İnsan yalnız kalınca iyileşiyordu.
Bu iyileşme sonunda ayağa kalkamayanlar,
yalnızlığından çıkamayanlar,
vücuda alınan ilaçların dozunun arttırılması gibi zehirleniyordu..İnsanın yeri ya gökyüzü
ya da toprağın altı olmalıydı.
Bu ikisinin ortasında kalan dünyada insan huzur bulamıyordu,
kendi güzelliklerini yok ediyordu. Yeşilliklerini kesip,
büyük büyük binalar yapıp özü olan doğadan uzaklaşıyordu.Bir çiçek gibi dimdik durabilir insan;
ne zaman ki biri gelip onu yıkana kadar...İnsanların içinde gülmek,
ağlamak kadar tehlikeli değildir;
birinde güçlü,
diğerinde güçsüz görürler.
Sanki güçlü kalmak şartmış gibi.İnsanı ayakta tutan kazandıkları değil, kaybettikleriydi.
Bazen kazanmak yerine kaybetmek insana huzur verir,
gerçekleri görebilmesini sağlar,
bazen de kötü bir alışkanlığa dönüşür. Ortasını bulabilmek zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sirayet
PoesiaBazı hisler, duygular yayılır. Bütün vücudumuzda hissederiz bunu. Ayaklarımızdan başımıza kadar bir kaygı, bir yaşanmışlık, bir geçmiş yayılır. Ne yapsak ne yapalım yayılmıştır, önüne geçmek mümkün değildir. Bu noktada tek çare yazmaktır.