Bizi sömürüyorlar,
aklımızı
bedenimizi ele geçirerek istediklerini yaptırıyorlar.
Kendi özümüzle sürekli çatışma halindeyiz.
İyi ile kötüyü,
doğru ile yanlışı ayıramaz hale geldik.
X kişisi çıkıyor bir açıklama yapıyor, bunun üzerine günlerce konuşuyoruz. Biri çıkıyor bu böyle değil diyor
onun üzerine de konuşuyoruz.
Sürekli bir konuşma halindeyiz. Konuşmak dışında bir eylem yapmıyoruz.
İstenilen bu değil miydi?
Konuşmak, eylemsiz kalmak.Tarih tekerrür eder.
Çünkü
akıl
bilimin ışığında yürütülmeyen her şey çökmeye mahkumdur.
Artık bilim ve akıl yetmez,
bu topluma dürüstlük gerekli.
Ülkemiz uzun yıllardır manevi bir çöküş içindeydi
bu çöküşü fiziksel olarak sürdürmeye devam ediyor.
Bu sistem,
kendi içinde barındırdığı dürüst insanları eritiyor.
Toplumumuz acılar,
yolsuzluklar,
yoksullar,
umutsuzlar toplumu oldu.
Doğmamış çocukların geleceklerini, umutlarını çaldık.
Uykularımız kaçıyor.
Üzülüyoruz ve sorguluyoruz;
bu dünyada,
bu ülkede
bunca acı varken
gülüşlerimiz hâlâ yerinde mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sirayet
PoetryBazı hisler, duygular yayılır. Bütün vücudumuzda hissederiz bunu. Ayaklarımızdan başımıza kadar bir kaygı, bir yaşanmışlık, bir geçmiş yayılır. Ne yapsak ne yapalım yayılmıştır, önüne geçmek mümkün değildir. Bu noktada tek çare yazmaktır.