Şok

8 1 0
                                    

Annem dediğini yapmış Kenancığımızın numarasını safişimden bana yollatmıştı.Nazlı biraz daha kavgacı ve sert yapıya sahip olduğu için çoğu kısmet bana olurdu.Ama yani Kenan,bana küçüklüğümden beri aşık olan biriydi.Şuan onu arayıp hatta konuşup umut vermek acımasızca olurdu.Vicdansız değildim tabiki.Nazlı yanımda merakla bana bakıyordu.
"Yeni kısmet mi çıkmış"dedi gülerek.
"Evet hemde kim biliyo musun"dedim bıkkınlıkla.
"Kim yoksa bakkalın oğlu falan mı"dedi dalga geçerek.
"Nazlı dalga geçme ağzını kırarım bak.Kenan hani şu ilkokuldaki bana aşık olan"dedim kafama vurarak.
"Ayy şu sümüklü Kenan"dedi yüzünü buruştururak.
"Kızım çocuk uhuyla silgiyi karıştırıp burnuna koyuyodu aslında sümük değildi o"dedim gülerek.
"Neyse konumuz bu değil.Napıcaksın"dedi.
"Konuşmayacağım tabiki"dedim kararlılıkla.
"Eminsin yani"dedi.
"Hayır"dedim emin olmayarak.
"Dışarı çıkalım mı belki Savaşı görürüz ha"dedi.
"Tamam da birşey söyliyicem"dedim hızla.
"Söyle"dedi.
"Bizim karşıya birileri taşınmış.İki kız iki erkek galiba çünkü 4 ayakkabı vardı.Acaba bizim okuldalar mı"dedim merakla.
"Akşam öğreniriz"diyip çantasını eline aldı.Bende elimdeki telefonu çantama fırlatıp yürümeye başladım.Yarım saatlik bir dersim kalmıştı.Sonra arabayı aramaya gidecektim.Yani gidecektik.Derslikten çıkıp bahçeye gittim.Nazlı ise ikimize kahve almak için kafeteryaya gitti.Elinde kahveler bana doğru geliyordu.
"Ver dökeceksin"dedi birden Savaş karşısına çıkıp.İstemsizce dudaklarımı ısırdım.
"Onu Başak'a verip geleyim seninle bişey konuşacağım"dedi.Nasıl bunları anlıyorsun derseniz eğer-ki ben olsam derdim-dudak okuma özelliğim acayip gelişmiştir.Ama çok yakınımda olmalarıda yardımcı oluyordu.
"Al bakalım Başak arkadaşını 5 dk için alıyorum"diyip gitti Savaş.Arkadaşımı alıyormuş hah salak.Sanki benim arkadaşım satılık.Selim ise bir kızla birşey konuşuyordu.Bir dk bu kız?Evet bu kız.Bizim karşı komşumuz olan gıcık kız.Selim güneş gözlüklerinin altından kıza gülümsüyordu.Kız ise elleriyle ona birşeyler anlatıp gülüyordu.Savaş ve Nazlıya döndüğümde ise Savaş birşeyler anlatıyordu.Nazlı ise sadece gözlerine bakıyordu.Tek başıma sıkıntıdan ölmek üzereyken yanıma birisi oturdu.Şafak.
"Insanlar değişik değil mi"dedi birden.
"Ne"dedim anlamayarak.
"Baksana herkes farkı alemde.Oysaki yaşadıkları ve konuştukları ortam aynı"dedi.Yine anlamamıştım.
"Anlayamadım"dedim.
Bir anda bana döndü.
"Aslında şunu söylemek için geldim.Kaan ve Ezginin yaptıkları adına gerçekten özür dilerim ama sizler iyi kızlarsınız.Yarın doğum günü partim var gelir misiniz"dedi.Yok ya ben almayayım.
"Yok ya davet için teşekkürler ama gerçekten gerek yok"dedim.
"Bunu bir özür daveti olarak kabul et lütfen.Kaan veya Ezgi birşey yapamaz inanın bana.Hem neredeyse tüm okul geliyor"dedi gülümseyerek.Tüm okul demek konservatuar bölümü de demek.Savaş demek.Savaş demek Nazlı demek.Nazlı demek aşk demek.Aşk demek,ayy iğrenç.
"Tamam o zaman yarın partine gelicez"dedim.
"Yer ve zamanı sormayacak mısın"dedi merakla.
"Ah,unuttum pardon.Bana mesaj atarsın yoksa unuturum"diyip numaramı verdim.Bende onu kaydettikten sonra kalkıp kampüse ilerledim.Tekrar dersliğe girip bu sefer ortalarda oturdum.Nazlı da kısa süre sonra geldi.Anlaşılan ağlamıştı çünkü gözleri kıpkırmızıydı.Onun arkasından Şafak girdi.Bana gülümseyip arkalara geçti.Nazlı yanıma gelip oturdu.
"Yine ne oldu"dedim hızla.
"Bana en yakın arkadaşının Selim ve ben olduğumu söyledi"dedi.
"Ne gerekçeyle"dedim.
"Dün yaptığım hediye seçimini beğenmiş.Onu söyledi ve sonrasında en yakınlarından kısa sürede biri olduğumu söyledi.Ve son olarak"duraksadı.
"Son olarak?"dedim merakla.
"Sevgilisi hakkında bazı konuları bana danışabileceğini söyledi"dedi gözündeki yaşlar intihar etmişti.
"Sen ne dedin peki"dedim.
"Tamam diyebildim sadece"dedi.Ve o sırada içeriye Kemal hocamız girdi.Hızla çantasını masaya bırakıp sınıfı inceledi.Yaklaşık 15 girdi.Alanı konsept dekoratifi olduğundan tahtaya birşeyler çizdi.Dikkatimizi ona vermiştik.Sonra arkasını döndü.
"Bu dekoratifi kağıda dökmenizi istiyorum.Tıpkı bir resmi anlatmak gibi.Ne yaptığımı ve neden yaptığıma dair düşüncelerinizi kısa şekilde yazın.Sonra toplayacağım 10 dknız var"dedi.Hemen Nazlıya kağıt verdim.Ve oradaki dekorasyonda gördüklerimi yazdım.
-Sadece stüdyo değil orası.Yaşam alanı.Bazı insanlar renklerde beslenir,bazı insanlar yemekle hatta bazıları işiyle.Reklam yazıcılığıda böyleydi işte.Sadece reklamı yazıp göndermekle olmuyordu.Yazarken kalem kullanıyordun,kağıt,beyin,insanlar,kalpler ve hayal gücü.Hepsini birleştiriyorduk sonunda.Tıpkı puzzle gibi.Reklamın tek bir parçası eksik kalmamalıydı ki ürünün detaylarını incelemek istediğinde müşteri hikaye gibi yazdığın o reklamı bir masal gibi okuyacaktı-bunları yazdıktan sonra ismi ve soyismimi yazıp imzamı attım.Şuan size saçma geliyor olabilirdi ama Kemal hoca tahtaya kalem kağıt ve soyut kavramlar çizmişti.Hoca gelip tek tek kağıtlarımızı topladı.Nazlıda birşeyler yazmıştı.Hepsini masaya koyduktan sonra konuşmaya başladı.
"Umarım hepinizin doğruları vardır.İlk seneniz olduğu için pek birşey anlamayabilirsiniz fakat ileriki yıllarda reklam şirketlerine staja gideceksiniz"dedi gülümseyerek.Birşeyi merak etmiştim.Bu yüzden elimi kaldırıp söz vermesini bekledim.
"Evet ALTUĞ"dedi.Soyadımla hitap edilmesinden ölesiye nefret ederdim.
"Peki hocam staja gittiğimizde mesela şirket tarafından çok beğenildik ve ayrıca iş için çağırıldık.Böylelikle okulu bırakma gibi lüksümüz olacak mı"dedim merakla.
"Reklam şirketiyle okulumuz arasında sizin adınıza bir sözleşme imzalanıyor.Fakat bize kısa vade verdikleri için biten zaman diliminden sonra okulu bırakıp işe başlayabilirsiniz.Ama ben isterim ki 4 yılı en iyi şekilde bitirip daha fazla tecrübeli olmanızı"dedi gülümseyerek.Sadece gülümsedim.Bende sonra söze bir kız atıldı.
"Yani şuanlık öyle bir durum söz konusu değil"dedi.
"Aynen öyle"diye doğruladı.Telefonlarımın ardı arkası kesilmezken şimdide Safiş teyzoşum aradı.Meşgule atıp telefonumu tekrar yerine koydum.Nazlı ise 'ne oldu'dercesine hareketler sergiliyordu.
"Annen aramış sonra konuşuruz dikkat çekmeyelim"diyip arkama yaslandım.Kemal hocayı dikkatlice dinledikten sonra zil çaldı.Zilin çalmasıyla çantamı alıp çıkışa yöneldim.
"Sen kafeteryada otur istersen ben birazdan gelirim"diyip sessiz bir yere geçtim.Belki safişim önemli konuşacaktı.Umarım ki Kenan ile ilgili değildi.Sakin köşeyi bulduktan sonra Safiş teyzoşumun numarasını çevirdim.Nazlıya söylememe konusunda fikirsiz kalmıştım ama eğer onun hakkındaysa bazı zamanlarda olduğu gibi safişimle iş birliği yapabilirdim.Çaldı,açtı.Hiçte bekletmez.
"Alo"dedi sesi sıkıntılı gibi geliyordu.
"Safişim ne oldu"dedim anlayışla.
"Nasılsınız kızım"dedi.
"İyiyiz safişim sen nasılsın"dedim neşeyle.
"İyi diyelim iyi olalım yavrum.Yuvarlanıp gidiyoruz işte"dedi.Bormalde olsa Safiş teyzoşum benden daha neşeli davranırdı.Anlaşılan gerçekten önemli bir olay vardı ve ilk önce benimle paylaşmak istemişti.Ve umarım ki bütün moralimi altüst etmeyecek birşey değildi.Malesef Safiş teyzoş böyle konuşuyorsa çok önemli bir konu vardı.Yuvarlanıp gidiyoruz cümlesi her Türk ailesinde kullanılırdı.Ama Safiş teyzoşum farklıydı.O gençliğini yaşlılığında yaşayan bir çılgındı.Kapalı olmasına rağmen içindeki çocuğu çıkartıp saçlarını sarıya boyatır ve düzleştirirdi.Gerektiği yerde bizimle saklambaç oynamak isterdi.Çocuk ruhlu çılgın kadın!Belkide onu bu yüzden annem gibi seviyordum.
"Sesin kötü geliyor Safiş teyzoşum önemli bir şey mi oldu"dedim merakla.
"Aslında sana söylemem en doğrusu olacak kızım.Ama bak sakın beni yanlış anlama"dedi.
"Söyle safişim anlamam"dedim.
"Kenan'la görüş kızım hatta nişanlanın"dedi.İşte o an sinirlerim tepeme çıkmıştı.Şu yaşıma kadar Safiye teyze ve annem bana hep öğütler verirdi.Ama bunların neredeyse hepsi 'evlen kızım'dı.
"Ne diyosun sen Safiye teyze?Bilirsin seni annem kadar çok severim,sayarım.Ama bunu istemediğimi ve istemeyeceğimi bile bile niye bunu söylüyosun"dedim sinirle.
"Bir dinle kızım bende üzülüyorum.İstemediğin biriyle evlenmeni en son ben isterim ama bu konu önemli"dedi.
"Neymiş o önemli konu"dedim merakla.
"Annen kızım,annen kan kanseri"dedi ağlamaklı sesle.
"Ne?"diyip okulun en sakin köşesinde hıçkırıklarıma ağlamaya başladım.

AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin