23

531 52 54
                                    

(5 ay sonra...)

Saatin gece 3'ünde peş peşe gelen bildirim sesleri rüyamda yankılanmaya başladığında gözlerimi açmak istemedim.

Hyunjin ile birlikteydik çünkü.

Hızlıca yatakta doğruldum ve telefonumu elime aldım. Gelen bildirimlerin Hyunjin'den olduğunu görünce hemen ayıldım çünkü genelde hep yazan taraf ben olurdum. Yazdıklarıma gülüp dalga geçen de o...

...

Felix-Hyunjin WhatsApp konuşması

Hyunjin:
Felix
Uyanık mısın

Felix:
Uyuyordum
Şimdi uyandım

Hyunjin:
Sana ihtiyacım var

Felix:
Bana mı

Hyunjin:
Evet Felix sana
Parkın önüne gelebilir misin

Felix:
Tabiki
Tabiki gelirim
Görüldü

...

Bana mı ihtiyacı vardı?

Ne olduğunu anlamamıştım fakat uykulu halimle yataktan kalktım. Üzerimdeki uyku pijamalarımı çıkarıp günlük kıyafetlerimi giydim. Sessizce odamdan çıktım ve yavaş adımlarımla kapıya doğru yöneldim. Kapıyı açıp dışarıya çıktım. Evden uzaklaştım ve parkın yolunu tuttum.

Henüz parka varmadan arkamdan Hyunjin'in bana seslendiğini duydum.

"Felix!"

Arkamı dönüp baktığımda sokak lambasının yansıttığı loş ışık ile Hyunjin'in kıpkırmızı olan gözlerini gördüm. Aramızda neredeyse hiç mesafe kalmamıştı. Tam ayaklarımın ucunda durmuştu. Gözlerindeki yorgunluğu görebiliyordum ve sebebini de merak etmiştim. O an ona sarılmayı çok istesem de yapamazdım. Çünkü en son yine ona sarılmak istediğim zaman beni bilerek yere itmişti.

Korkuyla elimi yüzüne doğru götürdüm. Elimi yanağına yerleştirdiğim anda gözlerini kapattı ve yüzünü elime yasladı. Daha fazla susamazdım. Gözleri mahvolmuş, bitkin ve yorgun haliyle karşımda duruyordu. Sessizliği bozan ben oldum.

"Hyunjin..."

Kapattığı gözlerini açtı. Konuşmaya devam ettim.

"Ne oldu, ne bu halin?"

"Babam kaza geçirdi Felix."

Bu söylediğini duyunca şaşırmıştım. Neden bu halde olduğunu şimdi daha iyi anlamıştım. Gözlerinden teker teker yaşlar süzüldü. Tekrar konuşmaya başladı.

"Hastanede şuan, durumu çok ağır."

Hiç bir şey söylemeden yüzünü ellerimin arasına aldım ve omzuma yerleştirdim. Sımsıkı sarıldım ona.

Bir süre öyle kaldıktan sonra kafasını kaldırıp bana baktı ve konuşmaya çalıştı.

"Geriye dönüp baktığımda senden başka gidecek yerimin olmadığını fark ettim Felix."

Sesi titriyordu, kelimeler ağzından zorla çıkıyordu. Nefes nefeseydi. Cevap verdim.

"Yol zorlaştığında gelmeyi düşündüğün ilk yer hep benim yanım olsun isterim Hyunjin. Ben seni sorgulamam, seni yargılamam. Benim kollarım senin için her zaman açık."

Ben cümlemi bitirir bitirmez konuştu.

"Özür dilerim Felix."

Her şeye rağmen içimde bir korku vardı. Tekrar beni yüz üstü bırakıp gitmesinden, tekrar aynı şeyleri yaşamaktan çok korkuyordum.

Hissettiği acı gözlerinden okunabiliyordu, incinmişti. Onu böyle bu halde gördüğüm için kalbimin ritmi hızlandı, canım yandı.

Yüzünü avuçlarımın arasına aldım ve dudaklarını öptüm. Daha sonra konuşmaya başladım.

"Hangi hastanede baban? Gidelim hadi..."

...

Hastanede babasının kaldığı yoğun bakım ünitesine doğru gidiyorduk. Oturan annesini görünce elimi bıraktı ve yanına doğru koştu. Peşinden gidiyordum ben de.

"Anne, bir haber yok mu?"

Olumsuz anlamda kafasını sağa sola salladı annesi. O da bitkin görünüyordu.

Hyunjin duvara yaslandı. Yaslandıktan hemen sonra yere çöktü. Ben de onun yanına doğru gittim, yanına çömeldim. Bedenlerimiz birbirine temas ediyordu. Yorgunluğundan dolayı zar zor hareket ediyordu. Başını omzuma yasladı ve gözlerini kapattı. Ben de saçlarının arasına bir öpücük kondurdum.

...

wretched | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin