Gökyüzü, yumuşak bir maviyle kaplanmıştı o sabah. Kuşlar neşeyle şarkılarını söylüyor, rüzgar hafifçe esiyordu. Ormanın derinliklerinde, sakin bir insan köyü, doğumunun heyecanını yaşayan bir ailenin ev sahipliğini yapıyordu. Elera,(anne) sakin ve huzurlu bir şekilde doğum sancılarına katlanırken, Roderick (baba) heyecan ve endişe içinde bekliyordu. O an, köyün doğal güzellikleri ve doğanın dinginliği arasında, Draker adında bir çocuk dünyaya geldi. İnanılmaz bir sessizlik içinde, doğanın kendi ritmiyle, Draker dünyaya merhaba dedi. Kolları çevimsiz, zayıf adeta iskelet gibi olan Draker. Köy hekimleri tarafından çok fazla yaşamayacağı söyleniyordu. Draker, bebeklik yıllarını köyün sakin atmosferinde geçirdi. İlk adımlarını attığı anlarda bile, meraklı bakışları ve neşeli kahkahalarıyla köy halkının dikkatini çekiyordu. Her geçen gün, ormanın yeşil dokusu ve kuş seslerinin melodisi, Draker'in hayal dünyasını zenginleştiriyordu. Ebeveynleri, onun doğaya olan ilgisini ve cesaretini gururla izliyor, ancak bazen kaygı duyuyorlardı. Draker, keşif gezilerine çok severdi. Her keşif gezisine çıktığında, bazen tehlikeli durumlarla karşılaşabilirdi. Ancak, onun cesareti ve kararlılığı, köy halkının gözünde adeta yürüyen, nefes alan bir belaydı. Bebeklik ve çocukluk yılları, Draker'in doğa ile olan bağını güçlendirdi ve onu daha da maceracı bir ruha sahip bir genç olarak yetiştirdi.
Günlerden birgün Draker ve babası Roderick birlikte nehir kenarına indiler. Ellerinde tahtadan yapılmış oltalarla büyük devasa balıklar yakalamayı hayal ettiler. Büyük umutlarla ve heyecanla indikleri nehir kenarında saatlerce beklediler ancak bir tane bile balık tutamamışlardı. Bu durumdan sıkılan Draker etrafına yavaşça baktı ve babasına şu soruyu sordu;
D-Baba köyümüzün dışında ne var?
Roderick sanki bu anın geleceğini biliyor gibiydi. Hafifce gülümsedi, Drakere dönerek şunları söyledi
R-Hayat var evlat.
Draker Heyecanlı bakışlar arasında hemen bir soru daha yöneltti
D- Hayat mı?... o zaman neden köyümüzün dışına çıkmıyoruz?
R- Hayat tehlikelidir Draker, karşına ne çıkaracağı bilinmez. Bilinmezlik için de yaşarsın. Burda, Köyümüzde güvendeyiz. Burayı biliyoruz. İnsanları biliyoruz.
Bu sözlerin ardından Drakerin oltasında bir hareketlenme oldu Roderick ve Draker bunu farkettiklerinde adeta 9 yaşında bir çocuk gibi sevinmeye başladılar. Oltayı sudan çıkardıklarında devasa bir balık onlara gülümsüyordu. Roderick ve Draker balığı gördüklerinde birbirlerine 2-3 saniye baktılar. Hızlıca balığı karaya çıkardılar.
Draker, ailesinin sevgi dolu kucaklarında büyüdü, her anını köyün yeşil tepelerinde, nehir kenarında ve ormanın derinliklerinde keşfetmeye adadı. Bu sakin köyde geçen mutlu günler, Draker'in hayatının ilerleyen dönemlerindeki maceralarının temelini oluşturacaktı.
Draker, köydeki gençler arasında büyümeye başladıkça, onun da ergenlik çağına adım attığı belirtiler ortaya çıkmaya başladı. Ancak, içindeki maceraperest ruh ve keşif arzusu hiçbir zaman azalmadı, aksine daha da güçleniyordu. Bu dönemde, Draker'in karakteri şekillenmeye başladı ve gelecekteki maceraları için güçlü bir temel oluşturuyordu.
Draker'in köyü, yıllardır barış ve huzur içinde yaşayan bir topluluktu. Ancak, bir gece ansızın, köyleri karanlık bir gölgeyle kaplandı. Gecenin sessizliğinde, korku dolu çığlıklar ve yakıcı alevler yükselmeye başladı. Köy halkı, panik içinde kaçışmaya çalışırken, evlerinin ve tarlalarının ateşe verildiğini gördüler. Draker, ailesiyle birlikte bu kargaşa ortamında kaçmaya çalışırken, bir grup gizemli karanlık aniden belirdi ve onları yakalayarak karanlığa sürükledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yitik Köy Yükselen Kahraman: Draker'in Öyküsü
FantastikGizemli bir saldırı sonucu köyünden sürüklenen Draker, beklenmedik bir şekilde gizemli diyarlara ulaşır. Burada, karşılaştığı sırlar ve tehlikeler, onun unutulmaz bir maceranın içine sürüklenmesine neden olur. Draker, kendi geçmişiyle yüzleşirken, B...