Pişman

5 0 0
                                    

*Başak'ın annesi Betül ALTUĞ tarafından yazılacak.

Dün gece iyice dinlenmiş sonra hastaneye gelmiştik.Zaten uzun zamandır hastaneden çıkamıyordum.Başak'a karşı ilgili bir anne olamamıştım açıkcası.Çünkü ilk evlendiğimde Arslan'ı pek sevememiştim.Bu yüzden Başak doğduğunda da ona karşı nedensiz nefretim vardı.Onu ayda yılda bir arardım.Ama şuan anladım ki o benim canımdan bir parçaydı.İlk haberi aldığımda umursamamaya çalışsamda karnımda oluşan yumruyla kalakalmıştım.Sonradan alıştığım ve sevdiğim kocam Arslan ise şok geçirmiş ve sonra hızla bizi hastaneye getirmişti.Şuan ise o kızının yanına girmişti ve ben kapının önünde bekliyordum.Girip girmeme konusunda kararsızdım.Hastalığımı kimse bilmiyordu.Safiye dışında.Ne Arslana ne de Başak'a söyleme cesaretini kendimde bulamamıştım.Eğer söylersem üstüme düşeceklerdi ve öldüğümde üzülecekti.Belki bencildim hatta belkide kötü biri.Ama hayatım boyunca yanımda ne annem ne de babam vardı.Sadece Safiye vardı ve o benim ailem olmuştu.Şuan ise kızlarımız kardeş gibilerdi.Tıpkı Safiye ile benim gençliğim gibi.
"Sende girsen iyi olacak kendini tanıtmalısın annesi olarak"dedi Safiye yanıma gelip.
"Tamam"diyip kendimi topladım.Ve yüzündeki istemsizce dökülen yaşları sildim.Yoğun bakım bölümüne hemşire yardımıyla girdim.İçeri girdiğimde Başak gözlerini açmış gülerek Arslan ile konuşuyordu.Arslan ise gülerek hareketli biçimde birşeyler anlatıyordu.Yanlarına gitmek için yürümeye başladım ama üzerime birden çöken yorgunluk hissiyle olduğum yerde kaldım.Kendimi toparlamak amacıyla bir yere tutundum ve yürümeye devam ettim.Bu sefer başarabilmiştim.
"Ne konuşuyosunuz bakalım"dedim gülümsemeye çalışıp.Halbuki hastalığımın verdiği yorgunluk hissi dudaklarımı bile oynatmama engel oluyordu.Başak beni tanıyamadığı için önce babasına sonra bana baktı.
"Bu kim"dedi beni göstererek.
"Annenim ben"dedim.
"Bizde Başak'la küçüklük anılarını konuşuyorduk,daha doğrusu anlatıyordum"dedi Arslan gülümseyerek.
"Otursana şöyle"dedi Başak yanını gösterip.
"Rahatsız olmazsın değil mi"dedim.
"Hayır olmam gel"dedi en içten gülümsemeyle.Başak şuan beni hatırlamış olsaydı yine böyle davranırdı.Ama ona doğduğundan beri hep mesafeli olduğumu da hep sorgulardı.Severdi beni hemde çok severdi.Hatta kendi canını bile bana feda ederdi.Fakat ben ona çoğu zaman mesafeli davranmıştım.Safiyeyle bile daha çok konuşurdu,dertleşirdi.Bende Nazlıyla o konuda iyiydim.
"Seninle olan güzel anılarımızdan birini anlatır mısın,yani varsa"dedi çekinerek.Düşündüm,tekrar düşündüm.Anılarımız vardı fakat çoğu babasıyla ilgiliydi.Ben de onunla yaşadığım gerçekten güzel olan anıyı anlatmaya başladım.
"Sen duygusal bir kızdın Başak.Sana bir şey söyleseler veya başkasını ağlarken görsen avazın çıktığı kadar bağırıp ağlardın.Ama yanına Nazlı geldiğinde akan sular dururdu.Kız kardeşindi çünkü o senin.Yine o günlerden biriydi.Sen yine karşı dairenin çocuğunu ağlarken duymuşsun.Bahçeye yanına geldiğimde ağlıyorsun o kadar içten ağlıyordun ki bir şey oldu bir şey yaptılar sandım"dedim güldüm.
"Sonra ne oldu peki"dedi Başak dikkatle dinleyip.
"Yanına gelip ne olduğunu sorduğumda insanlar hep ağlıyor anne ne yapacağımı bilmiyorum dedin.Bir yandan ağlayıp diğer yandan bacağında uğraşıyordun.Gelip benim boynuma atladın ve şunları söyledin.
'Ama bak anne gülebilen insanlar da var güvenilen insanların olduğu gibi'bu sözünü hiç unutmadım.Çünkü daha 7 yaşındaydın ve bu cümleyi nasıl kurabildiğini hala anlamış değilim"dedim buruk gülümsemeyle.
"Acayip biriymişim"dedi kaşlarını çatıp gülerek.
"Bu arada yine hatırlamayacaksın ama Banazı bulduk"dedi Arslan gülümseyerek.
"O da kim kedimin veya köpeğimin ismi mi"dedi tuhaf bakarak.
"Hayır arabanın.Nazlı ve senin isminle uydurulan bir isim koydunuz"dedim gülümseyerek.
"Kayıp mı olmuştu ki"dedi.
"Sayılır.Sadece çekilmiş diyelim"dedim.
"Nedenini bilmiyosunuz herhalde"dedi çekinerek.
"Hayır ama öğrenmeyi çok isteriz"dedi Arslan.Arslan hep kıskanç ve tutucuydu.Başak lise döneminde en güzel genç kızlardan biriydi ve hala güzeldi bu yüzden de onu çok kıskanırdı.Hele birisi onu sevecek diye deli olurdu.
"Bunları boşversek"dedim gülümseyerek.Şu çekilmez hava hastalığım açısından çok tehlikeliydi ve benim hemen buradan çıkmam gerekiyordu.
"Gerçek bir anne gibi davranmıyosun"dedi Başak beklemediğim anda.Arslan bana dönüp kaşlarını çattı.Şaşkınlığımı gizleyip gülümsemeye çalıştım.
"Neden öyle söyledin"dedim.
"Çünkü normal bir anne olsa şuan beni sıkıyor olurdu yani kötü anlamda değil ilgi odağı sadece ben olurdum ama sanki sen şe-y bana karşı sevgisiz gibisin"dedi yüzünü düşürerek.
"Saçmalama Başak seni çok seviyorum"diyip ona sarıldım.Onun da benim de gerçekten buna çok ihtiyacım vardı.
"Tamam,anne"diyip gülümsedi.Kendi çocuğun her zaman farklıydı.İnsanlar  için ne olursa olsun iş böyleydi.Kendi çocuğun,kendi evin,kendi araban,kendin,kendi evcil hayvanın,kendi ailen vs.herkes sadece kendini sever olmuş.Ben ise maalesef ki sadece diğer insanlara iyi davranabiliyordum.Neden?Öldüğümde ailemin üzülmemeleri için.Doktor yanımıza geldi ve konuşmaya başladı.
"Durumu gayet iyi.Şuan sadece bizim için sorun olan hafıza kaybı.Geçici süreliğine de olsa bazı anıları hatırlatmaya çalışın.Beyni hatıraların yerlerini ve kişilerini hatırlamaya başladıkça tüm hafıza yerine gelecektir.Nazlı hanım bugün taburcu oldu,eğer Başak kendini iyi hissediyorsa yarın onuda çıkarabiliriz"dedi.
"Evde tedavi şeklinde mi olsun yani yatarak yoksa kalkıp okula gidebilir mi ya da dışarı çıkabilir mi"dedi Arslan.
"Okuldaki arkadaşlarını hatırlamayacaktır.Hatta bazı ders konularını dahi unutmuş olabilir bu yüzden biraz evde dinlenmesinde sakınca yok.Zaten biz ona buna dair bir rapor hazırlatacağız"dedi gülümseyerek.
"Hangi okula gidiyorum"dedi Başak bize bakarak.
"Istanbulun iyi üniversitelerin birinde reklam yazarlığı okuyosun"dedim gülümseyerek.
"Vay be"dedi gülerek.
"Neyse hadi bakalım güzel kız biraz yalnız kalıp dinlen"dedi doktor ve bizi dışarı çıkardı.

AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin