Elmacı Güzeli | Minsung ✓

🍏⁹: Cızırtı

Şarkı önerisi: Part of me - Katy Perry!!!

"Minho!"

Ufak oğlan aynı yatakta yattığı sevgilisine kıkırdayarak seslendi. Kollarını sıkıca yakalamış olan turunculu adam kapalı gözleriyle gülümsüyor ama çocuğu bırakmıyordu. "Hım?"
Kahve saçlı oğlan bununla dudaklarını büzerken ofladı. "Acıktım." Adam, onu biraz daha göğsüne doğru çekerek saçlarının arasına hapsolmuş elma kokusunu derince soludu. Parmağı elma figürlü tokada dolaşıyordu. "Bende," hafifçe eğilerek ufaklığın aralık duran dudaklarına kendi dudaklarını bastırdı. "Ne yesem ki?"

Küçüğün gözleri hazla kapanıp dudakları üzerindeki baskıya gülerken yaslandığı göğüse biraz daha sokuldu. "Bilmem ki, ne yesek?" Minho kıkırdayarak ağırca ayaklandı. Bir haftadır hastanede kaldıkları için eskisinden daha iyiydi artık. Lakin Jisung'un alçısı henüz çıkmamıştı. Uzun bir süre onlarla olacak gibi duruyordu.

"Ben kafeteryaya bakıp geleyim." Yatakta uzanmaya devam eden oğlan, sevgilisinin elini tutarak onu durdurdu. "Bende geleyim." Büyük olan sırıtarak hafifçe küçüğün üzerine eğildi. Tatlı oğlanın yanakları kızarırken bacaklarından ve belinden tutarak kucağına aldı.

Jisung ufak bir çığlık atarak kollarını sevgilisinin boynuna doladı. "Minho!" Adam sırıtarak odadan çıkarken kordidordaki birkaç hastanın onlara olan bakışlarını yakalamıştı ufak oğlan. Daha da
gerildiğini hissederken başını büyüğünün omzuna yasladı. "Of Minho," Küçüğün sızranışı ile kaşlarını çatarken ulaştıkları kafeteryada rastgele bir masaya oturttu onu. "Ne?" Jisung'un çatık kaşları ve kızarık yanakları ile karşılaştığında ellerini iki yana açarak kendini işaret etti. "Naptım ya?"

Ufak oğlan oturduğu yerde bir elini beline yaslayıp diğer elinin işaret parmağını büyüğünün göğsüne değdirdi. "Salaksın," Hayretler içinde ona bakan büyüğüne dudaklarını büzdü. "Hep utandırıyorsun beni." Minho şakacı bir tavırla kollarını göğsünde bağladı. "Nasıl böyle bir eşeklik yaparım?" Onun dalga geçtiğini anlayan jisung ise oflayıp büyüğünün beyaz tişörtü ile sıkı sıkıya sarılmış koluna bir yumruk attı. "Git bana yemek getir."

Minho kahkaha atarak kantin kısmına ilerlerken bağırmayı ihmal etmedi. "Acımadı ki!" Tabii yanıt da gecikmedi. "Eşek Minho!"

Elinde iki kaseyle dönen Minho çok olanı sevgilisinin önüne bıraktı. Ufaklık dudaklarını yalayıp iştahla yemeğini yemeye başlarken bir süre onu izledikten sonra kendi yemeğine başladı. "Elmacı güzelim," Jisung, dolu yanakları ve gülümseyen dudakları ile başını kaldırarak 'hm' sesi çıkardı. "Yarın eve gittiğimizde bende kalsana."

Jisung bir kaç saniye düşünüp lokmasını yuttuktan sonra cevapladı. "Ama pazartesi dersim var, Jeongin kaç gündür yerime imza atıyor." Ufaklığı sıkıntılı sesiyle planları suya düşen turunculu adam iç çekti. "Bende kalırsın sabah ben bırakırım seni?"

"İyi madem,"

Sonrasında gülüşerek ve eğlenerek günü bitirdiklerinde sabahı hevesle çağırıyorlardı.

"Hadi Minho!"

Minho, koltukta oturup ona seslenen sevgilisine yaklaştı, dudaklarını dudaklarına bastırıp geri çekilirken ufaklığın kızaran yanaklarını izledi bir güzel. Oğlan kıkırdayarak "Bu ne içindi?" Dediğinde büyüğü cevap vermeden onu kucağına almış, hastanenin çıkışına doğru yürümeye başlamıştı. "Ne?" Kaşlarını kaldırarak kucağındaki ile buluşturdu gözlerini. "Sevgilimi öpemez miymişim?"

Küçüğün tombul yanakları pembeleşinceye dek bakışmışlar ardından başını büyüğünün boynuna gizleyen Jisung sayesinde bakışmalarına ara vermek zorunda kalmışlardı. Jisung'un annesi arabada onları bekleyip oğlunun mutluluğunu gözündeki neşe dolu ifade ile izlerken çalan telefonuna döndü.

"Alo?" Gelen birkaç cızırtılı sesle kaşlarını çattı. Tekrar seslendiğinde bir kaç ağlama ve sızlanma sesi duydu fakat telefon aniden kapandı. Çatık kaşları ile ekrana bakarken gelen oğlu ve Minho ile başını iki yana sallayarak gülümseme verdi çocuklara. "Hazır mıyız?"

Aldığı neşeli cevaplarla gülerek arabayı yola sokarak evlerine doğru sürmeye başladı. Radyoda ufak oğlanın en sevdiği sanatçıdan, Katy Perry'den, 'part of me' çalmaya başladığında sevgilisi ile eşlik ede ede sürdü yolu. Yaşadıkları trajik kaza ikisinin de neşesini azaltmak yerine onları birbirine daha da bağlarken ikisi de şikayetçi durmuyordu.

"Anne, Minho'da kalabilir miyim?"

Kadın hala aklında dönüp duran düşüncelerle dalgın dalgın başını salladığında küçük olan bir sorunun olduğunu hemen çözüvermişti. Yan yana olan evlerinin önünde durduklarında Jisung annesine son bir bakış atıp sevgilisinin onu kucaklamasına izin verdi.

"Oha!" Girdikleri evin kendi evleriyle aynı yapısına tezat farklı dizaynına şaşırdığını belli eden bir nida çıkardı. Bomboş duran bir beyaz duvar dikkatini çekerken başını omzuna yatırarak sevgilisiyle göz göze geldi.

"Sende benim düşündüğümü düşünüyor musun?"

"Sen gelmeden önce düşünmüyordum ama şuan düşünüyorum." Kahkaha atmalarıyla Minho bir sandalyeye bıraktı oğlanı. Sonrasında sandalyeyi duvarın önüne yerleştirip sanat atölyesinden boyları kapıp geldi. "Napıyoruz şimdi?"

Küçük olan gülümseyerek fırçayı turuncu boyaya batırıp büyüğünün avcunu kendine çekti. Onun avuç içini turuncuya boyayıp kendi elini de yeşile boyarken yan yana duvara yasladılar boyalı ellerini. Bir süre bekletip geri çektiklerinde Minho gülümseyerek fırçalardan bir diğerini siyah boyaya bandırdı ve altına isimlerini yazdı.

"Süsleme vakti!"

İlk işi elleri ile bastıkları yeri kalp içine almak olurken Minho ayaklanıp bir gökkuşağı çizmek için hareketlendi. Jisung, eline aldığı rastgele renklerle rengarenk çiçekleri etrafa yayarken gökkuşağını bitiren Minho yeşil fırçayı eline alıp ufaklığı dürttü.

Pür dikkat önündeki havucu boyayan Jisung şaşkın bakışlarını kendisine çevirirken çizdiği elmayı işaret etti. Bu, Jisung'un hep taktığı tokasındaki figürdü. "Minho ya," Gözlerindeki ışıltılar ile kollarını açtığında sarılan büyüğü ike gülümseyerek çenesini omzuna yasladı. "Salaksın," Kıkırdayan Minho ile kendisi de gülüşünü tutamadı. "Senin salağınım."

"Hadi bitirelim şu duvarı,"

___
SİKERİM BU BOLUMU DE HAYATİ DA DENEMEYİ DR OKULU DA SINAVŞNDA YETER AMINA OPYATAIM YA YETER
YOKOLMAK İSTİYORUM
YETER
BOLUM DE YARRRAMM GİVİ TMMM
SONRA ATARIM
BB