Dolabı kapattım ve yere çöküp onunla konuştum.

"Makarna sever misin?"

"Çok severim."

"Peki, hadi yapalım o zaman."

Ayağa kalktım, onu mutfak tezgahının üzerine oturttum. Hep beraber makarnayı haşladık, üzerine sosunu hazırladık.

Her şeyi tamamladığımızda Hyunjin makarnayı tabaklara dolduruyordu. Biz de masayı hazırlıyorduk. O sırada Hyunjin'in telefonu çaldı. Gördüğüm kadarıyla arayan teyzesiydi. Açtı ve konuştu, apattıktan sonra tekrar yanımıza geldi.

"Annen yoldaymış Minseok. Çabucak yesek iyi olur, daha sonra eve geri döneriz."

Suratı asıldı Minseok'un.

"Ben gitmek istemiyorum."

"İtiraz etme, yemeğini ye hadi."

Hyunjin masaya tabakları koydu ve yemeye başladık.

...

Hepimiz yemeyi bitirdikten sonra etrafı topladık ve sanırım Minseok ile vedalaşma vaktimiz gelmişti. Onun boyuna gelebilecek şekilde yere çöktüm ve konuştum.

"Tekrar gel tamam mı? Ben seni çok sevdim."

"Ben de seni sevdim."

Bana sarıldı ve ben de karşılık verdim. Çok tatlı bir çocuktu. Onu gerçekten sevmiştim.

Daha sonra kapıya yöneldik. Ayakkabılarını giydiler ve evden ayrıldılar. Giderken arkalarından el sallıyordum, onlar da bana sallıyordu.

...

wretched | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin