7. Bölüm

35 3 0
                                    

Not: Marcello Teodorico karakteri tamamen bir hayal ürünüdür. Kendisi uğraştığı işleriyle, yaptığı tüm fiil ve davranışlarıyla tamamen bir suçlu olduğu apaçık bir gerçektir. Bu karakterin savunulacak herhangi bir yanı yoktur. Onu gözünüzde iyi bir adam katagorisine koymamanız önemle rica olunur. Karakter bunu kendi ağzıyla bile eşine çok kez dile getirmiştir. Ama aşk konusunda oğluşuma rakip yoktur :))

Bölümler kısa olabilir ama haftada Pazartesi ve Cuma olmak üzere iki bölüm atıyorum. Bölüm duyuruları ve bölüm öncesi bilgi postları için İnstagram; @diastolerse 🌸

Ayrıca 1.5 saatlik rötar için kusura bakmayın. İş yoğunluğu bu aralar o kadar çok ki, hazır bölümü bile yüklemeyi unuttum. Yorgunum :))

Bölüme geçmeden satır arası yorum ve beğeniyi unutmayalım 😘

🌹🫀

Üstümde ki kot tulumumun cebine ellerimi sokup öylece önümde uzanan bahçeye baktım. Öyle çok büyüktü ki, üzüm ve limon ağaçları öyle yer kaplıyordu ki; bir sayı bile veremiyordum. Gözlerimi ordan çekip seraya çevirdiğimde iç çektim. İki gün olmuştu eve geleli ve ben iki gündür buraya kadar gelip, oraya doğru ilerleyemiyordum. Marcello, sera ile ilgilenebileceğimi söylemişti. Tahta kapısı olan ve tahta ile camdan yapılmış olan sera alanına bakarken başımı iki yana salladım. Lisa doğru diyordu bağlanmamak lazımdı. Bağ kurmamak lazımdı.

(Bu alan hemen evin sol tarafında

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bu alan hemen evin sol tarafında. Tüm yan çevre yeşil çimlerle dolu*)

Çakıl taşlarının sesini duyunca gözlerim sesin geldiğin yöne doğru kaydı. Marcello'nun öbür ağaçların arasından çıkıp geldiğini gördüm. Onu çoğu zaman oraya adamlarıyla girdiğini görüyordum. Yanımdan geçip giderken yüzüme bile bakmamış ve arkasından onu takip eden Thor ne anlatıyorsa onu dinliyordu. Yaşlı bunak ise arkasından koşturup telaşla bir şeyler anlatıyordu.

Marcello'nun hep buz gibi bir adam olduğunu söylemiştim, o hep öyleydi. Yüzüme bakmaz, benle konuşmaz ve göz teması bile kurmazdı. Sera ile ilgilenmemi söylerken sadece ağlamam bitsin diye yapmıştı. Yanında çocuk gibi ağlamıştım.

Marya'nın yanına gidemedim. Mia'ya bunu söylediğimde abisinin beni göndermeyeceğini, güvenlik için evde durmamın doğru olacağını söylemişti. Hal durum böyleyken, bir anda kalkıp isyan çıkaramıyordum. Oturup anca onu arıyor ve mesaj çekiyordum ama asla dönüş yapmıyordu.

Adımlarımı geriye çevirip eve girmek için hareket ettiğim esnada arkamda Marcello'yu görmeyi beklemiyordum. Gözlerinin üstümde olmasını özellikle hiç beklemiyordum. Ellerini kumaş pantolonun cebine sokmuş ve bana bakıyordu. Onu orda görmeyi beklemediğim için irkildim.

"Serayla nasıl gidiyor?" dedi gözleri kapalı alana kayarken. Evet. Cidden soruyordu. Gözlerim sağ tarafa kaydı. Boş sera beni bekliyordu. Tertemiz camlarının bana içeriyi burdan göstermesi güzeldi.

Gül KalbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin