Yan yana sınıflarda teneffüs kaçamaklarını düşündüm
Lise aşkları edasıyla
Yaşıyorduk afitap dairemizde
Koşuşuyorduk Yeşilçam'dan fırlayıp gelmiş ormanların içinde
Bir o ağacın arkasından, bir bu ağacın arkasından
Bakıyorduk birbirimize
Üzüntüyü unutmuş çocuk yüzlerimize
Toz pembeydi haletiruhiyemiz
Letafet dolu havuzlarda yüzüyorduk, yaz kış demeden
Parmaklarıma değen tek şey senin parmaklarındı
Dünya hercümerç içinde kavrulurken
Bizim bizden başka düşüncemiz yoktu
Ve film koptu.
Sanki okul kapanmışçasına yapayalnızdım o koskoca sınıfta
Sonbahar mevsimiydi, ağaçlar çırılçıplak, yerler çamur içinde
O çocuk yüzüm kırışıklıklarla dolmuştu
Sakallarım sigara dumanının sarılığıyla feryat figan içinde
Pembeyi unutmuştum.
Renkler artık bir yeşil ışık yakmıyordu sinir hücrelerime
Buz gibi havuzda, sinek ölüleri içinde yüzüyordum
Kainattan muaftım.
Soyutlanmışlığım dağları tepeleri aşıyordu
Yalnız bir münferit, meczup, mecnun
Kendime bir sıfat bile bulamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mürekkep Sokak
PoetryKalbim artık nabız değil, çığlık atıyor. Ellerim üşüyen bir çocuğun elleri gibi kuru ve titrek. İçimdeki bağrışmalar dışarıya fısıltı. Kimse duymuyor, duyan anlamıyor. Anlamsız bir gülüş atıyorum etrafa. Bir timsahın gözyaşları kadar sahte, bir bebe...