2.0

607 72 43
                                    

Selamün Aleyküm 🍂

Bu da yeni bölüm değil arkadaşlar :)

Keyifli okumalar.

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم

Karan'ın sabahın körü beni uyandırıp elime tutuşturduğu iki Karadeniz biletiyle bakışıyordum yaklaşık beş dakikadır.

Karan da o sırada yatakta oturmuş telefonla konuşuyordu. Eğer kendime gelebilseydim bileti daha detaylı inceleyebilirdim ama beynim hâlâ uykudaydı.

Elimle önüme gelen saçlarımı zapt etmeye çalışırken Karan da telefon konuşmasını sonlandırmıştı. Bana doğru döndüğünü hissettiğimde başımı kaldırıp ona baktım.

"Günaydın karıcım."

"Bana pek günaymadı be kocacım," dediğimde sesli bir şekilde güldü.
Bir eliyle benim zapt etmeyi başaramadığım saçlarımı nazikçe kulağımın arkasına sıkıştırıp boynuma küçük bir öpücük kondurdu. Bende sanki hep bu anı bekliyormuş gibi kollarımı ona sardım sıkıca.

"Biraz da burada uyuyabilir miyim?" dedim boğuk bir sesle. Bütün gece Karan'a ahtapot gibi yapışarak uyuymamıştım sanki. Kocam değil miydi? İstediğim kadar uyuyabilirdim.

"Elbette, çok cazip bir fikir ama acele etmemiz gerek."

Başımı geriye çekip yüzüne baktım anlamsızca.

"Ne için acelemiz var?"

"Bilete bakmadın mı? Dört saat sonra uçağımız var," dediğinde bir an kalaklamıştım.

"Dört saat sonra mı?"

"Evet."

Başımı eğip elimdeki bilete baktım. Karan ve benim adımın yazılı olduğu bugün saat 12.00'a ait Trabzon'a giden biletlerdi. Bunu ne ara planladığını kesinlikle bilmiyordum.

"Vallahi çok erken haber verdin canım. Ne gerek vardı bu kadar erken söylemene birkaç saat sonra havalanına giderken söylerdin," dedim imayla.

"Gitmek istiyordun zaten. Bende biraz buradan uzaklaşalım istiyorum. Her gün farklı bir olay yaşıyoruz. Üstelik evlenelim iki hafta bile olmadı," dediğinde bunun kendine dert ettiğini bilmek canımı sıkmıştı.

"Haklısın. Bence de iyi bir fikir. Hem şu minnoş babaanneneni de görmüş olurum," dedim gülümseyerek.

"Babaannem o kadar da minnoş bir kadın değil. Pişman olma sonra."

"Kimse benim karşımda duramaz," dedim göz kıprarak. Bana cevap olarakta Karan ağzının içinde mırıldandı.

"Bilmez miyim..."

"Hadi," dedim yataktan fırlayarak. "Çok işimiz var. Valizleri hazırlamalıyız, evi toparlamalıyız, kahvatlı etmeliyiz, gitmek için hazırlanmalıyız. Daha trafik falan var. Dört saat çok az. Ayrıca ben dedeme haber vermedin. Şimdi bir ton söylenecek bana," dedim banyoya yürürken. Karan arkamdan seslendi.

"Dedeni hallettim ben. Dert etme," dediğinde derin bir nefes verdim.

"İyi en azından onu hallettik. Karan sende çok oyalanma canım," dedim ve banyonun kapısını kapattım. Hızlıca oradaki işlerimi halledip, valizini hazırlayan Karan'ın yanına geçtim. Orta boy valizin ağzını açıp içine lazım olacak şeyleri düzgünce koyarken aynı zamanda merakla Karan'a birkaç soru soruyordum.

Bana Geç Kalma ↭ Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin