Huzur elini eteğini çekmiş bu topraklardan
Her taraf egzoz ve sigara dumanı
Çocuklar bırak oynamayı
Koşmuyor bile sokaklarda
Kin ve kasvet kokuyor soluduğum hava
Ürkütücü ara sokakları kaldırdılar bayım
Adım attığım yer ayyaş artık
Derin derin alınan nefes
Zarar veriyor bedene
Uyku denen şey yorucu bu dünyada
Güneşli pazar sabahları kalmadı
Kuş sütü eksik kahvaltılar
Cızırtılı plaklar bitip tükendiler
Direnemediler yokluğa
Kelime hazneleri daraldı
Konuşmuyor artık kimse
Kuşlar çarpılmıyorlar elektrik tellerinde
Uğur getirmiyor uğur böcekleri
Bülbül altın kafeste tamahkar olmuş
Aslan yattığı yerden belli olmuyor
Ama bitmiyor hala ömrü
Bu yaşlı, yalnız ve bozuk dünyanın
Yaşıyor arsızca kainatta döne döne
Umursamıyor üzerindekileri
Aşık Güneş'e hala
İlk günkü gibi
Etrafında pervane..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mürekkep Sokak
PoetryKalbim artık nabız değil, çığlık atıyor. Ellerim üşüyen bir çocuğun elleri gibi kuru ve titrek. İçimdeki bağrışmalar dışarıya fısıltı. Kimse duymuyor, duyan anlamıyor. Anlamsız bir gülüş atıyorum etrafa. Bir timsahın gözyaşları kadar sahte, bir bebe...