Alaçatı

191 42 17
                                    

Multimedya da babaannemizin evi var. İyi okumalar...


Boynumun altındaki yastığı düzeltip,amansızca kaşınan kolumu kaşıdım tek elimle.Sivriler beni başlarının tacı ilan edip,ziyaretimden bir an olsun ayrılmamışlardı.Bu ilgi ve alakaları beni o kadar memnun etmişti ki detan(sinek ilacı)ile onları sonsuzluğa uğurlamıştım.Ama yine de kolumdaki minik noktalara engel olamamıştım.Çoktan ısırmışlardı cani sivriler!

Karşı koltukta horlayan Utku yüzünden, tek gözümü içten bir oflamayla birlikte açtım.Her türlü seste uyurdum ki zaten bozuk yollarda bir sağa bir sola sallanan arabada bile bu şekilde saatlerce uyuyordum.Ama bu boz ayının horlaması, fenaydı.Arabanın motorundan çok ,ikizimin gırtlaktan gelen hırıltılı sesiyle uyumak imkansızdı.

Tek gözüm açık,kısık bir şekilde bakarken yeşil şortunu giymiş ayaklarını camdan sarkıtmış,üzerinde hiçbir şey olmadan yatan bir saftrikle karşılaştım.Şöförümüz Salih amca,son sürat ilerliyordu.Yorulduğu zaman mola verebileceğimizi söylesekte eminim,son raddeye kadar direnecekti.

Şu an ne mi yapıyorduk?İzmir Alaçatı'ya doğru yola çıkmıştık.

Bütün yaz evde kös kös oturmak,bizim gibilerin harcı değildi.Bizim gibiler derken ki kastım çirkefliğimiz tabi ki.Amcamlar da bize gelip,babaanneme geçmeyi düşünüyorlardı.Ama en güzeli hep birlikte sürpriz yapmak olduğunu düşünerek ayrı ayrı arabalarla yollara düşmüştük.Ve her zamanki gibi ikizimle ,diğerlerinden farklı olduğumuzu göstererek milletin viski eşliğinde oturup alem yaptığı jeepte biz karşılıklı uyumayı tercih ettik.

Yan arabada Sevim yengem,Suat amcam ,kuzenlerim Esin ve Ömer vardı.Esin sabahtan beri söylediğini yapıp,amcamın karşı çıkmalarına aldırış etmeden üzeri açık,buz mavisi arabanın tepesinden bağırıyordu.Ömer'i yattığım yerden göremesem de telefonunda oyun oynadığı üzerine her türlü iddiaya varım.Gözlerimi karşı arabanın üzerinden çekip,koltuğun kenarından sarkan kulaklığımı alıp taktım ve en sevdiğim şarkıyı açtım.Yola çıkacağımız için fullediğim şarjıma zafer gülüşümle bakıp,gözlerimi yumdum.Müziğin kısık sesi,göz kapaklarımın usulca kenetlenmesini sağlarken uykuma kaldığım yerden devam ettim.

*****

Saatler sonra gözlerimi açtığımda hava kararmıştı.Annem ve babam Arya'yı yanlarına alıp uçakla gitmişlerdi çoktan.E küçük çocukla bu yolun kahrını çekemezlerdi.Babaannem bizden habersizdi tabi.Biz ısrarla bavullarımızı ve ebeveynlerimiz bizi bıraktıktan sonraki geçireceğimiz tatil için hazırlıklarımızı arabaya doldurmuştuk.Ne ararsan vardı mübarek.Benim dolar şeklindeki gözlüklerimden tutun,Utku'nun -titiz Utku'nun- kıyafet askılarına kadar.Sanki biz yatağın üzerinde bırakacağız illa o askılarını da almıştı beyefendi.

''Salih amca,bassana gaza ya bak nasıl bozuldu amcam gördün mü?''diyerek kahkaha attı bizimki.Yol kenarında aldığımız pizzadan son dilimimi de ağzıma atıp ben de onun gibi camdan amcamlara bakmaya başladım.Salih amca ne kadar karşı çıksa da erkek iç güdülerine kapılıp ,dozunu aşmadan süratini arttırıyordu.Ne kadar patronunun abisine saygıda kusur etmese de bıyık altından güldüğünü dikiz aynasından gayet rahat görmüştüm.

O değil de ben az önce Salih amcayı mı dikizledim lan ? Vay anasını sayın seyirciler.

Ellerimle karşı camdan bize bakan yeni uyanmış şapşik Esin'e bana bakması için işaret çaktım.Bakışları sallanan ellerimi buldu ve bir süre sonra yüzümü cama yapıştırıp yaptığım şebekliklere kahkahalarla gülmeye başladı.Yengem de bana bakıp güldüğünde ,Utku

''Lan mal insan, ahahaha tipe bak .''diyerek güldü o koca elleriyle kafamı tutup yüzümü camdan ayırdı.

''Salih amca ya bir gidemedik.Daha ne kadar gideceğiz?''

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin