6. Bölüm

9.7K 599 139
                                    

Bol bol yorum atmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen ♥️

*

Akşam yemeğinde evde masada sessiz bir gerginlik vardı. Kimse konuşmuyor ama gergince birbirlerine bakıyorlardı. Hatice Teyze ve Kerem Ağabey arasındaki çatışma devam ediyor, bu durumda zavallı Nuri amca ve ben olacaklardan korkarak sessizce bekliyorduk. "Bir tabak daha ister misin Kerem Ağabey?" diye sorduğumda "Yok" diye kısa bir yanıt vermişti. Akşam çayına birazdan babamlar ve Gamze ablalar gelecekti.

Yemek faslı bitince herkes salona geçmişti. Ben de Hatice Teyze ile birlikte mutfağı toparlamış ve çay suyu koymuştum. Mutfakta beni kenara çeken Hatice Teyze "Kızım, bu Keremle hiç dertleşiyor musunuz? Sana hiç o mendebur gelini anlattı mı?" dediğinde yüzüme vuran gerçeklik ile yüzüm düştü ve "Yok Hatice Teyze, o konuyu hiç konuşmadık" dedim. Elimi elleri arasına aldı ve "Bak yavrum, siz kardeş sayılırsınız. Ağabey kardeş gibi beraber büyüdünüz. Sen biraz onunla konuşup, şu kadın hakkında biraz laf alsan olur mu?" dediğinde bugün keknekteki yakınlaşmamız geldi gözümün önüne. Biz ağabey kardeş gibi büyümüştük değil mi? O zaman bugün niye az kalsın kucağında dudak dudağa gelecektik?

Utancımı gizleyerek "Konuşmaya çalışırım" dedim ve salona kaçtım. Nuri Amca haberleri izliyor, Kerem ağabey ise telefonuyla ilgileniyordu. Akgün zaten pusetinde yatıyordu. Ben de geçtim ve tekli koltuğa oturdum. Benim gelmemle Kerem Ağabey telefonu bırakıp kafasını kaldırdı ve bana bakmaya başladı. Gözlerimi ondan kaçırdım ve bu sefer ben telefonumu aldım. Bahar'a nerde kaldıklarını sorduğum bir mesaj gönderdim ve sırf meşgul gözükmek için yalandan galerimde oyalanmaya başladım. Kafamı kaldırdığımda Kerem Ağabey ile tekrar göz göze geldik.

Kerem Ağabey tam bir şey diyecek iken çalan kapı ile kaçarcasına kapıya koştum. Gelen Gamze ablalardı. "Hoşgeldiniiz" diyerek sarıldım. "Canım, hoşbulduk" diyerek karşılık verdi. Gamze ablanın ikiz oğulları direkt şımarmaya başlamışlardı. Klasik dövüşlü, bağırışlı erkek oyunu oynuyorlardı. Fakat bu defa aralarına Kerem Ağabey de eklenmişti. Üçü beraber yerde dövüşüyorlardı.

Hatice Teyze de salona gelince sohbet etmeye başlamıştık. "Ee Eylül, nasıl gidiyor?" diye soran Gamze ablanın asıl amacı emzirmeyi öğrenmişti. "İyi, çok iyi gidiyor abla. Sen napıyorsun, çocuklar zorluyor mu?" diye cevap verdiğimde "Oh, iyi gitsin şükürler olsun" diye rahatlamıştı. Babamların da gelmesiyle salonda curcuna başlamıştı.

Bir kenarda babam, Nuri amca ve Oğuz enişte siyaset tartışıyor, bir kenarda Kerem ağabey ve ikizler güreşiyor. Annem ve Hatice Teyze ise sohbet ediyordu. Bahar, Gamze abla ve ben de magazin gündemini tartışıyorduk.

Ben Akgün'ü alıp sessizce odamıza geçmiştim. Kapıyı kontrol ederek göğsümü açmış ve emzirmeye başlamıştım. Açıkan Akgün'üm bana adeta yapışmıştı. "Kurban olurum ben seni verene" diyerek saçlarını okşarken açılan kapı ile yüreğim ağzıma gelmişti. Odaya gelen Bahar'dı.

"Kız Allah seni kahretmesin, kalbime iniyordu." diyerek sakinleşmiştim. Bahar emzirme çabalarımı biliyordu. Her akşam mutlaka mesajlaşıyorduk. "Emiyor mu paşam?" dediğinde "Emmez olur mu? Sömürüyor" diye yanıt verdim. Bazen emerken canımı çok acıtıyordu.

Yanıma oturan Bahar Akgün'ü kokladı ve "Ohh, mis kokulum" diyerek başını koluma yasladı. "Ne kadar süre daha böyle devam edecek abla? Ev, sensiz hiç çekilmiyor" dediğinde ümitsizce "Bilmiyorum, Akgün'den ayrılmak istemiyorum ama onu asıl ailesinden de ayıramam" dedim.

Annemle babam mutlaka günde en az 1 kere tartışırlardı. Ben büyük çocuk olarak buna alışmış ve idare edebiliyordum ama Bahar benim aksime anne ve babamızla pek anlaşamıyordu. Genelde ailede tartışma olduğunda ben Baharı odamıza götürür ve oyalardım. Bahar da annemle babamın ona karışma çabalarına karşı hep ters davranır, kavga ederdi.

Keknek (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin