⭐ 2 ⭐

14 2 1
                                    

Ertesi gün

Alarm sesi, yüzümü ekşitmeme neden oldu. Derinlerde bir yerde, beni çıldırmak için çalmaya devam ediyordu. Bir an için nefesimi tutup sessizce dinledim ve bir köstebek gibi yorgan altına girerek sese doğru ilerlemeye başladım. Yatağın her santimini aramama rağmen bir türlü bulamadım. Gelen gümbürtü ile ses daha da arttı.

Üzerimdeki ağırlıktan kurtularak yere baktım, oradaydı! Alay edercesine titreyerek çalmaya devam ediyordu. Uzanıp elime aldım ve alarmı kapattım.

Kısılan gözlerim hızla aralandı. İlk iş günümdü ve ben hala yataktaydım. Zorlukla yataktan kalktım ve sendeleyerek banyoya doğru ilerledim. Aynadaki yansımama baktığımda, gördüğüm şey beni dehşete düşürdü. Gözlerim şiş ve kızarıktı, sabaha kadar ağlamış gibiydim. Saçlarım karışmış, bazı tutamlar ise birbirine yapışmıştı.

Zamanım azdı ve her saniye aleyhime işliyordu. Hızlıca duşa girerek temizlendim ve saçlarımı kuruladım. Elime geçen ne varsa giydim. Kot pantolon ve beyaz bir tişört ilk gün için en ideal seçim olmasa da başka seçeneğim yoktu. Aceleyle evden çıkarak durağa doğru ilerlemeye başladım.

Tıpkı benim gibi bir yere yetişmek için acele eden insanlarla doluydu yollar. Zamanın akışına kapılmış, birer robot gibi hareket ediyorduk. Otobüs durağa yanaştığında, insanlar adeta bir sel gibi içeriye aktı.

Her durakta boşalan yerler yeni insanlarla doldu. Herkesin hikayesi ise birbirinden farklıydı. Hepimiz farklı yollarda ilerliyorduk ama aynı otobüsteydik. Birbirimize değiniyor, birbirimize bakıyor ama birbirimizi tanımıyorduk. Kalabalığın arasından sıyrılarak otobüsten indim ve herkes gibi yola devam ettim.

Güneş ışığıyla aydınlanan modern mimari önünde duraksadım. Cam cephe, şehrin tüm canlılığını ve karmaşıklığını yansıtan bir ayna görevi görüyordu. Derin bir nefes alıp girişe doğru ilerledim. Otomatik kapı sessizce açıldığında kendimi ferah bir alanda buldum. Asansöre binerek kat numarasına bastım. Her holde farklı bir sanat eseri göze çarpıyordu. Bu detaylar, farklı iş alanlarının yaratıcılığa ve estetiğe verdiği önemi gösteriyordu. Asansör istediğim kata geldiğinde kapılar aralandı. Elif hanımın odasına giderek kapıyı tıklattım. İçeriden "Gelebilirsiniz." diyen bir ses duyuldu.

Üzerinde çalıştığı kitap taslağını masaya bırakarak başını kaldırdı. Yüzünde beliren sıcak gülümsemesiyle "Hoş geldin. Bende seni bekliyordum." dedi.

Göz ucuyla duvardaki saate bakarak "İlk günden geç kaldığım için üzgünüm. Bir daha olmayacağından emin olabilirsiniz." dedim.

"Sorun değil." dedi ve masadan kalktı. "Gereken konuşmayı daha önce yapmıştık. Şimdi seni yeni iş arkadaşların ile tanıştırma zamanı."

Elif hanım yayınevini gezdirerek ekibin büyük bir kısmı ile beni tanıştırdı. Pazarlama ekibi rengarenk afişlerle dolu bir alanda beyin fırtınası yaparken, editörler titizlikle metinleri kontrol edip dil bilgisi kurallarını didik didik ediyordu. Her köşede farklı bir enerji vardı.

"Daha önce sana bahsetme fırsatım olmadı." Devamında söyleyecekleri için ses tonunda hafif bir tereddüt sezinledim. "Çalışacağın editör Yayınevi'nin ortaklarından biri. Genelde yalnız çalışmayı sever, ancak bu ara fazlasıyla yoğun ve çalışanların bir çoğu isteklerini karşılamakta zorlanıyor." Doğrudan konuya girmesi şaşırtıcıydı. İçine kapanık, mükemmeliyetçi ve otoriter bir kişilik ile çalışmak stres seviyemi arttırabilirdi. Anlaşılan o ki, bu iş benim için düşündüğümden daha zorlu olacak. Ne şans ama!

"Bana güvenebilirsiniz Elif hanım. Elimden geleni yapacağım."

Yüzüne yayılan sıcak gülümseme ile "Harika. Bu arada, Elif demen yeterli." dedi. Başımla onaylayarak "Elif." dedim ve birbirimize gülümsedik.

Aşktan Senden BahsedelimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin