AŞK İLE SAVAŞ

3 0 0
                                    

NAZLIDAN;
Tam rüyamın saniyesini hesaplıyordum ki gerizekalı Başak yatakta zıplamaya başladı.
"Kalk,hadi"diye ellerimi çekiştiriyordu.
"Ya benim dersim 2de başlıyo bırak uyuyım biraz"dedim zorlanarak.
"Saat 10 olmuş bebek.Sana öyle bir masa kurmuşum ki parmaklarını yersin"dedi eliyle ağzını çeşitli hareketlere sokarak.
"Sen?Kahvaltı"dedim gülerek.Başakın hazırladığı kahvaltı çikolata ve ekmekten ibaretti birde meyve suyunu unutmamak gerek.
"Valla bak"dedi oda gülerek.
"Dur kalkıyorum"dedim.Dolaba kıyafetlerini hazırlamıştı.Sanırım bugün biraz özenli davranmıştı.Uzun çiçekli elbisesi ona oldukça yakışan elbiselerden biriydi.
"Bunu mu giyiceksin okula giderken"dedim merakla.Ona yakışmasının yanında çokta süslü elbiseydi.Daha çok okula değilde düğüne gider gibiydi.
"Hayır yavrum.Annemler aradı bugün yakın arkadaşlarının kızının düğünü varmış bizi yolluyolar bu arada çeyrek altın almamız lazım.Tek sorun varki bu yakın arkadaşı biz tanımıyoruz"dedi gülerek.
"Yani yine bizi birilerine gösterme çabasındalar"dedim bende gülerek.
"Aynen öyle"dedi.
"Kaçtaymış bu düğün,senin dersin 5te bitiyo sonuçta"dedim.
"Geleneksel 8-12 düğünü işte halaylı misketli"dedi gülerek.
"Ooo en sevdiğimiz"dedim bende gülerek.Tanımadığımız insanlar rezil olma ihtimalini en düşük seviyeye getiriyordu.Sonuçta o insanları birdaha görmeyecektik ve annelerimizin bize koca bulma işlerini biraz erteleyecektik.Yine zeki biz!
"Banada hazırla güzel bir elbise bari düğüne gider gibi oluyım"diyip güldüm.Saçma bir cümle olmuştu.
"Tamam tamam onu ben hallediyorum sende kalk artık şu yataktan ben geç kalıcam"dedi mızmızlanarak.
"Arabayı alıyo musun"dedim merakla.Şimdi o arabayı alırsa ben taksiyle giderdim.Taksiyle ben gidersem para benden giderdi vay vay!
"Kaanla giderim ben,sen arabayı alırsın"dedi dolabı karıştırırken.Aniden ayağı fırladım.
"Gerçekten onunla okula gitmeyi düşünüyor musun"dedim biraz sesimi yükselterek.
"Bak Nazlı seninle kavga etmeyi cidden istemiyorum.Her zaman olduğu gibi yanımda ol lütfen,karşımda değil"dedi yanıma yaklaşıp elimi tutarak.Ay kardeşim benim,tabikide senin hep yanındayım.Ama Kaan söz konusu olunca tepem atıyordu çünkü ondan pek haz etmiyordum.Ne olursa olsun iki ayrı inanca sahip insanlar bir konuda olsa bile anlaşmazlığa düşerdi yani.
"Hep yanında olmaya inan her zaman hazırım ama dikkat et Başak,şimdi merakına yenik düşersen sonra kafanı duvara çok vurursun"dedim samimiyetle.
"Valla kanka eğer ben merakıma yenik düşersem kafamı ben değil sen duvara vur"dedi gülerek.
"Tamam vururum ama bak"dedim ciddiyetle.Zafere giden her yol mübahtır,tabiki bu söz bu konuya pek uymadı ama neyse.
Mutfağa geçtiğimde gördüğüm manzarayla gözlerim faltaşı gibi açıldı.Başak'ın hayatında hazırlamadığı hatta benim bile hazırlamasının kadar mükemmel bir masa vardı.
"Bunu sen mi hazırladın gerçekten"dedim merakla.Ağzım hala açıktı sanırım.Kuş sütü eksik olan masa bu oluyordu heralde.
"Bunu neye borçluyuz"dedim hızla.Ya bir şey isteyecekti ya da bir şey isteyecekti.
"Hani ben iyileştim ya onun için yani"dedi gülümseyerek.
"Gece yandan gelen sesleri duydun mu"dedim zeytini ağzıma atarak.
"Bilmiyorum haberim yok"dedi çaylarımızı doldururken.
Hiç konuşmadan rekor kırarak yarım saat sonra masadan kalktık.Tıka basa dolmuştum.
"Ben üstümü giyinip çıkıcam"dedi masayı kaldırırken.Masayı topladıktan sonra odaya geçtik.Tabiki Başak dolabın önüne.
"Bu mu bu mu"dedi elindeki renkli pantolonları gösterirken.
"Şu fuşya güzelmiş"dedim yatağa uzanıp.
"Ben hakîyi düşünüyordum üstüne de bunu"dedi elindeki haki yeşili spor pantolonu ve uzun hırkayı göstererek.
"O zaman onları giy.Bende şu fuşyayı giyerim"dedim gülümseyerek.Üstüne de bişeyler uydururdum artık.
"Aynen bu yakışır sana"dedi gülümseyip.Ben yatağa uzanıp laptopu kucağıma aldım.Kendi hesaplarıma girip Savaşı kontrol ettim.
"Bak bak durumlara bak"dedim hızla sinirlenip.
"Kimin durumları be,yine atarlandın"dedi merakla bakıp.
"Savaş varya"dedim.
"Hı"diyip sustu.
"Ne yazmışki"dedi duramayıp.
"Mutluluk dedikleri bu olsa gerek yazmış"dedim sinirle.Mutlulukmuş,hah!
"Sevgilisi olduğuna göre bence gayet normal"dedi.Gerizekalı bu kız cidden!
"Sen beni delirtmeye mi çalışıyosun Başak ya"dedim ağlamaklı sesle.
"Ne var?Savaşla sevgili olsan böyle yazsa hoşuna gider şimdi ise zoruna gidiyo yani sevgilisi olduğuna göre mutlu olması normal"dedi ciddi şekilde.
"Her sevgilisi olan mutlu oluyo sanki"dedim meydan okuyan tavırla.
"Şu gelen sesleri de seni mutlu eden sevgiliciğine bir sor şikayet edicem valla"dedim sinirle.
"Ay bir şey olmamıştır büyütme bu kadar"dedi başını yaparken.Ütü masasını getirip yine her zamanki gibi kafamın üstüne koydu.Şaka şaka ama hemen önüme yerleştirdi.
"Ben topuzu yaparken sende ütülersin değil mi"dedi masum şekilde.
"Uykulu olmasam sana Çin usülü bir tekme atardım da neyse"dedim boşverip.
"Kanka ya Çin malı sevmiyorum ben"dedi ciddiyle alay arasında bir şekilde.
"Bende mal sevmiyorum da Allah veriyor işte isyan etmemek lazım"dedim gülerek.
"Ne konuştun be,hadi yap şu ütüyü"dedi.Eşarbı güzelce ütüleyip astım.
"Hazır tak istersen"dedim gülümseyip.Sonrada kendimi ışık hızında yatağa attım.
"Yuh,çüş"dedim Başakı görmemle.Gerçekten acayip güzel olmuştu.
"Diğerlerini niye giymedin"dedim merakla.Karar değiştirip fuşya rengi pantolonu ve üstüne beyaz uzun ceket giymişti.Demekki eşarp bu yüzdendi.Fuşya üzerinde beyaz ve pudra pembesi çizgiler vardı.
"Spor giymeyi boşver dedim kendi kendime"dedi gülümseyip.
"Sanada hazırladım bişeyler,içeride"diyip gülümsedi.
"Tamam beni boşver"dedim.Eşarbıda alıp güzelce taktı.Gözlüklerini de başına yerleştirdikten sonra bana döndü.
"Ta ta ta tam"dedi etrafında dönerek.
"Ulan bak sakın Savaş sana aşık olmasın"dedim gülerek.
"Allah canını"dedi elini bir nene edasıyla atıp.
"Hadi geç kalacaksınız gidin artık"dedim dayanamayıp.Bu güzelim uykuyu daha fazla ertelemek istemiyordum.Başını sallayıp odadan çıktı.Ben ise giden uykumu geri getirmek için elimden gelen her şeyi yaptım.Sonra ise merakıma yenik düşüp Savaşın profiline tekrar girdim.Nereli olduğunu ne sormuştum ne de öğrenmiştim.Hakkında kısmına girip yavaşça Nereli olduğuna baktım.Ve gördüğüm şehir gözlerimi açmama neden oldu.Savaş?Gerçekten?Samsun?Hah,cidden aynı şehirden miydik?Bütün profilini arkadaşı olmadığımdan göremiyordum.Ve tüm tabularımı yıkıp arkadaşlık isteği gönderdim.Ayaklarım istemsizce kendini sallarken tırnaklarımı yemeye başladım.10 dakika ise sanki bana bir ömür gibi geldi.Ve tam 20 dk sonunda isteğim kabul edildi.Bence biz kızlar fazla ince düşünüyorduk.Erkekler ise kas kafalının tekiydi.Şuan ben ona binbir türlü duyguyla istek yollasamda onun düşündüğü şey arkadaş olduğumuz için yolladığım olurdu.Profiline tekrar girip baktığımda fotoğraflarını tek tek inceledim.Az önce paylaşılan fotoğraf ise dikkatimi çekti.Savaş,Selim ve iki erkek fotodaydı.Ve üstüne 'Samsundan düğüne gelmişler,hoşgelmişler"yazıyordu.Acaba bugün gideceğimiz düğünle bağlantısı olabilir miydi?Gelen mesaj sesiyle kalp atışlarım üç katına çıkarken sevinçten göbek atacaktım.
"Selam"yazıp gülücük koymuştu.
"Selam"yazıp gönderdim.Ergen kızlar gibi gülmeyi düşünmedim tabiki.
"Naber?"yazmıştı.
"İyi,senden"yazıp gönderdim.
"Iyi napıyosun,okulda göremedim"yazmıştı.Benim yokluğumu farketmesi gayet güzel bir şeydi.
"Evdeyim"dedim kısaca.
"Ne zaman dersin var"dedi.
"2de başlayacak"dedim.
"Peki.Sana danışmam gereken birkaç konu var"yazmıştı.Ve bütün sevincim yerle bir olup sinirlerim tepeme fırlamıştı.
"Ben aşk doktoru falan değilim biliyorsun değil mi?Daha neyin danışması bu"diyip gönderdim.Eğer yanımda olsaydı ağzına bir tane vurmayı isterdim.
"Hayır yanlış anladın.Yarın küçük bir konserimiz var,Başak ve seni de davet edecektik"yazmıştı.Ve yine yine,yanlış anlamalar..
"Neyse görüşürüz"diyip hemen çıktım.Rezilliğin bu kadarı.
Aşk,benim hayatta olmam dediğim o güzel duygu;sevgi,tutku,ihtişam,güven herşeyimi bu adam almıştı ve ne yaparsam yapayım bir türlü ondan vazgeçemiyordum...

AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin