1. Bölüm

20.3K 417 60
                                    

Eylül'den

"Hadi kızım, biraz hızlı ol" diye yüzüncü kez bağıran annem ile hızlıca ayağıma çoraplarımı geçirdim ve "Geliyorum" diye bağırdım. Şarjda takılı olan telefonumu aldığım gibi hızlıca odamdan çıktım ve kapının önünde bekleyen annemin yanına gittim. Ayağıma terliğimi giymem ile annem kapıyı kilitledi ve hemen karşımızdaki apartmana ilerledik.

"Ah benim ahiretliğim ah, başına bunlar da mı gelecekti?" diye yanımda üzülen anneme bir şey dememeyi tercih ettim. "Görüyor musun kadının başına gelenleri?" diye aslında soru sormayan anneme "Sakin ol anne, birisi vefat etmedi. Boşanmak çok normal bir durum." dediğimde annem daha da sinirlendi ve "Sen ne anlarsın. Bekara karı boşamak kolay derler." dedi ve adımlarını hızlandırdı.

Zile bastığımızda anında açılan dış kapı ile binaya girdik ve birkaç kat çıkarak Hatice Teyzelerin evine gelmiş olduk. Hatice Teyze, annemin uzun yıllardan arkadaşı hatta ahiretliğiydi. Hatice Teyzeler bu mahallede otururken, annemler evlenmiş ve bu mahalleye gelmişler. O sıralar Hatice ablanın çocukları Gamze abla 7, Kerem abi ise henüz 3 yaşındaymış. Annem evlendikten 1 yıl sonra bana hamile kalmış.

Ben doğduğum zaman Kerem abi 5 yaşındaymış. Her gün bize gelir, beni severmiş. Hatta her gelmesinde de mahallemizin o zamanlardaki yaşlısı Nazlı Teyzenin bahçesinden bir çiçek koparırmış benim için. Okula başladığında ise her okul çıkışı mutlaka eve girmeden önce bize gelir, beni severmiş.

Ben 3 yaşındayken annem kardeşim Bahar'ı doğurmuştu. Ben Baharın hep dibinden hiç ayrılmaz, hep onu severmişim. Kerem Ağabey ise bana yaptığının aksine Bahar'ı ara sıra severmiş.

Ben biraz daha büyüdüğümde beni mahalledeki, okuldaki, parktaki çocuklardan hep korurdu. Ne zaman düşsem yaramı sarar, gözyaşlarımı silerdi. Çocuktuk işte, ağabeyim diye sarılırdım ona. Bana yine sürekli çiçek koparır, sürekli çikolata alırdı. O benim için babamdan bile öte olan biriydi. İleride hayatımda birisi olursa eğer, mutlaka beni Kerem Ağabeyim gibi sevsin, kollasın, onun verdiği gibi değer versin, onun gibi beni çiçek veya başka hediyeler ile mutlu etsin isterdim. O benim hayat standartlarımı çok yükseltmişti.

Ben 14 yaşında henüz liseye yeni geçtiğimde bana olan samimiyeti kesilmeye başlamıştı. Benimle uzun uzun sohbet eden, geceleri beraber yıldızları izleyerek hayal kurduğumuz, ağız dolusu kahkahalar attığımız, her günümüz birlikte geçen insan gitmiş yerine beni görünce selam verip geçen, 1-2 cümleden fazlasını kurmayan, haftada bir anca gördüğüm birisi gelmişti.

Lise 2ye geçtiğimde onun askerlik yaşı gelmiş ve askere gitmişti. Askerlik o zamanlar 1 yıl süreyleydi. Ben onun yokluğunun verdiği ağır his ile okuldan çok uzaklaşmıştım. Sadece Hatice Teyze ve Gamze abladan onun hakkında haber alabiliyordum. Onunla özel olarak sohbet etmiyorduk. Ondan haber alamamak, onunla sohbet edememek beni çok yıkmış ve hayatımı etkilemişti.

Ne yemek yiyebiliyordum, ne ders çalışabiliyordum ne de gönlüm rahatça dışarı çıkıp gelebiliyordum. Sanki hayatsız gibiydim. Onu beklerken tam 10 kilo vermiş, 48 kiloya düşerek sıska bir kız olmuştum. Geldiğinde beni o halde gördüğü için kızmış, eskiden yaptığı gibi üzerime titremişti. Tabi ben birkaç kilo alıp kendimi toparladığımda yine soğuk haline dönmüştü.

Ben üniversite sınavına girerken Kerem Ağabey ise Uzman Çavuş olmaya karar vermişti. Sonrasında ise zaten hep evden uzaktı. Bazen eğitimlere, bazen görevlere gidiyor aylarca gelmiyordu. Ben zaten onun yokluğu, olsa bile soğukluğu sebebiyle derslerime hiç çalışamıyordum. Bu sebeple de bir üniversite tutturamamıştım.

Yıllarca ders çalışmak yerine çeşitli işlere girmiş, para kazanmıştım. Bazen mağazalarda, bazen kafelerde çalışmıştım. Ben 20 yaşıma geldiğimde, Kerem ağabeyin evleneceği haberini almıştık. Nikâh Iğdırda, aile arasında olacaktı. Ben iznimi ayarlayamadığım için gidememiştim fakat o gece evde nedenini bilmediğim bir şekilde hüngür hüngür ağlamıştım.

Keknek (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin