14. Bölüm

16 3 0
                                    

Not: Marcello Teodorico karakteri tamamen bir hayal ürünüdür. Kendisi uğraştığı işleriyle, yaptığı tüm fiil ve davranışlarıyla tamamen bir suçlu olduğu apaçık bir gerçektir. Bu karakterin savunulacak herhangi bir yanı yoktur. Onu gözünüzde iyi bir adam katagorisine koymamanız önemle rica olunur. Karakter bunu kendi ağzıyla bile eşine çok kez dile getirmiştir. Ama aşk konusunda oğluşuma rakip yoktur :)) 
 

Bölüme geçmeden satır arası yorum ve beğeniyi unutmayalım 😘

🫀🌹

Marcello'nun gözleri bacağımda duran çakıdaydı. Adam, benim üstümde bir şeyler taşımama alışamıyordu... Aslında bu sadece iki kez olmuştu. Biri konsere giderken yaşanan bir olaydı, diğeri ise şimdi hazinenin yanında yaşanan bu olaydı.

"Senin sorunun ne? Bacağıma bir şeyler takmama genel olarak yabani gözlerle bakıyorsun," dedim arabadan inmeden. Bakışları gözlerimi buldu.

"Bacağına takman gerekenleri kendin konsere giderken sayıyordun, hani kendin için olanları." Ah! Konuyu burdan tutup jartiyer mevzusuna getirmişti! Ona göz devirip kapıyı açtım ve kendimi dışarıya attım. Palermo'dan çıktığımızda saat dokuzdu ve San Vito Lo Capo'da sahil kenarına gelmemiz iki saate yakın sürmüştü. Hazine burdaydı. Hemen karşımızda duran eski kilisenin altında yatıyordu. Yıkılmak üzere olan ama bir o kadar tarihi olan kilise de.

Bakışlarımı ordan çekip siyah tişörtümün belini düzelttim ve masaya doğru ilerledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bakışlarımı ordan çekip siyah tişörtümün belini düzelttim ve masaya doğru ilerledim. Hafif bir rüzgar vardı deniz kenarında olduğumuz için ve ayrıca hemen katlanabilir bir masa kurulmuştu buraya. Haritaya bakacaktık ve giriş yolundan girip gidilecek yolu saptıyacaktık. Nathan'ın yanına giderken gözlüğümü takıp içime derin bir nefes çektim. Adını bile bilmediğim adamlar Marcello'nun emri altında çalışıyordu. Gözler, onlara doğru yaklaşırken bana döndü ve hemen omuz hizamdan arkama kaydı.

Marcello hemen arkamdaydı. Dişi aslan ve erkek aslan gibiydik.

Dışardan bakan biri bizi cidden sevgili sanabilirdi ama değildik. Marcello her daim arkamda dururdu ama bu süreç bir gün bitince yollarımız ayrılacaktı. Bu kısım bir tık kalbimi sıkarken masaya baktım.

"Ne yapıyoruz beyler?" dedim topladığım saçımın ucunu arkaya atarken.

"Girmek için hazırız. Sizi bekliyoruz." Nathan haritayı bana gösterirken gözlerim kağıda kaydı. Marcello'nun göğsünün sırtıma değdiğini hissettim. Hemen arkamda durup olan biteni izliyordu. Bu kadar bana yakın olursa akıl sağlığımı kaybedecektim.

"Tamam. Bence vakit kaybetmeden girelim." Gözlerim Marcello'ya döndü. "Ne diyorsun sevgilim?" Askerleri burdaydı. Bakışlarını, taktığı gözlüğüne rağmen hissediyordum.

"Girelim," dedi ve elimi tuttu. Kilidi masadan alırken beni kiliseye doğru götürmeye başladı. Nathan ve diğer adamlarda hemen peşimizdeydi. Kalabalık gelmiştik.

Gül KalbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin