Oğlan üzerine giydiği kot şortuna eş olarak giydiği uzun ve bol beyaz tişörtünü beğeniyle süzüp saçları arasına yerleştirdi tokasını. Beyaz çorapları bileklerini örterken ayakkabılarını güzelce bağlamış, topukları üzerinde bir ileri bir geri zıplayarak annesini ve ağabeyini bekliyordu.
Ağabeyinin geldiğini görünce iç çekerek izledi onu. Kaslı bedenini saran beyaz gömleği ve siyah kumaş pantolonu çoktan aklını meşgul eden adamı tekrardan hatırlatmıştı ona. Yanaklarına hava doldururken çoktan koca gözleri sulanıvermişti. Üç gündür görmediği ve hakkında hiçbir şey bilmediği bu turuncu saçlı adama çok bağlanmıştı ve şimdi de onu çok özlüyordu.
Ağabeyi Chris ve Chris'ten sonra gelen eşi Changbin, iki gündür onlarla kalıyorlardı ve en azından onun için bir teselliydi bu. Yine de turunculu büyüğünü özlemeden edemiyordu.
"Ufaklık?" Chris, giydiği ayakkabılarından başını kaldırıp kardeşinin dolu gözlerini görünce şaşırarak bakmıştı kardeşine. Cevap alamayınca başını eğen ufaklığın çenesine parmağını yerleştirip hafifçe kaldırılmasıyla ufak çocuk hafifçe uzaklaşmıştı ondan.Aklı yine turunculuyla doluydu.
"Jisung?"
Abisi ona nadiren kendi ismiyle seslendirdi ve şuan güzel oğlanın davranışları oldukça garipti. Ufaklık asla kendisini itmez her zaman ağabeyine karşı açık olurdu. Lakin şuan ki davranışlarına anlam veremiyordu Chris. "Birşey yok." Kırgın sesiyle mırıldanıp arabanın arka koltuğuna ilerleyeceği sırada kolundan çekilmesiyle afallatmıştı küçük olan.
Ağabeyi onu kaslı kolları arasına alıp sıkıca sarmalarken dayanamayan küçük gözlerinden incilerini hızla akıtmaya başlamıştı. "Onu çok özledim.." kardeşinin hıçkırıkları arasından sayıkladığı laflar kaşlarını çatarken kim olursa olsun kardeşini üzen kişiyi pişman edeceğine ve onu alıp ufaklığın karşısına dikeceğine dair kendisine temin verip ufaklığın yanaklarını arındırdı ıslaklıktan.
"O kim bebeğim?"
Ufaklık dolu gözleriyle başını iki yana sallayıp söylemeyi reddederken iç çekti büyüğü ve arabasının ön koltuğuna yerleşti. Ufaklık hala eğik başıyla arka tarafa geçtiğinde aynadan onu izleyen büyüğünden habersiz turuncu saçlı adamı dolaşıyordu aklında. Sesini ve ona 'Elmacı güzeli' diye seslenmesini özlemişti çoktan.
"Öğlen sahile inelim mi?"
Sonunda hazırlanıp çıkabilen ağabeyinin eşi Changbin, eşinin dolgun dudaklarına öpücük bıraktıktan sonra sormuştu. Chris, eşine gülümseyip aynadan kardeşine son bir bakış atıp onaylayan mırıltılar çıkarıp burnunu kendisinden kısa olan sevgilisinin burnuna sürtmüştü. Arkada onları izleyerek iç çeken ufaklık bir an evvel kafeye gitmeyi istiyordu. Belki bugün gelirdi.
Ağabeyi arabayı ağır ağır sürüp Seul'de oturan eşine Busan'ı tanıtıyordu. Changbin sevgilisini parlak gözlerle dinliyor söylediği herşeye hevesle karşılık veriyordu. Onun bu hali de elbette Chris'i oldukça mutlu ediyordu.
Arabayı park eder etmez kaçar adımlarla arabadan inen ufak oğlan ikisini de şaşırtırken Jisung kafenin kapısını ağzına kadar aralamış mis gibi yaz havasının içeri dolması için de camları açmıştı. Masalardaki örtüleri düzeltip kenardaki hoparlöre bağlı telefonundan Katy Perry'den Firework açıp mutfağa geçmişti. Şarkıya ufak ufak eşlik edip beline önlüğünü bağlarken elmaları sıkıcağa bırakmıştı.
"Baby, you're a firework!"
Şarkıya eşlik edip eksilen birkaç tatlıya tazelerini eklerken kendi etrafında dönüyor sonunda yüzüne yeni gelen neşesi ile adeta aydınlatıyordu etrafı ufaklık. Dudaklarından gülümseme eksik olmazken gelen birkaç müşterinin siparişlerini verdikten sonra eksilmeyen neşesi ile tekrarlayan şarkıya eşlik etmeye devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elmacı Güzeli | Minsung ✓
Romance"Elma suyunu ben içecektim Elmacı Güzeli, gömleğim değil." ___ Minsung Minific 🍏