kabulleniş

405 28 26
                                    

Fakat daha arasından hiçbir harf çıkamadan ani bir hamleyle öne eğildi ve ıslak dudakları, bir saniye dahi beklemeden sertçe dudaklarıma yapıştı.

Dudağımın üstünde hissettiğim sıcaklık tüm bedenime yayılıyor, esen rüzgara duyarsız hâle gelmemi sağlıyordu. Gerçekliğini tamamen reddettiğim bu anda binlerce duygu hissettim. Daha az önce beynimi kemiren tüm düşünceler susmuş, mantığım kenarda kalmıştı. Vücudum inanılmaz bir şekilde hızlı atan kalbime kan pompalamaya çalışıyordu sadece.

Öpüşü ateşli veya tutkulu değildi, tam öpüşmek bile sayılmazdı. Dudaklarımız hareket etmiyordu, sadece birbirine değiyorlardı. Bu bile tüm ruhumu paramparça etmiş, yer ayaklarımın altından kayıyor gibi hissetirmişti. Üşüyordum ve terliyordum. Yanıyordum ve sönüyordum. Burnumdan aldığım nefes yetmiyor, önümdeki bedenle aramdaki mesafe fazlalık geliyordu. Hayatımda ilk defa tecrübe ettiğim bu duygu dengemi öylesine şaşırtmıştı ki, Poyraz geri çekilip kendi yaptığına o bile şaşırmış gibi bakarken benim yaptığım tek şey onu tekrar kendime çekmeyi istemek olmuştu.

Uyuşuk gözlerimi birkaç defa kırpıştırıp gerçekliğe dönmeye çalıştım. Ellerini henüz bedenimden çekmemişti, yüzü yüzüme hâlâ yakındı. Yüzü ifadesizliğe bürünse de gözlerinin derinliklerinde birçok şeyi seçebiliyordum.

Ağzını konuşmak için açtığında gözlerimi sıkıca kapattım. Yine zehirli kelimeleriyle beni zehirleyecek, burnu havada tavrıyla içimi paramparça edecekti. Yorulmuştum da, onun bu tavrını önceden görmek koymuyordu çünkü sinirimin altına gizleyebiliyordum fakat artık canımı yakıyordu. Aynı şekilde karşılık vermek de, yıkıp dökmek de merhem olmuyordu buna.

Ama o beklediğimin aksine ellerinden birisini yanağıma yasladı. Soğuk eli yanan yanağımla temas ettiğinde gözlerimi araladım. Eli hareket etmiyor, sadece ufak bir dokunuşta bulunuyordu yanağıma. Gözleri gözlerimden ayrılmazken alt dudağımı ıslattım refleksle. Bakışları oraya doğru kayarken nemli dudağıma bakıp yutkundu.

Yoğun bakışları dudağımın üstünden ayrılmazken derin bir iç çekip "Ne yapacağım ben seninle?" diye mırıldandı. Hemen ardından az önce yaptığı gibi, benim ilk hamle ondan gelmesine rağmen cesaret edemeyeceğimi biliyormuş gibi, dudaklarını benim dudaklarıma bastırdı. Nefesini içime çektiğimde yetmiyormuş gibi araladım dudaklarımı. Bu hissi anlatmanın bir yolu yoktu, bunun kadar güzel bir şeyin dünya üzerinde var olduğunu yeni öğrenmiştim.

Daha önce hiçbir öpüşmemde bunun gibi bir şey hissetmemiştim. Ona yaklaştığımda bile garip bir his dalgasına bulanan bedenim, şimdi onu öpüyordu. Bana defalarca kez bağıran dudaklar, şu an dudaklarım arasında eziliyordu. Sinirle parıldayan kahve gözlerin üstünü, odaklandığı için göz kapakları kapatmıştı.

Bedenimi duvara yasladı, elim sert omuzlarına doğru çıktı. Az önceki yavaş öpücüğüne tamamen tezat biçimde dudakları dudaklarım arasında hızla kayıyor, bunu yaparken tadımı çıkartıyormuşçasına ısırıyor ve öpüyordu. Tek eli belime inip beni kendisine doğru sertçe çekti, göğsüm hızla göğsüne çarptı.

Omuzlarında duran titreyen parmaklarım bulunduğu yeri refleksle sıktı. Bununla beraber o da belimdeki eliyle tenimi kafese aldı, içime titrek bir nefes çekip hızına yetişmeye çalıştım. Her saniye giderek sertleşen dudakları normalde hızlı öpüşmeyi seven bana bile hızlı geliyordu ama sikeyim, bu kesinlikle mükemmel bir deneyimdi.

Tırnaklarım omzuna doğru battı ama bunu hissetmedim, dişleri alt dudağımı sertçe ısırıp ezdi ve duyduğum tek şey acı değil zevk oldu! Belimi sıkan eliyle beni kendine mümkünmüş gibi iyice çekti, kendimi tutamadan ağzımdan çok ufak bir ses bıraktım.

antrenör | poybatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin