Bölüm On: Chuuya'nın Sırrı

133 15 19
                                    

10| Chuuya'nın Sırrı

Söylediklerimi ikinci defa gözden geçirince, keşke zamanda geriye gitsem diyorum.

SADECE PATRONUN ULAŞABİLDİĞİ DOSYALARI OKUDUĞUMU, ACE VE FYODOR ARASINDA GEÇEN HER ŞEYİ BİLDİĞİMİ SÖYLEDİM! HAY KAFAMI-!!!

Nefes vererek gülümsedim.

-" Sonuçta bunları hepimiz bilebiliriz-..."

Mori beni biraz korkutmaya başladın- Bakma şöyle.

Hepimiz gerilim dolu dakikaları bitirdiğimizde telefonum çaldı.

Telefon...

Ya sen ne kadar harika bir şeysin! Ben sana kurban olayım! Canım, bir tanem, hayatım! Bundan sonra şarjını 45'in altına düşüren şerefsizin en adisidir!

Sevinçle telefonu açtım, kim arıyor bakmadan.

-" Merhabalar!"

Benim neşe dolu sesim ardından bir süre hiçbir karşılık alamamam yanlış aramış olduğunu düşündürdü-

Fukuchi-" Merhabalar Chuuya! Benim, Fukuchi. Numaranı Jouno'dan aldım. Burada bir kaç dosya unutmuşsun, gelip alabilir misin?"

Fukuchi'nin sesiyle biraz duraksadım. Neyse ki, neyse ki telefon hopörlerde değildi!

-" Aiya, tabii ki gelirim! Bu kadar resmiyete gerek yoktu, ben gelene kadar bir yerlere toplasanız yeter. Az sonra oradayım~"

Telefonu sessize alıp geri cebime koyduğumda hâlâ benden cevap bekleyen, insan gibi davranan varlık topluluğuna döndüm.

Ortamı yumuşatmak isteyen Naomi konuştu.

Naomi-" Tamam, hadi herkes için biraz kahve alalım. Sonra konuşmaya daha ayık şekilde devam edersiniz."

Tanizaki-" Naomi-!"

-" Harika fikir, Naomi-chan! O halde kahveler bir orta bir sade: Hadi bana müsaade!"

Cevap beklemeden dışarı koşar adımlarla ilerledim.

Çok şükür bugün de kurtuldum... En azından bir-kaç saatliğine.

.

.

.

Döndüğümde hükümet görevlileri benimle savaşmadı, hatta garipçe baksalar dahi selam vererek ilerlediler.

Komik, iki dakikada saygın biri haline geldim.

İşte insanlar bu kadar hızlı değişiyor...

Tembelce Fukuchi ile konuştuğum odaya girdim. Kendisi yoktu, ama görevlendirdiği iki kişi buradaydı.

İkiside güneş gözlükleri takan, kulaklarında cihaz olan, saçlarını jöle yardımı ile geriye doğru taramış hükümet görevlisiydi.

Bir tanesi ileri adımladı ve dosyaları bana getirdi.

Tamam, hadi açıklamama izin verin.

Fukuchi ona verdiğim dosyalar sayesinde gelecekte olan birkaç şeyi daha erkene aldı.

Yani, muhtemelen kısa sürede Fyodor ve Dazai'nin hapishanede olduğu bölümler başlayacak.

Bu da demektir ki...

Chuuya, yani ben, Dazai'yi vuracağım.

Belki de yapmayacağım?

Bilmiyorum...

Ama emin olduğum bir şey var: Amacımı gerçekleştirmek için, değil Dazai tüm dünyayı vurabilirim.

Başımı onaylar anlamda sağlayarak binayı terk ettim, şimdi yapmam gereken tek şey, Chuuya'nın evine gitmekti.

.

.

.

Hani, takip diyince aklınıza Dazai gelir ya...

Siktir edin onu.

RANPO'DAN BEKLEMEZDİM!

Kapının yanında durmuş, sessizce bana bakarken göz temasını asla kesmiyorduk.

Ranpo, yapma böyle şeyler koçum.

Ranpo-" O kadar şeyi nasıl biliyorsun?"

-" ✨Magic.✨"

Ranpo gülümsedi.

Ranpo-" Ha, yine mi söylemeyeceksin?"

-" Ne zaman söyledim ki, Ranpo-chan?"

Kahkaha attı, komik olandan. Sonra da içeri iyice yerleşti. Koltuklardan birine oturarak bacak bacak üstüne attı.

Ranpo-" Sen gittikten sonra Mafya ve Ajans bir süre kendince sorguladı, iki taraftan da fikir çıkmayınca sana sormaya karar verdiler ama telefonu açmadın."

-" Evet, sessizdeydi."

Ranpo-" Haha! Yüzlerini görmeliydin, çok, çok eğlenceliydi! Beni bile şaşırttın."

-" Haha var böyle küçük numaralarımız..."

Ranpo-" Hey, geçen seferki tatlından yapsana."

-" ChuuRan'dan mı?"

Ranpo-" RanChuu."

-" Tamam, tamam. Bu defa da senin ismin başta olsun."

ChuuRan veya RanChuu, Ranpo ile yaptığımız ve garip şekilde tadı güzel olan bir tatlı.

Ranpo-" Hey, Chuuya."

-" Evet?"

Ranpo-" Evlenmeyi düşünüyor musun?"

-" Eh... Bilmem."

Ranpo-" Eğer düşünürsen, her zaman buradayım! Senin tatlılarını yemek için hayatlarımızı bağlamaya bile razıyım!"

Gülümseyerek Ranpo'ya yaklaştım, saçlarını yukarı kaldırdım ve alnına bir öpücük kondurdum.

Arkadaştık biz, böyle şeylerin lafı olmazdı.

-" Amanın, Ranpo, sen istersin de ben yapmaz mıyım? Ama maalesef canım, benim için kardeşimden farksızsın. Yani hayallerini kendine sakla."

Bir çocuk edasıyla yanaklarını şişirince kıkırtılar eşliğinde mutfağa gittim.

İkimizde biliyorduk...

Ranpo buraya öylesine değil, amacımı anlayaamdığı için gelmişti. Öğrenmeyi denedi, ama yapamadı. Ve şimdi, sadece tatlı bahanesiyle, yine beni gözlemliyor.

Evlilik teklifi sadece " Sorun çıkartmaman için seni izlemek istiyorum." demenin farklı bir yoluydu.

Ah be Ranpo, ben bilmez miyim seni?

Tatlıyı yapmaya devam ederken arkamdan bir ses geldi.

Ranpo-" Son olarak Chuuya..."

Ona döndüm.

Ranpo-" Amaçlar, planlar falan. Neden bununla uğraşıyorsun? Kimsenin öğrenmesini istemediğin, büyük bir ustalıkla gizlediğin o şey... Sırrın nedir?"

^^

- " Saying; Chuuya Nakahara "Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin