9

163 18 9
                                    

Taehyung'un karşısındaki yüz; gözleri, burnu ve dudakları kıpkırmızı, ağlayan jungkook'dan başkası değildi. Taehyung gördüğü yüzle nefes alamazken kaşları çatılmıştı. 'Niye ağlıyor bu' diye düşünürken aklına Hoseok'un anlattığı olay geldi. Ne yapcağını ya da söyleyeceğini bilmiyordu.

Jungkook evde daha fazla dayanamayıp hava almak için dışarı çıkmıştı ama yaşadığı ve yaşayacağı şeyleri düşünüp evdekinden daha beter ağlamaya başlamıştı. Yolda yürürken omzuna çarpan omuzdan özür dileyecekken o da gördüğü yüzle nefes alamamıştı. 'Taehyung'a rezil oldum' diye düşünürken Taehyung'un yanından geçip gidecekti ama koluna tutunan büyük elle hareket edemedi.

"Niye ağlıyorsun? " Taehyung kontrol edemediği yumuşak sesiyle cevabını bildiği soruyu sordu ve yumuşak sesi yüzünden içinden kendisine küfür etti ama bu denli güzel ağlayan Jungkook'a karşı koyamadı.

"Taehyung bırak lütfen, gideyim. Okulda zorbalığını yaparsın. Bari burda sal beni."
Ağladığı için aynı yumuşaklıkla ve kısık sesle konuşan Jungkook'a Taehyung pişmanlıkla baktı.

Taehyung niye böyle hissettiğini bilmiyordu ama kalbi ağzında atıyordu. Aklına bu zamana kadar Jungkook'a yaptığı zorbalıklar gelmişti. Bir insan gay olsa da hak eder miydi bunları? Etmezdi. Taehyung öncekinden daha yumuşak bir sesle konuştu.

"Jungkook, bunları şimdi konuşmayalım. Gel sen benimle. " Taehyung lafını bitirince Jungkook'un kolunu hafifçe çekiştirip götürmeye başladı. Jungkook şaşkınlıkla kolunu tutan adama bakıyordu.

"Nereye gidiyoruz? " Dedi Jungkook. Şuan 'iyi ki hava alasım gelmiş' diye düşünüyordu ama bir yandan da korkuyordu. Taehyung, Jungkook'un sorusuna "gidince görürsün " diye cevap verdi.

Jungkook heyecan-korku karışımı duygusundan delirecekti. Hoşlandığı adam kolunu tutup onu götürüyordu. Ya kötü bir yere götürseydi, ya onu bir odada kapatıp işkence etseydi? Jungkook bunları düşünürken korkmuyor değildi ama güvenmek de istiyordu.

Taehyung Jungkook'u kendi evinin önüne getirdi ve "iki dakika bekle gelicem" dedi. Jungkook Taehyung'a tam olarak güvenmiyordu. Belki de gelmeyecekti.

"Geri geleceğini nerden bilicem? "

"E sen de gel. "

"Nasıl? Neresi ki burası? "

"Evim."

"Evin mi, niye buraya geldik? "

"Çok soru soruyorsun gel işte. " Taehyung son konuşmayı yaptı ve tekrar Jungkook'un kolundan tutup peşinde götürdü. Eve girdiklerinde Jungkook etrafına bakınmaya başladı. Taehyung zengin biri olmalıydı. Ev orta boylarda ve siyah-gri-beyaz tonlarında dizayn edilmişti. Baya modern duruyordu.

İkili salona geldi ve Taehyung Jungkook'a döndü.

"Odama gidip gelicem. Yine gelmeyeceğimi düşünüyorsan oraya da gelebilirsin. "

Jungkook duyduğu cümle ile şaşkınlıkla Taehyung'a baktı. O ne demekti öyle ya?

" Ya, yok. Git sen. Bekliyorum. " Sesi istemeden yüksek çıktı.

"Tamam hemen geliyorum, " dedi Taehyung ve giderken gülmesini tutamadı. Sonra güldüğünü fark edip kendisine kızdı ve yüzünü düzeltip devam etti.

Aradan yarım saat geçti ve Taehyung geldi.

"Geldim."

"Niye gittin? "

"Bir şey almam gerekiyordu. "

"Ne aldın?"

"Jungkook, çok soru soruyorsun... "

"Kusura bakma. Okulda bana zorbalık yapan adam tutup beni evine getirdi ve sorularımı cevaplamıyor. Bir tık korktum yani. "

Taehyung'un duyduğu cümle ile suratı asıldı. Verdiği güvensizlik için pişmanlık hissediyordu ama hissetmemesi gerekiyordu.

"Tamam, doğru. Haklısın. Arabanın anahtarını aldım seni bir yere götürücem. Lütfen daha soru sorma. Hatta ailene canlı konum falan at istersen."

"Benim ailem yok. "

"Ne? "

"Yani varlar ama yoklar. Boşver. "

"Özür dilerim. "

"Sorun yok. Yoongi'ye atabilirim. "

Taehyung duyduğu isimle gerildi.

"Yoongi ile gerçekten sevgili misiniz? "

"Hayır, değiliz. Onun sevgilisi var zaten. Biz yakın arkadaşız. Eşcinsel arkadaşların da aynı cins arkadaşı olabilir, değil mi? "

Taehyung hem sevinç hem de pişmanlık barındıran bir duygu yaşıyordu. İstemese de tabi ki.

"Doğru, olabilir. Özür dilerim. "

"Sorun yok. Niye yapıyorsun bunu? "

"Neyi?"

"Bunu. Acıdın mı bana?"

Taehyung, bunun cevabını kendisi de bilmiyordu. Neden yapıyordu?

"Hayır tabi ki. Niye acıyayım? Saçmalama. İnsanlara yardım etmem yasaklandı. Her zaman bencil olmam istendi. İlk defa birine yardım etmek istiyorum. Yani benim de ailem var ama yok. "

Jungkook rüyada olup olmadığını sorguladı. Resmen olanlar gerçek dışıydı.

"Üzgünüm. Aileni anlatmak ister misin? "

"Bi gideceğimiz yere gidelim, sen anlatırsan ben de anlatırım. "

"Tamam."

Taehyung kapıya yöneldi ve kapıyı açtı. Jungkook'a doğru baktı ve yaklaşık beş saniye bakıştılar. Bu bakışmada ikisinin de kalbi hızlandı. İlk Jungkook kendisine geldi ve o da kapıya yöneldi.

"Yarın cumartesiydi değil mi? " Dedi Taehyung konuyu dağıtmak istercesine.

"Evet," diye cevapladı Jungkook.

Dışarı çıktılar ve arabaya doğru yöneldiler. Jungkook gördüğü arabayla ağzı açık kaldı.

"Şuan gördüğüm araba Audi R8 mi yoksa ben mi yanlış görüyorum? "

Taehyung gülerek yanıtladı. "Doğru görüyorsun. Hadi geç. "

Jungkook zıplaya zıplaya arabaya doğru gitti ve Taehyung'un gülmesine sebep oldu. Taehyung çok sesli gülmese de kıkırdamıştı ve kendisine kızması gerektiğini bile unutmuştu.

Jungkook ön yolcu koltuğuna bindi ve arabanın içini gördüğü gibi çığlık attı. "Mükemmel! "

Taehyung'da bindi ve " Jungkook! Saat akşam 8 çok bağırma komşular sikecek, " dedi gülerek.

Jungkook kıkırdadı ve 'tamam' anlamında başını salladı.

Yola çıktılar ve yol bomboş olduğu için gitmeleri 15 dakikalarını aldı. Bu süre zarfında 'Yüksek Sadakat' grubundan "Haydi Gel İçelim" şarkısını 4-5 defa dinlediler ve şarkıya eşlik bile ettiler.

Jungkook geldikleri ormanlık alanı fark etmedi.

"Burası neresi? " Dedi Jungkook müziğin sesini kısarak.

"Kimseye güvenmemelisin Jungkook. " Dedi Taehyung ciddi bir tınıyla.

ZORBA GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin