1 Ay sonra Ocak 1659 İngiltere Sherwood
Daisy, Violet ile birlikte şöminenin altına birkaç odun daha atıp alevi harlamaya uğraşırken annesi battaniyeleri onarmaya çalışmaktaydı. Bu kış çetin geçecek derken babasına gülmüşlerdi her kış başı aynı şeyi söylüyordu lakin kar İskoçyayı terk etmiş İngiltereyi esir almıştı. Ona kalırsa yapılan pislikleri ört bas etmeye çalışmaktaydı. Çok soğuktu. Görünen o ki daha da soğuyacaktı ve tüm bunlardan önce Ryan ile Max yiyecek stoklayabilmek adına geçen hafta gitmiştiler. Yazın çalıştıkları paranın tamamı şu bir ayı atlatabilmek için gidecekti. Daha yeni ve kalın battaniyelere ihtiyaçları vardı. Camları onarmaları gerekmekteydi. Daisy ateşi yellerken durup ellerini uzatarak ısınmaya çabaladı.
"Üşüdün mü Daisy?" Violet demir çubuğu yerine takması ardından içine kar doldurdukları kazanın kancasını taktı ve kavanozlara yöneldi. Bahardan kuruttukları papatyaların ve karışık bitkilerin olduğu çuvalı tezgah altından çıkarıp tabureye oturarak ayakkabılarını çıkarıp şömine tuğlasına ayaklarını dayadı. "Böyle daha sıcak oluyor. " diye mırıldandı kendi kendine ardından böceklenen otlar içinden papatyaları ayıklamaya koyuldu.
"Sanırım çoraplarının da tamire ihtiyacı var Violet" Daisy kızın çıkan parmaklarına güldü. Ve kendininkilere de bir çözüm bulması gerekmekteydi. Violet çayı hazırlamaya çalışırken o da annesinin yanına oturup sıcak ellerini onunkinin üzerine tuttu ve köşede tamir bekleyen bir diğer battaniyeyi sırtına örttü. "Daha çok var mı?"
"Öyle görünüyor... Yenileri geleceğinden bunları bir edip daha kalın battaniyeler elde edeceğiz. " Jane kızına kafa salladı. "Söyle babana içeri girsin Daisy hasta olacak!" Andrew yatakları yerden kesebilmek adına tahtaları birleştirmek için çabalıyordu lakin ondan öncesinde kapının onarılmaya ihtiyacı vardı ve pencerelerin. Böylesine bir soğukta odaları ayırmak mümkün değildi. Şömine başında dip dibe uyuyacaklardı. Kadın Leonard ve Ryanın fazla geç kaldıklarını düşünürken eline iğneyi sapladığında iç geçirerek doğruldu.
Daisy döşeklerin üzerinde üşüdüğünü fark ettiğinde çıkartmadığı pelerinine sıkıca sarınarak yeniden ateş başına geçip kütüğün üzerine oturdu. Tuhaf bir şekilde kışları daha çok seviyordu Daisy. Evet çok üşüyordular ve görünen o ki bu yıl fazladan üşüyeceklerdi lakin yaz geldiğinde ağabeyleri çalışmak için en az iki ay gidiyorlardı ve kalan zamanda kışın yakacaklarını hazırlıyorlardı. Violet zamanının çoğunu bitki toplamak ile geçiriyordu. Elbet Daisy de ona yardımcı oluyordu lakin onun görevi genelde birşeyleri onarmaktı. Yahut annesinden öğrendiği kadarıyla dikiş dikiyordu. Yılda bir defa kumaş alma imkanları oluyordu bazen iki yılda bir o vakitlerde büyük bir özen ile herkesin giysileri yenileniyor eskiler onarılıyordu. Daisy elbiselere çokça heves ediyor olsa da çalışırken etekler ile dolanmak zorladığından ve pantolon dikmek etekden çok daha az kumaş istediğinden oğlan gibi dolanmaktaydı. Yine de küçükken oynadığı o pembe elbise yıpranmış yer yer yırtılmış olsa da artık üzerine oturuyordu. Kimi zaman giyinip onunla dolaşmaktan zevk alıyordu. Çuvaldakileri ayıklamak ile uğraşan Violete baktı. Umursamazdı. Hiçbir şeyi. Ne giydiğini ne yediğini. Onun için önemli olan bir arada olmaktı. Geceleri sohbet ettikleri zamanları çok seviyordu ve sohbet etmek için bolca çay üretmek zorunda olduğunu da bildiğinden ne kadar çiçek güzel kokulu ot varsa topluyordu. Güzeldi Violet. Toparlandıkça etli geniş dudakları ortaya çıkmış. Kireç tutan yüzü renklenmiş esmer bir hal almıştı. Siyah uzun saçları vardı. Şu sıra banyo yapamadıklarından ikisininde saçları felaket ve örgüyle başlarının tepesine dolanmış haldeydi Daisy başına doladığı bez parçasını kışın pek çıkartmaktan haz etmiyordu. Saçını yıkamaya ise hiç yanaşmıyordu. Kafası donar ya da çok kötü ateşlenirdi. Violet ayaklarını indirip iç geçirirken genç kız kendi kendine muzur bir ifade ile sırıttı. Belli ki Ryanı bekliyordu. Asla sesini çıkartmasa da belli etmemeye çalışsa da onun Ryana olan ilgisi barizdi. Ağabeyi ise ilk geldiği zamandan çok daha iyi durumda olmasına karşın ona kuru kafa demekten vazgeçmiyordu. Hoş Violet hala zayıf ve çelimsizdi. Yemekle de pek arası yoktu. Varsa bile zaten çok bol yiyecekleri her zaman olmuyordu. Daisy kaşlarını kaldırdı. Olsa da olmasa da kendi payının kalanı daima ağabeyi Ryana aitti. Ryaın bunun farkında olup olmadığını ise kestiremiyordu. Maximillian olsa anlardı. ortanca ağabeyi konuşmakta güçlük çektiğinden soğuk dursada sevdiği insanlara karşı bakışları ele verirdi onu. Fakat Ryan Her daim aynıydı. Violete de herkese olduğu gibi davranıyordu. Kafası da farklı işliyordu son yıllarda bir çeşit girişim kaynağı bulup bu sefaletten kurtulmak ile kafayı bozmuştu lakin karınlarını doyurmaya öyle odaklanmışlardı ki sermaye bulmak şöyle dursun henüz yirmi paundu yan yana görmüşler miydi hatırlamıyordu genç kız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEL BENİMLE
Historical FictionBitti dediğin yerden başlar hayat... Yeter ki sen yaşamak iste. Kapanan kapılara ağlamak yerine yepyeni başlangıçlara adım attığını hissettiğin an düştüğünü sandığın yerden kalkacak çok daha güçleneceksin...