☆Benim Dilsiz Oğlanım...☆/SeungChan

15. Yorucu günün sonu..('m)

!Bu bölüm cinsellik ve taciz içerir. Rahatsız olanlar, okumasın!

Seungmin'den

Chan cibbesini yerine koymak için, odasına gitti. Bu yaptığı, kalbimi kırmış ve kızdırmıştı. Peki, ben hiç durarmıyım? Hah! Hayır tabii ki.. Arkasından gittim. Sana'la konuşuyordu. Tabii ki, işaret diliyle. Chan Sana'ya bir el hareketi gösterdi. Sana kafasını sallayarak, kapıda bekledi. Ben hemen, hızlı adımlarla odaya girdim. "Seungmin! Bay Bang girilmemesini söyl-"

"Sus!"

İçeri girdiğimde, Chan ceketini giyiyordu. 'Seungmin? İçeri girdiğinde, izin almağı hala öğrenmedin-' Direk, onu duvarla arama aldım. Sırtını çok sert çaptığı için, hafif inledi. Konuşamıyor, ama ses çıkarıyo. "Sen! Sana güvenim artarken, sona erdi!" Kaşlarını çattı. 'Sen benim her şeyimi elimden aldın. Sana o kadar değer verdim, karşılığı bu mu? Hem, adalet buymu-"

"ADALETİ GÖTÜNE SOKAYIM!"

Chan'ın belinden tutmuş, ve ani refleksle masaya yaslamıştım. Sinirden, elimi kaldırarak, tokat attım. Ama neresine, görmedim. Baktığımda- Kalçasına... Chan acıyla çığlık ve inleme karışımı bir ses çıkardı.

"Ahhh~!"

Yanlışlıkla olmuştu. Maksadım bu değildi.. Hemen, elimi belinden çektim. Şokla Chan'a bakıyordum. Chan sinirle kalçasını okşadı. 'Manyakmısın?!' Sinirden, elimi Chan'ın belinin arkasına diğerini de kalçasına koydum ve iki elimi de sıktım. Chan acıyla çırpınıyordu. "Sen... Seni sikicem! Senin deliğini kanatana kadar, sikicem! Sen görürsün... İt!"

⚠︎

Kendimi kayb etmiştim. İçimden geçen her şeyi, ağzımdan dışarı fırlatıyordum. İşaret parmağımı Chan'ın pantalonunun üzerinden, deliğine dayadım ve iyice bastırdım. Chan acıyla çığlık attı. Ama konuşmuştu...

"AH! S-SEUNGMİN!"

Sesi titresede, söylemişti. Parmağımı daha da bastırdığımda, ellerini omuzuma attı ve tırnaklarını geçirdi. Acımıştı. Sinirle çığlık attım. Sinirden gözüm dönmüştü. Chan'ın canını yakmağı o kadar istiyordum ki! Elimi masanın üzerindeki kaleme attım. Chan'ın pantalonunun üzerinden deliğine soktum. Chan çığlık, çığlığa kalmıştı.

Dayanamadan, pantalonunu dizine getirdim. Boxer'i de deliğini gözükene kadar, aşağı yaptım. Dolgun kalça yanakları, sulu deliği... Kalemi bu sefer çıplak deliğine soktum. Chan çığlık attığında, ağzını tuttum. Kalemi kıpırdatdığımda, ellerini ellerime attı.

"S-S- MHMMM!!"

⚠︎

Konuşmak istemişti. Ama yapamıyordu. Kollarımda çırpınan Chan'ı bıraktım. "Görürsün..." Kapıdan çıktım. Sana endişeyle bana yaklaştı. "Seungmin! Bay Bang neden çığlık atıyordu? N'oldu?" Kıstığım gözlerimle, Sana'ya baktım. "Hiç. Yanlışlıkla, ona çarptım. O da düştü. Ama şu an iyi. Ayağa kaldırdım.

Sana kafasını ağır ağır salladı. Birazdan, Chan odasından çıktı. Hiç birşey olmamış gibi, gülümsedi. El hareketi yaptı. Sana gülümsedi. "Tamam Chan. Gidelim." Bana bakarak, ağzını kıpırdatdı. 'Hadi. Gidiyoruz.'

Kolumdan iterek, mahkemeden çıkardı. Arabanın kapılarını açarak, Sana'nın kapısını açtı. Sana gülümsedi ve oturdu. Chan benim kapımı açtı ve beni içeri itti. "Adam ol." Göz devirerek, sürücü koltuğuna oturdu. Oturduğunda, hafif inledi. Büyük ihtimal, kalçası acımıştı.