🍏⁸: Soğuk ve Acı

84 16 5
                                    

Hastane koridorları her zaman üşütür insanı. Turuncu saçları alev alev yanan kızlar bile hıçkırıklarla feryad ederlerken vücutlarının titrediklerinden eminlerdi. Onlardan ziyade ifadesiz duran olgun turunculu kadın, şık takım elbisesini tılsım gibi taşıyarak cam ardında yatan oğluna bakıyordu.

Makinelerin sesleri camın ardında dek çıkarken yatakta uzanan bedenin turuncu tutamları sarımtırak hastane yastığına ahenkle dökülmüştü. Yüzündeki birkaç yara ve başının arkasındaki yaradan ziyade çıplak göğsünün alt tarafına da uzun bir sargı sarılıydı.

Kadın, dik başını indirmeden topuklularının üzerinde profesyonelce yürüyerek oğlunu soğuk hastane odasında yalnız bıraktı. Kız kardeşleri Mina ve Mira bekleme sandalyelerinde oturmuş uyanmamasından korktukları ağabeylerini acıyla  bekliyorlardı.

Stabil ses turunculu adamın beynini doldururken gözlerini açmadığını, hiçbir uzuvunu hareket ettiremediğini kestirdi. Kız kardeşlerinin veryansınlarına yanıt veremezken gözünün önüne düşen anlarla bağırmak istedi. Gözlerinden geçen sahnelerde ufak oğlan kendi üzerindeki kanı umursamadan kendisine sesleniyordu. Bir eli sıkışan bacağını sıkarken diğer eliyle yarasına baskı yapmaya çalışıyordu. Başını iki yana sallayarak düşüncelerinden kurtulmak istediğinde başarısız oldu adam.

Boş bir çukurun en dibinde gibi hissederken boğazını yırtarcasına bağırmak istiyordu. Kahve gözlü çocuğu kolları arasında hissetmek istiyorken yalnızca istemekle kalıyordu.

Rastgele anlar karanlık görüş açısını doldururken yine karşısında tatlı oğlanın gülümseyen bir görüntüsü belirmişti. "Merhaba Minho."  Karanlığın ortasında ışıldayan gülümsemesiyle buruk bir el sallama gördü Minho. Uzanıp onu kolları arasına almak istediğinde başarısız oldu.

Jisung, gülümsemesini söndürürken görüntüler bir bir değişmiş ufaklığın üzerindeki kıyafet ve tatlı suratı kana bulanmıştı. Bu sefer yüzüne soğuk ve acı hakimdi. "Ölüyorum Minho." Turunculu can havliyle sendelediğinde gerçeklikte dudakları arasından tek bir kelime döküldü. "Jisung..." Fısıltısının ardından işaret parmağı ufakça seğridi.

Gördü Mira, ağabeyinin en ufak kıpırtısı ile bir yaygara kopartarak doktoru çağırdı koşa koşa. Mina ise onu beklemeye mahkum ıslak gözlerle camın ardını izlerken titreyen ve kontrol edemediği ellerini tekerlekli sandalyesinin iki yanına sıkıştırdı. Minho uyanırsa onu böyle görüp tedavinin kötüye gittiğini düşünmesin istiyordu. 2 gündür mimiksiz uyuyan adam uyuduğunda tedaviyi fes etmiş saatlerini bu koridorda geçirmişti turunculu kız.

"U-uyan... Nolursun." Zorlukla cam ardında sesini duyurmak istedi kız. Belki ağabeyi bu sayede daha hızlı uyanırdı.

Camın ardında ise doktorlar 2 gündür komada kalan adama müdahale ediyorlardı. Yarasının ciddiyetinin azaldığı haberiyle ise Mira'nın içine su serpilirken cam ardında çaresizce titreyen kardeşine ışıltılı bir gülümseme bahşetti.

"Mira," Adam kurumuş dudaklarının arasından seslendi. Kız, endişe ile ağabeyine eğilirken adam su istediğini beyan etti. Kana kana içip zorlukla geri uzandığında derin derin nefes alırken eli yavaşça başına doğru uzandı. Hissettiği sargı dokusu ve hafif sızıyla yüzünü buruşturup kız kardeşine geri döndü. "Şimdi git ve..." Gözleri çaresizce dolarken ona birşey olma düşüncesi vücudunu ürpertiyordu. "Bang Jisung'u bul." Titrek göz kapakları bedenindeki ilaç oranına dayanamazken hala dinlenmesi gerekiyordu.

Uykuya dalmadan kısa bir süre önce fısıldadı kısık kısık. "Onu görmem lazım." Mira dolu gözleriyle başını salladı ve hızla terk etti odayı. Koridorda onu bekleyen hasta kardeşine aldırmadan merdivenleri indi hızla. Göz yaşları elmacık kemiklerini ıslatırken sinirine hakim olamıyordu. Ağabeyinin uyanır uyanmaz sorduğu ve kaç gündür onları yalnız bırakmayan bu çocuğa ister istemez kin beslemişti.

Onu daha yeni yollamışken tekrar geri getirmek zorunda hissettiği için sesli bi' küfür savururken dinlenme odasına kapıyı çalmadan sertçe girdi. Yatakta uzanan ayağı alçıya alınmış oğlan çocuğunun yorgun yüzüyle karşı karşıya geldiğinde titrek fakat bir o kadar da soğuk sesiyle kelimelerini tükürdü. "Uyandı," Gözleri kanepede duran Bayan Bang ve büyük oğluna ilişti. "Seni istiyor."

Ufak oğlanın iki gündür yerden kalkmayan suratı anında parlarken fevri bir hareketle doğrulmaya çalıştı. Acıyan karnı ile tısladı ama bedenini geriye bırakmadan alçılı ayağını yataktan indirdi. Bang Chan günlerdir uykusuz olduğu belli olan bir ifadeyle kardeşinin yanına geldiğinde Lee Mira'ya ters bir bakış atıp Jisung'u kucağına almıştı. 

Ağabeyinin kolları arasında heyecanını bastıramayarak merdivenlerı çıkmayı bekliyordu. Görüş açısına giren oda ile yerinde kıpırdandığında ağabeyi kıkırdadı. "Düşeceksin ufaklık." Jisung'un neşesi yüzünü bir an olsun terk etmezken parmağını büyüğünün burnuna dokundurdu. "Ben sana çoktan düştüm Yakışıklım!" Kardeşinin iki gündür yok olan neşesinin geri gelmesi onun da neşesini yerine getirmişti.

Bang Chan başını sen iflah olmazsın dercesine iki yana salladığında normal odaya alınmış Minho'nun yanına ulaşmışlardı. Yatakta uyuyan bedenini gördüğünde ufak oğlan alt dudağını ısırarak onu yatağın yanındaki sandalyeye bırakması için ağabeyine işaret verdi.

Oturduğunda sakincene uyuyan sevdiğinin serumsuz elini parmaklarıyla sardı. Dolu gözleri turuncu saçlı adamda dolaşırken kıpırdanan göz kapakları ile titreyen çenesine rağmen gülümsedi. "Merhaba," Bulundukları trajikomik olayın getirisi ile dolu gözleriyle kıkırdadığında gözlerini ağır ağır aralamış adam onun kıkırtısı ile kutsandı. "Merhaba elmacı güzeli."

Cümlenin sonuna getirdiği iki kelime ile sırıtmasını bastırmak adına alt dudağını dişleri arasına aldı Jisung. "Elmacı güzelim diyecektin hani?" Büyüğü parmaklarını yavaşça ufaklığın yanağına çıkardığında Jisung onun parmaklarını parmaklarıyla buluşturdu ve yanağını iyice yumuşak avuca yasladı. "Uyanmayacaksın sandım..."

Fısıltı gibi dudaklarından dökülen kelimelerle Minho buruk bir gülümseme bırakarak dolu gözlerini kırpıştırdı. Bu, küçüğü güldürdü. "Seni çok özledim..." Büyüğünün yoğun çıkan sesiyle dudakları aralandı ufak oğlanın. Kenarda köşede bulabildiği sesiyle "Bende," diye fısıldadığında cümlesini devam ettirmesine gerek yoktu.

Turunculu ufaklığı ensesinden kendine bastırıp dudaklarını buluştururken küçük olanın kirpikleri titreyerek kapandı. Elleri büyüğünün elleri üzerine çıkarken ikisi de nefessiz kalana kadar ayrı kaldıkları günün özlemini gidermeye çalıştılar. Dudakları ayrılıp alınları birleştiğinde ufaklık vücudundaki tüm kanın yanaklarına toplandığını hissetti. Ne yaparsa yapsın utanmayı kesemiyordu.

"Bu hastaneden kurtulur kurtulmaz yeni bir date'e çıkacağız ve bunu hiçbir şey bozmayacak."

Dudaklarından minik bir kahkaha firar eden küçük alenen heyecanı ile konuştu. "Evde kalsak daha iyi olmaz mı sence de?" İkisi bir süre gülüp sessizleştiklerinde Jisung çekingence parmaklarıyla oynamaya başlamıştı. "Minho,"

"Hım?" Avucu arasındaki Minho'nun parmaklarını oynarken histerik bir gülüş attı ufaklık. "Kardeşlerinle tanıştım, sanırım Mira beni pek sevmedi." Duyduğu gerçekle gözlerini kaçırdı hafifçe Minho. "Ya Mina?" Küçük olanın yüzünde bu sefer içten bir tebessüm oluştu. "Çok tatlı bi' kız! Onu çook sevdim!"

Turunculu büyüğü bununla şaşırdığını belli ederken içinde filizlenen mutluluğu gizleyememişti. "Ciddi misin?" Ufak oğlan hevesle başını salladığında gözlerini duygu dolu gözlerle buluşturdu. "Bana çok yalnız olduğundan ve bir arkadaşa ihtiyacı olduğundan bahsetti." Yanaklarına biraz hava doldurdu ve iç çektikten sonra başını omzuna yatırarak konuşmaya devam etti ufaklık. "Keşke daha önce tanışsaydım onunla."

Minho, sevgilisini parlak gözlerle izlerken avcu arasında kalan ince parmakları dudağına götürdü ve tek tek öptü. "Sen hayatımda gördüğüm en güzel kalpli insansın..." Dudaklarındaki sırıtışı içten bir tebessüme çevirirken göz kırptı. "Elmacı güzelim."

Küçük olan bununla kahkaha atarken kesinlikle doğru seçimi yaptığından emindi.

___
Seeleemee
Vala bena tokanmayın moralim cok bazuka
Alın bolum.
Okumuyonuzda zaten uzluyom vala
Neysekine
Gidiyom
Kontrol etmeden attım ya cok usandım
Zibarotti
Bbbbbbb

1015 kelime tostum 😎

Elmacı Güzeli | Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin