Anne

0 0 0
                                    

"Doktorlar geç kaldığımızı söyledi"dedi teyzemin kızı olan Eda.
"Teyzem epey zamandan beri saklıyormuş"dedi umursamaz sesle.Nazlı ağlamasını durdurup bana yardımcı olmaya çalışıyordu.Selim ise bizi getirmişti ve babamın görmemesi için bizi uzaktan izliyordu.
"Biliyordum"dedim artık bitmiş olan gözyaşlarımla.Akmıyordular artık,tükenmişlerdi belkide.
"Ben bildiğim halde hiç bir şey yapmadım"dedim kendime olan öfkemi dindirip.Öylece oturuyordum.Sadece bir yere odaklanıp kalmıştım.Ve aklımda tek olan annemle olan anılarımızdı.
"Eğer benden veya babandan birşey saklarsan seni gebertirim demişti 14 yaşındayken bana"dedim babama bakarak.
"Onun hastalığını senden sakladığım için beni gebertir değil mi baba"dedim tekrar ağlamaya başlayıp.Ailemden şuana kadar tek kaybettiğim kişi annemin babası yani dedemdi.Hayatımdaki en büyük kayıplarımdan biri olan dedem için 1.5 sene depresyona girmiştim.Çünkü dedem benim için hem iyi bir arkadaş hem de iyi bir babaydı.Şimdi ise onun yanına annemi gönderecek kadar güçlü değildim.
"Annen iyileşecek Başak"diye diktatör sesiyle konuşan babam kendi söylediğine inanmıyor gibiydi.Sustum,yıllardır birlikte yaşadığı kadın ve aşık olduğu kadın şuan kendi başına savaş veriyordu.Doktorun yanımıza gelmesiyle herkes pür dikkat kesildi.
"Eşim nasıl Enes Bey"diye sorduğunda tüylerim diken diken oldu.Dizilerde izlediğimde bile ağladığım bölümü şuan kendim yaşıyordum ve inanın izlediğimden bile daha kötü durumdaydım.
"Eşiniz lösemi Hastalığı'na 7 ay önce yakalanmış fakat tedavisini aldattığını her halinden belli.Şuana kadar nasıl anlamadığınız hayret ettim doğrusu"dedi.
"Sadece durumunu öğrensek"diye Eda lafa girdiğinde gözlüklerini takıp elindeki raporlara baktı.
"İlik nakli zamanı gelmiş geçiyor neredeyse bu yüzden acil olarak ilik naklini yapmamız gerek tabi bu arada biz tedavilerimize yani kemoterapiye başlayacağız"dedi.
"Ben iliğimi verebilirim"dediğimde arkamdan bağırdılar.
"Bende"sırasıyla Nazlı,Safiye teyze,babamdı.Eda ve teyzem ise sessiz kalmıştı.
"Samsun'dan ne zaman geldiniz yani Istanbulda olacağınız bilmiyorduk"diye saçma bir soruyla giriş yapan Eda beni şaşırmıştı.Bende telaşdan neden Istanbulda olduklarını soramamıştım.
"Bizim kızlara sürpriz yapacaktık olan da yolda oldu zaten"dedi Safiye teyze.
"Kardeşinin iliğinin uyması çok yüksek tabi gönüllülerden de alabiliriz"dedi doktor.
"İlik örneklerini burada alabiliriz"diyip odayı gösterdi.
"Teyze vereceksin değil mi"diye tereddütle sorduğum soruya yanıma yaklaşıp cevap verdi.
"Eniştenin buna izin vereceğini sanmam kızım yarın birgün ne olacağımız belli mi"diyerek olmayan moralimi daha da bozdu.Bağırarak konuşmaya başladım.
"Haklısın yarın ne olacağımız belli değil mesela annemin değil mi yarına çıkacağı belli bile değil insan değilsin sen ne kız kardeşinin hayatını kurtarmamakta ne demek"dedim sinirle.Nazlı ve babam beni tutmaya çalışıyordu.
"Insan olmamışsın,teyze"diyerek itip kan odasına girdim.Tek tek ilik örneklerimizi verdikten sonra tekrar koridora çıktık.
"Bence seninki tutacak"diyerek Nazlı bana moral verdiğinde acıyla gülümsedim.
"Aşkın her şeyden önemli olduğunu söylerler ya hani"dedim alakasız şekilde.
"O sözü eksik söylemişler,aşk aile dışında her şeyden önemli"dedim.
"Ve eğer annemi kaybedersem ki bu benim için en büyük kayıp olur ve hayatımda aşk maşk kalmaz her şey güm diye patlar ben diye bir şey kalmaz"dedim gözyaşlarıma engel olamadan.
"Annen iyi olacak emin ol çok iyi olacak tamam mı ama anneni kaybetmek istemiyorsan şöyle durma kan örneği verebilecek kişiler bulalım"dediğinde kafamda bir ampulün yanmışcasına ayağa kalktım.Savaş ve Selim şarkıcı oldukları için hayran kitleleri ve arkadaşları vardı.Bu da bize yardım etme ihtimalini yükseltiyordu.Ayağa kalkıp biraz ilerledikten sonra babam seslendi.
"Nereye kızlar"dediği bitik sesi harap olmuş duruyordu.
"Aşağı inip geleceğiz Arslan amca"dedi Nazlı benim cevap vermemi beklemeden.Bacaklarım kendini dahi taşıyamazken kendime fısıldadım.'Güçlü olmalısın,annen için güçlü ol'
Biraz daha ilerledikten sonra Selim'i gördüm.Ve yanındaki neredeyse 15 kişiyi.
"Bunlar kim"diyerek ilk kez konuya daldığımda Nazlıda katılıyormuşcasına onayladı.
"Arkadaşlarım"diyip samimi gülümsemesini yerleştirdikten sonra açıklama yapmaya devam etti.
"Hepsi annene ilik örneği vermek için geldiler"dediğinde Selime olan sarılma isteğimi bastıramadan gidip sarıldım.Herkes bu durumdan hoşnut olurken Nazlı ve Selim şaşkın ifadelerini koruyordu.
"Şey özür dilerim"diyerek Selim'den uzaklaşıp eski yerime geri döndüm.
"Her şey için çok teşekkür ederim hepinizden"diyip gülümseyerek yanlarından ayrıldık.
"Nasıl bir tepkiydi o"dedi Nazlı.Alttan alttan gülüyordu birde.
"Bir anlık teşekkür refleksi"diyerek sorusuna cevap verdiğimde bu yanıtı beğenmemişcesine ağzını gözünü yamulttu.
"Aralarında Savaş yoktu farkettin mi"diyerek sorduğunda geçmişi düşünüp göz gezdirdim,gerçekten Savaş gelmemişti.
"Farketmemiştim ama gelmemesine üzüldüm"diyerek acıyla güldüm.
"Gelmemesine şaşırdım"dedi Nazlı.
"Onu konuşmasak"diye bir teklifte bulunup ondan yardım istedim.Aşk hayatımızı konuşmayı hatta hatırlamayı dahi istemiyordum.Bulunduğum durumda onu yapmak sadece aptallık olurdu.Tekrardan babamın yanına dönüp ona sarıldım.
"Annem iyi olacak baba"dedim.Şuan sanki 18ini bitirmiş bir genç kız değil de 5 yaşındaki kız çocuğuydum.O şekilde şefkate muhtaç..
"Biliyorum kızım"diyerek benim başımı öpünce ağlamama engel olamadım.Telefonumun çaldığını görünce biraz uzaklaştım.Arayan ise Kaan'dı.
"Efendim"diyerek gözlerimi devirdim.Hareketlerin görünmemesi iyi bir şeydi.
"Nerdesin,kapınızı çaldım evde yoktunuz"dedi.
"Hastanedeyim annem hastalandı da"dedim ağlamama engel olarak.
"Şuan nasıl iyi mi"dedi birden endişelenen sesiyle.
"Hayır"diyerek kendimi de ağlatmaya başladım.İyi değildi çünkü,hiç iyi değildi.
"Çok üzüldüm Başak hemen geliyorum hastane nerede"dedi.Hastanenin yerini ve ismini söyledikten hemen sonra kapattım.Sadece gelip beni görse zaten giderdi.Gerisi teferruat!
"Kaan'dı dimi"diye soruyu yönelttiğinde Nazlıya cevap verme gereksinimi duymadan gözlerimi devirip aşağı indim.Üstümdeki elbise ve başımdaki eşarpla gayet şık görünmeme rağmen Yüzümdeki o yıkılmış ifade ve dağılmış makyajımla berbat görünüyordum.
"Eda"dedim.Ondan birkaç kıyafet isteseydim fena olmazdı.
"Efendim kuzi"diyerek beni kendinden iğrendirdi.Saçlarını bir köşeye fırlatıp Selim ve arkadaşlarını inceliyordu.Bu kadarda umursamazlık olmazdı doğrusu.
"Bana birkaç giyecek şey getirir misin evin adresini sana veririm"dedim.Bana dönüp gülümseyerek cevap verdi.
"Tabiki giderim ama benimle oda gelsin"diyerek Selim'i gösterdiğinde tekrar gözlerimi devirdim.Bu yaptığına inanamıyordum.
"Gerizekalılık yapma Eda tek başına gidip gidebilirsin"diyerek tüm hayallerini yıkarak cevap verdim.
"Eğer onu benimle gelmesine ikna edemezsen sanırım eniştemin o çocuktan haberi olur"diyip ondan iğrenmem gerektiğini bir kez daha açıkladım.
"Sevgilin değil mi"diyerek sorduğunda alayla cevap verdim.
"Hayır tatlım sevgilim birazdan gelecek"diyip onun yüzümün düşmesini izledim.Küçüklüğünden beri benimle kendini karşılaştırmasından nefret ediyordum.Kaanın merdivenleri koşarak çıktığını görünce şaşırdım.Bu kadar hızlı gelmesi şaşırtıcıydı.Benim anlamadığım şekilde birden gelip bana sertçe sarılınca kaşlarımı çattım.Sonra onu iterek konuştum.
"Kaan napıyosun"dedim sinirle.Şu an yaptığı hiç hoş değildi.Onun bana yaptığı hoş olmayan davranışı ben Selime yapmıştım.Vah zavalli halimize!
"Annen nasıl"diye sorduğunda tekrar gözyaşlarım kendini bıraktı.
"Kötü"dedim.
"İliğin acilen bulunması gerekiyor"dedim.
"Tamam vereceğimiz yeri göster bana"dedi.Kaşlarımı çattım.En azından bir umut olabilirdi.Ne kadar ilik örneği o kadar umut demekti.Daha sonra Kaan neredeyse 100e yakın arkadaşını çağırdı içlerinde Şafak da vardı.Onlar ilik örneklerini verirken bende babamın yanına gittim.
"Iyileşecek değil mi"diye babam bir umutla sorduğunda ne diyeceğimi bilemez halde afallamıştım.
"Bilmiyorum baba ama emin ol çok istiyorum"dedim.
"Annen ölecek Başak,o öldüğünde bende öleceğim"dediğinde gözlerim yerinden fırlayacak dereceye gelmişti.
"Annem ölmeyecek baba.Eğer ikinizde ölürsünüz benimde öleceğimi bil ama olur mu"dedim.Geldi,sarıldı ve öptü.Tekrar bitik bir şekilde sandalyeye oturduğumda çaresizliği derinliklerimde hissediyordum.Annem,ölümün tam kıyısındaydı ve ben onun sadece arkasından bakıyordum.

AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin