Arkadaşlar,ilk hikayem olduğu için yanlışlarım için özür diliyorum..
Ben Beren Soykıran.
Başımda hissettiğim darbeyle, uyandım.Lanet olsun.Neden ben, bücür? Neden Utku değil de ben?..
''Arya napıyorsun?'' kelimeleri bastırarak ve biraz sinirli bir ses tonuyla konuştum.
''Abla ,Sedef teyze sofyaya çağıyıyo.''o minik ağzıyla kelimeleri yutarak konuşuyor ya bütün sinirim uçup gidiyor.
''Tamam bir öpücük ver de karşıdaki gerizekalıyı da uyandıralım.''önce beni öptü ve sonra aklına bir şey gelmiş gibi sinirle bana baktı.
''Abime geyizekaylı demeğğ abla, hadi.''elleriyle,pijamamın alt kısmını çekiştirmeye başladı.
Abisini de pek sever, bücür.Karşı odaya girip ,sessizce yanına gittik ve ''1-2-3!'' tabiki de filmlerde olduğu gibi bağırmadık. Yataktaki yakışıklının yanaklarını ,sulu sulu öpmeye başladık.Çok geçmeden uyandı.Arya
''Günaydın abiiciğğm, haydi kalk sofyaya inelim. Yayın okul vay, zaten beni bıyakıp giteceksiniz''dedi ağlamaklı sesle.Dayanamayıp,Utku'yla aynı anda ona sarıldık.
Utku baktı benden ses yok, başladı teselliye.
''Aşkım, sabah sen uyurken gideceğiz; akşam olmadan geleceğiz. Hem seni biz hiç bırakır mıyız? üzülme.''diyerek saçlarına bir öpücük kondurdu.
''Iıımmm tamam .Ama geliyken ,bana jenki de getiyin oluymu?''dedi gözlerini kocaman açmaya çalışarak.
Bu arada 'jenk' dediği Cenk. Utku'nun kankası veArya'nın prensi.Çocuk ne zaman gelse, rahat bırakmıyor. Hoş o da memnun ya, halinden. Cenk meselesini de halledip kahvaltıya indik.
Kahvaltımızı sessizce yaptık ve Sedef sultana sofrayı toplarken, hepimiz yardım ettik .Doğduğumuz günden beri yanımızda. Annemden çok onu gördük, diyebiliriz.
Zorunlu olarak her pazar yaptığımız gibi, çizgi film izlemeye başladık.Arya ,o kadar mutlu oluyor ki anlatamam.Küçük şeylerle mutlu olan bir çocuk.Keşke abim de burada olsaydı diye düşünürken, zil çaldı .Ve Arya'nın meşhur jenki geldi. Yani, bizim mesai sona erdi.
''Hoşgeldin Cenk ve hoşçakal.'' diyerek yüzümdeki tebessümle koşarak odama çıktım .Ama Arya ' nın
''Jenk , geldin!'' son harfleri bastırarak söylemişti. Bağırdığı için,sesi buradan da duyuldu tabi ki.
Telefonumu elime alıp sevgilimi aradım
''Günaydın canımmm.''diyerek neşeli bir sesle açtı telefonu
''Günaydın yakışıklım napıyosunuz?''sesini duyunca ,yeniden özlem kaplamıştı içimi.Yıllardır,alışkın olsam da.
''Kahvaltı yapıyoruz bitanem ,annen ile.'' e yani sevgilim derken ;tabi ki de babamdan bahsediyordum.Ne sandınız?
''Afiyet olsun. Ben sizi tutmayayım, kendinize çok iyi bakın.'' Zaten ,sürekli çalışıyorlar.Konuşarak,yemeklerini bölmek istemedim.
''O ne demek öyle? 'Tutmayayım' mış !Annen de ben de çok öpüyoruz sizi .Arya 'yı lütfen , yalnız bırakmayın .Size güveniyoruz.''Ne kadar yanımızda olamasalar da ,tek düşünceleri bizdik.
''Tamam babacım öpüldünüz.''
Üzerindeki yeşil tshirt ona ayrı bir hava katmıştı.Ama, bunu ona söyleyip,tabi ki de götünü kaldırmayacağım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
Teen FictionBir yanda duygusal olsa da her zaman mavi gözlerindeki neşesinden taviz vermeyen ,eski sevgilisi yüzünden güveni kırılmış bir kız. *Beren... Diğer yanda babasının karanlığını küçük yaşta gözleriyle görmüş bir çocuk. *Demir... Evet babasının bir maf...