KARAR

0 0 0
                                    

Hastaneye geldiğimizden beri geçen monoton 7.gündeydik.En azından ilk yılımda sınıfta kalmamak için arada okula gidip imzamı atıp gelmiştim,annemin durumu ise hala aynı şekilde devam ediyordu.Bugün verilen tüm ilik örneklerinin yarar sağlayıp sağlamayacaklarını bize söyleyip iliklerin tutup tutmadığı öğrenilecekti.Doktor yanımıza geldiğinde hiç birinin tutmama ihtimalinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini söylüyordu.İçimizdeki acı kor gibi yanmaya devam ederken hayat da devam ediyordu.Yani anlayacağınız insan acıdan da ölmüyordu.
"Gözlerin şişmiş hadi yavrum sen artık eve git"diye Safiye teyze bana seslendiğinde kendimde kafamı çevirecek mecal bulamadım.Çünkü bir haftadır sadece 5 saat uyumuştum.Nazlı ise her gün yanıma gelip gitmesine rağmen geceleri eve gidiyordu.
"Yok burda iyiyim,kalacağım"diye direndiğimde oda cevap vermedi.Burada oturup uykusuz kalmayı,evde kös kös oturup annemin ölüm haberini beklemeye yeğlerdim.
"İlik sonuçlarınız çıktı efendim"diyerek staj olduğunu düşündüğüm hemşire yanımızdan geçti.Hızlı bir şekilde beynim bunu idrak ederken babam uzandığı sandalyelerden kalkmış,Safiye teyze ise hemşirenin arkasından hızlıca yürümeye başlamıştı.Bende kendimi bir şekilde toparlayıp ayağı kalktım.Şuan şansa yürüyordum çünkü kendimde değildim.
"Şöyle doktorun odasına geçin lütfen"diyerek doktorun kapısını bize açtı ve biz büyük umutla içeriye girdik.
"Hoşgeldiniz"diyerek içten bir şekilde gülümsedi.Bu adamlarında işi zordu.Şuan annem için hiç bir örnek tutmasa da ve ben doktor olsaydım,ailesinin bu yıkılışını hiç bir şekilde izleyemezdim.Cevabını hiç birimizin gücü kalmadığı için veremedik.Sadece zorla ağzımızı oynatarak hafifçe gülümsedik ve sonra babam adama elini uzattı.Bu uzatmalardan sonra ilk kez konuya Safiye teyze girdi.
"Kurtulacak mı kurtulmayacak mı"diye ısrarla sorduğunda gözlerim doldu.Ben ve Nazlı,Safiye teyzeyle annem gibiydik.Ve Allah korusun birimiz annem yerinde olsa ötekinin ne olacağını ve neye döneceğini hiç bir şekilde bilmiyordum.
"Ilk kez bir hastaya bu kadar ilik örneğinin verildiğini görüyorum fakat biz yakın olmadıkları için tutmalarından çok umutsuzduk"dediğinde gözlerimdeki yaşlar teker teker süzülmeye başladı.Sizce bu da başta verilen bir sakinleştirici olabilir miydi?
"Ama iki kişinin tutmuş ve alınan kanlarda da hastalık veya enfeksiyon görülmemiş"dediğinde gözlerim fırlayacak şekilde açıldı.
"Yani bu iyi birşey değil mi"diye umutla sorduğumda herkes gülümsedi.
"Çok iyi bir şey"diye babam cevap verdiğinde hepimiz ayağa kalktık.Hala şaşkınlık ve mutluluk karışımını yaşarken odadan çıktık.Babamın yanına gidip sıkıca sarıldım.
"Hepsi geçecek demiştim"dedim gülümseyerek.
"Kimin olduğunu sormadık"diye Safiye teyze arkadan seslendiğinde yanına gidip onada sarıldım.Her iki yanağından bal gibi öptükten sonra doktoru görüp yanına gittim.
"İliğin kimden bulunduğunu öğrenebiliyor muyuz acaba"diye tereddütle sorduğumda gülümsedi.Eliyle bir dakika işareti yapıp elindeki dosyaları inceledi ve bana döndü.
"Murat Şimşek ve Kaan Aksoy"dediğinde kalbim 850 kez tekledi.Ne dedin?Kaan ile annemin ilikleri tuttu mu yani!
Hiç bir şey diyemeden adamın yanından ayrıldım ve ellerim anında telefonuma gitti.Kaanı değil,Nazlıyı arayacaktım ve sonra Murat Şimşek'in kim olduğuna bakacaktım.Rehberden Nazlıyı bulup hemen aradım.
"Efendim canımın içi"diye açtığımda hafifçe gülümsedim.Yanımda birilerinin olduğunu hissetmek,iyiydi ve huzur veriyordu.
"Annem için uygun ilik bulunmuş"diye yeterli seviyede sevinçli söylemediğim için üzüldüm.Bırak sesimin gür çıkmasını ben nefesim çıktığına bile şaşırıyordum.O derece yorgun ve bitkindim.Başımdaki şal bile artık gitmek için yalvarıyordu.Vücudum artık bir pijama giyip rahat olmak için adeta çırpınıyordu.
"İyi de buna sevinmen gerekmez mi,gayet ruhsuz şekilde söyledin"dedi.Sesindeki neşe kat ve kat artarken hak verdim.
"Iki ilik tutmuş ve biri Kaan Aksoy"dediğimde önce Nazlıdan cevap gelmedi.
"Ha"diye bir anda ses duyduğumda gözlerimle işaret yaptım ama tabi oda görmedi.
"Neyse birazdan eve gelip üstümü değiştiririm.O arada Kaanla konuşurum ve birde okula gitmem gerekiyor"dediğimde gülümsedim.Baya baya hayat en acı şekilde devam ediyordu.
"Bencede artık eve gelmelisin,çamaşır makinesi seni çok özlemiş"dediğinde güldüm.En son okula 3 gün önce gitmiştim ve bugünkü bitkin halimle nasıl ders dinleyeceğimi gram bilmiyordum.
"Bu arada bir şey soracağım"dedi.
"Efendim"dedim.
"Kaanla en son ne zaman konuştunuz karşı komşumuz olduğundan görüyorum da pek eve gelmiyor"dediğinde kaşlarımı çattım.Aldatmıyodur canım,aldatmaz.
"Dün sabah konuştuk dışarıdaydı"dedi.
"Hım"diyerek uzattı.İçime bir kurt düştüğünü söyleyebilirdim.Kaana güvenmek için tek sebebim yoktu.Güvenmemek içinse onlarca sebebim vardı.İlk başta Ezgi vardı,etrafında onlarca kız vardı ve Allah'tan korkusu yoktu.Hayatımdaki bu rahatlığın ise annemin iliğini bulunmuşa bağlıyordum.Açıkcası ilik tuttuğundan sonrası teferruattı.Tutan iliğin Kaan'ın olması da cabasıydı.Eğer Murat Şimşek adlı adam bu olaydan vazgeçmezse Kaan'ın iliğinin tuttuğunu söylemeyecektim bile,sevgilim olsa bile.Eve gitmeden önce annemi görecektim.Adımlarımı biraz daha hızlandırmaya çalıştım.Çünkü bir daha eve gidip duş alıp okula gidecektim.Annemin odasının önüne geldiğimde öncelikle kendimi toparladım.İlik bulunmuştu,annem iyileşecekti yani bu mükemmel derecede güzeldi.
"Her şey yoluna girecek"diye kendi kendime moral verip kendimi toparladım ve sonunda içeri girdim.İçeri girdiğimde annemin yanında olan kişiyi görmemle ağzım hafif açıldı.Annem mahmur gözleriyle bana baktı ve zorla gülümsemeye çalıştı.Şu an yanında tam olarak kızına evlilik teklifi eden Selim vardı.
"Meraba"diyerek Selim ayağa kalktı.
"Selam"diyerek hafifçe elimi kaldırıp selamlaştım.Sonra kemoterapi gören annemin yanına gidip hafifçe öptüm.
"Nasılsın anneciğim"dedim gülümseyerek.
"İyi diyelim"dedi.Selim beni yavaşça süzmüş,en sonunda yüzümde takılı kalmıştı.
"Sen baya kötü görünüyosun"dedi.
"Bence şuan konu ben değiliz"dedim hafifçe gülümseyerek.
"Anne sana ilik bulundu hatta ilikler"diyerek yanına gittim.Aslında iliğin sahibi Kaan olduğu için içimde büyük bir hayal kırıklığı vardı.Ama Kaan dışında bir de Murat Şimşek vardı.
"Bizim çocuklardan mı"dedi Selim merakla.Annem ise gülümsedi fakat kemoterapiden dolayı büyük tepki verememişti.
"Murat Şimşek sizin çocuklardan mı"diye merakla sorduğumda kaşlarını çattı.Sonra biraz düşündü ve sonunda hatırlamışcasına gülümsedi.
"Savaşın anne tarafından o,iyi çocuktur"dediğinde kendi bile buna inanmamıştı.
"Savaşın anne tarafından olması tamam da iyiliğine sen bile inanmadın sanki"dedim.Nazlı bunu duyduğunda eminim ki ağzıyla bir tarafı yer değiştirecekti.Çok ama çok büyük şaşıracaktı.
"Pek tanımıyorum Savaş yollamıştı"dedi.
"Umarım iyidir ve olur"dediğimde sözümü kesmemek için durdu.
"Ilikler demiştin diğeri kimmiş"dedi.Uv demek en çok şu duruma yakışırdı.Anneme baktığımda uyumuştu.Burada konuşmak yerine kapının önünde bu konuda tartışabilirdik.
"Dışarı çıkalım mı konuşmak için"dediğim anda kalkıp yanıma geldi.Kapıyı yavaş şekilde kapatıp ona baktım.
"İlik Kaan'dan"diyip ağzımı değişik bir şekile soktum.Selim ise tabiri caizse mal gibi bana baktı.
"Sen ciddi misin şaka mı yapıyorsun"diye bana sakince sorduğunda bir kaşımı kaldırdım ve yutkundum.
"Neden bu kadar şaşırdın ki normal"dedim.
"Nesi normal.Sen ona söyleme ben Murat'ı hallederim"dediğinde içimden büyük bir oh çeksemde dışımdan susmuştum.
"Emredersin komutanım"diyip elimi başıma koyup hareketi yaptım ve sonra bir asker edasıyla dönüp uzaklaştım.Odadaki birkaç kirlimi ve gereksiz eşyaları toparlayıp birazcık başımı düzelttim ve hastaneden çıkmak üzere çıkışa ilerledim.Çıkış kapısından çıkmamla bankta oturan kişiyi görmem bir olmuştu.Ve ağzım şaşkınlıkla açılırken Kafamdaki sorular yanıt bulmuşcasına aydınlandı.Aldatılmamıştım belkide,günlerce oturup burda da beklememiştir değil mi?
"Kaan"diye ani bir şekilde yanına yaklaştığımda normal insanların korkması gerekirken onun hiç boş anına denk gelmeyip aksine bunu bekliyormuşcasına bana döndü.Bu kaslar bende de olsa bende gayet normal bir tepki verirdim.Boş değildi sanırım,şişirmemişti kendini yani.
"Amaan neyse banane"diye içimden geçirmek yerine dışıma vurduğumda kaşlarını hafif çatıp güldü.
"Neyden sanane Başak,delirdin hastanede herhalde"dediğinde kafamı salladım.
"Artık deli bir sevgilin var,bence ayrılmalısın"dedim gözlerimi açarak.
"Ne münasebet canım,ben deli sevgilimi çok özledim"diyerek gözlerime bir çocuk gibi baktığında bende onun kadar daldım.Bir çocuk kadar masum bakıyordu,annesi ve babası gözleri önünde ölmüş bir çocuk kadar masum.Fakat acı bir gerçek vardı ki hayatın ona olduğu kadar oda acımasızdı.Ama ben ona iyi gelecektim.Her şeye rağmen onun yanında olup onu iyileştirecektim.

AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin