Ne dedigini anlamaya calisiyordum ama zaman da ortam da neyden bahsettigini anlamama olanak vermiyordu.
- Neyde haklıydım, ne oldu?
Sırılsıklam olmustuk ikimizde ama kimin umrunda. Cenesini tutup kaldirdigimda gözleri gozlerimle bulusmustu. Hayır bu bakış olmaz. Hicbir sey dememisti gozlerimiz bulusunca ama o sussada gözleri bircok sey anlatiyordu. Sikica sarildigimda o da bunu istiyormus gibi karsilik vermisti.
- Duzeltecez kardeşim, duzeltecez.
Dedigimde bunu ondan cok kendime soylemistim sanki. Yuzumuze yapisan saclarimizin aksine sanki her sey normal gibi kollarindan siyrilip sirittim.
- Ben hep hakliyim oğlum
Dedigimde yuzunde bir siritis belirmisti.
- Gecem senin yakışıklı ördek. Gidelim mi bataklığa?
Ordek dememe sadece gulerek karsilik vermişti. Ikimiz için de uzun bir gece olacaktı anlaşılan cunku yarina kadar toplanmamiz gereken konular vardı. Basiyla onayladiginda yuzu normal haline gelmisti. Kendi arabasına gidecekken kolundan cekip durdurdum. Evet su an iyi gorunuyordu ama ben kardesimi sokakta bulmamistim.
- Benim arabaya
Dedigimde isaret parmagimla gosterdigim arabama bakti once ardindan cebinden cikarttigi anahtara.
- Hic bosuna bakma, hadi
Dedigimde arabama dogru suruklemeye başlamıştım bile. Onu ön yolcu koltuguna oturttugumda zafer kazanmis gibi sag elimi yumruk yapip yukardan asagi dogru hareket ettirip yolcu koltuguna uctum. Anahtari kontaga takarken telefonumun yanip sonen isigi gozume carpti. Motorun calisma sesi geldiginde sol elimle direksiyonu kavramis olsamda arabayi hareket ettirmeden telefona baktim. 2 cevapsiz cagri ve birkac mesaj vardi, hepsi de Eva'dandı.
- Eva mı?
Atlasın dedigini basimla onayladigimda Eva'ya sorun olmadigini ve sabaha gorusecegimizi bildiren bir mesaj yazip gonderdim.
- Belli
Dediginde ona dondum ama basimi eliyle dikiz aynasina cevirdi. Yine siritiyordum ulan. Bogazimi temizleyip telefonu birakirken sag elimde direksiyonu kavramisti. Konuyu degistirmek adina
- Yarin temel atılıyormuş, bu yil sonunda muhendis oluyor kardeşin.
Dedigimde bir kahkaha koyvermisti Atlas.
- Sonunda
Dediginde direksiyonu cevirerek kafenin onunden ayrilmistim. Kotu bakislarimi Atlasa cevirdigimde fazla ciddi kalamayip bende gulmeye baslamistim. Yol boyu fazla konuşmamış sadece arada - Ayni yere?
Diye sormustum ve ayni sekilde cevap alinca
- Aynı yere.
bildigim yerin yolunu tutmustum. Yarim saate gelmek istedigimiz yere gelmis arabayi park etmistim. Yagmur durdu denecek adar az yagiyordu artik. Ikimizde inince arabayi kilitledim ve Atlasin yanima gelmesini bekledim. Ayaklari yanimda durdugunda etrafa bakinirken yagmurla cikan toprak kokusu cigerlerime huzur doldurmustu. Buraya gelmek her zaman ise yariyordu.
- Hadi Deniz.
Atlas'ın onden yolu tutmasiyla onu takip ettim. Sonunda kucuk beyaz bir prefabrik yapinin onunde durduk. Anahtarliktan dogru anahtarı bulana kadar cikan şıngırtı uzun surmemis kapiyi açmıştım. Bu yil buraya ilk gelisimiz olmadığı icin icerisi topluydu. Atlas isiklari acip gri L koltuga kurulurken bende kapiyi kapatip sicak birseyler yapmaya koyulmustum. 5 bilemedim 10 dakika sonra elimdeki bardaklardan birini ona uzatip yanindaki yerimi aldim. Bir sure sustuk ve tekrardan baslayan yagmurun sesini dinlerken kahvelerimizi ictik. Anlasilan yine ilk ben konuşacaktım
- Yarin annemin dogum günü
Dedim kahveme bakarak. Bunu atlasta biliyordu zaten sasirmamisti ama gozlerini uzerimde hissediyordum.
Ona bakmadan devam ettim.
- yanima gelip, gitmesen olmaz mi dedi bugun.
Derin bir nefes alip devam ettim.
- Bende olur dedim.
Dedigimde gozlerine baktim. O da en az benim kadar şaşkındı.
- Neden olur dedim bilmiyorum ama reddedemedim o an.
Gozlerimi kacirdigimda eliyle omzumu sivazlarken
- İyi yapmışsın
Dedi sadece. Ardindan kacirdigim gozlerim tutunacak
yer arar gibi tekrar Atlasin gozlerini buldu. Yumusak hir gulumseme bahsederek
- Bende yaninda olacağım
Derken sesini kisip buraya gelmeden benim ona dedigim kelimeyi soyledi.
- Duzeltecez.
Tesekkur eder gibi baktım yuzune ve gozlerimi birkac saniye kapali tutup açtım. Omzumdaki elini cekip kahvesinden bi yudum aldiktan sonra arkasina yaslandi.
- Haklıydın Deniz
Dediginde ona dondum ve devam etmesini bekledim.
Hemen devam etmesede gece uzundu.
- Bir sey olsa dokunamazmışım.
Dediginde neyden bahsettigini anlamistim sonunda. Doktorluga donmesini soylerken dediklerimden bahsediyordu. Agir konusmustum ama bunun farkina varmasi lazimdi, kendisine acı cektirmesine katlanamiyordum.
- Bak ozur dilerim, agir konustum farkindayım ama
- Deniz
Diyerek sozumu kestiginde durdum.
- Bugun kafenin arkasinda bir herif kizi hirpaliyordu.
Copu dokmeye ciktigimda fark ettim.
Yuzume bakti ve devam etti
- Kaldirdigi eli tutup ittirdigimde kiza baktim. Mavi gozleri aglamaktan kipkirmizi olmustu.
Oha Mida mıydı o herifin hirpaladigi kiz? Gozlerim ardina kadar acildiginda
- Yok yok, Mida degildi ama gözlerini görünce ya o olsaydı- tepki veremedim kısa bir süre. O olmadığını anlayana kadar
Dediginde gozlerini kacirip devam etti.
- Tanımıyor olsamda, öyle görünce aklima senin dediklerin geldi. Kizin iyi oldugunu anlayincada o herife döndüm. iştende atılsam bunu yanına birakamazdim. O kiza kaldirdigi elini kırdım.
- Naptın naptın?
Bana bakti tekrar ve gulerek ama bu gülüş keyiften degil sinirden gibiydi
- Sonra bide kirdigim elini sabitleyip ambulansi aradim.
Kahkaha atarken onayladim onu
- Cunku doktor olmak bunu grektirir dimi
Dedikten sonra kahkaha atmaya devam ettim. Yastik firlatacagini anlayip bardagi asagi biraktim ve firlattigi yastigi karnimda tuttum.
- Gülme lan
Dediginde susmaya calistim ama farkli farkli sesler cikarmaya basladim.
- pardon, sinirim bozuldu
Diyip elimi agzima bastirdigimda o da gulmeye basladi. Ne kadar gulduk bilmiyorum ama en son yorulup susmustuk.
Koltuga yasladigim basimi ondan tarafa cevirdim.
- Dönecek misin?
O da basini yaslamis dumduz karsiya bakiyordu. Bir sure sessiz kaldiktan sonra
- bilmiyorum
Dediginde sesli bir nefes verdim. Buna karsilik o da bana dondu
- Ama çalışacağım, duzelmeye.
Dediginde sirittim ve ikimiz ayni anda
- Düzelecez
- Düzelecez
Dedigimizde kahkaha atarak gulduk ve yumruklarimizi çakıştırdık. Birazda gazlasam fena olmazdi sanki
- babanin istedigini yap
Saskinlikla bana dondu ama konusmasina firsat vermeden devam ettim.
- o hastaneyi ona birakma, al elinden. Zaten istegi bu degil miydi?
Kaslarini catip ne dusundugumu cozmeye calisir gibi basini koltuktan ayırdı.
- Bu benim elime ne gecirecek?
Dediginde bende dogrulup ona dogru donerek oturdum.
- Simdi bu adam senin islerine niye tas koyuyor?
- Hastanenin basina gecmem icin
- Hıh, sen hastanenin basina gecersen ne olur?
- Istedigini almis olur.
Parmak siklatip dogrular gibi bir ses cikartip ekledim.
- Gorkem Aray birine degil hastanesini vermek gunahini vermez tabi cikari varsa isler degisir.
Dedigimde haddimi astim mi diye bi dusunmedim degildi. Yine de bi ekleme geregi duydum.
- Kusura bakma kardesim seninde baban ama bence böyle, tabi benim fikrim
Dedigimde basini iki yana salladi
- Doğru söylüyorsun.
Dediğinde bir sey soyleyecek gibi duruyordu.
- Ama ne?
Dediginde bende sessizlige burunup dusunmeye baslamistim. Bu sorunun cevabini bulamayip atlasi basa gecirmek olmazdi, o adam oglum demez harcardi çocuğu. Butun tecrubemle soyluyordum bunu ki Atlasta en az benim kadar farkindaydi.
- Hastanenin borcla ilgili sikintisi yok bundan eminim ama ne, ama ne
Kendi kendine mi konusuyordu bana mi soyluyordu bilmiyordum ama dogrular nitelikte basimi salliyordum.
- Ortaklar?
Diye bir soru yonelttiginde biraz dusunur gibi bakti once
- Sanmam, basindan beri birlikte calistigi hicbir ortagi degistirmez o, hatta belli etmeden avucuna alir.
- Bu sayede gelecegini garantiliyor.
- Aynen öyle.
Dediginde birden ona dondum.
- Demek ki sorun hastane icinde degil
Beni tamamladiginda aydinlanma yasadik adeta
- ama dısardan mudahalesine ragmen buyuk bir etkisi olan bir sey
- Ya da biri.
Bunu soylememle isim dusunmeye basladik ama yonetimin kiminle sıkıntısı var veya kimin hastaneyle sorunu var bilmiyorduk.
- Icerden biri olmazsa bu sorunun cevabini bulamayiz.Dedigimde basiyla onayladi. Atlasi da gonderemezdik cunku buna hazir gibi gorunmuyordu. Cocugu kurtariyim derken kaybetmeyi goze alamazdim.
Beynim durmustu sanki.
- Neyse bunu sonra düşünürüz
Dediginde sesli bir nefes verdi.
- Benden cok konustuk yeter
Diyerek guldugunde bende güldüm
- Sana gelelim
Diyerek kolunu basinin altina koydu.
- Hic gelmesek mi ya?
Dedigimde yerdeki bardagimi aldım.
- Geldik geldik.
Derken ciddilesti ve
- Nasılsın Deniz?
Diye bir soru yoneltti. Bu sorusunun cevabini bende bilmiyordum. Nasıldım? Butun durustlugumle cevapladım ve guldum.
- Bilmiyorum
Dedigimde buyuk bir anlayisla onayladi beni. Bu dunyada beni en iyi anlayan kisi Atlasti sanırım bu yuzden kardesimdi belki de.
- Son gidisinde Alin olmasaydi gelmeyecek gibiydi Atlas.
Diyiverdim.
- Ilk gittigi gunu hatirliyor musun?
Diye sordugumda onunda yuzunde benim gibi buruk bir gulumseme olusmustu. Farkinda olsakta olmasakta hep birbirimizi toplamis birbirimizi dustugumuz yerden kaldirmistik.
- Hatırlıyorum, çok ağlamıştın
Basimla onayladım, gercekten saatlerce hatta gunlerce ağlamıştım.
- Doğru sen susturmuştun
Dedigimde o da ben de güldük.
- pek sayılmaz sadece anneni bulmayi teklif etmiştim
Dediginde sesimi degistirerek kucukken bana soylediklerini dillendirdim.
- " Ağlamayı bırakacağında haber ver de anneni bulalım Deniz."
Bana ayak uydurarak o da kucukken benim soylediklerimi taklit etti
- " Gercekten bunu yapabilir miyiz?"
Bu sefer ben onun yaptiklarini yapip omuzlarimi asagi yukari hareket ettirdim
- " En azindan deneriz, kaybedecek neyimiz var ki?"
O ben olmustu ben de o. Oturmus birbirimizin kucuklugunu taklit edip guluyorduk.
- O gün ağladığınm şeyleri bugün gülerek
canlandırıyorum. Güçlü gibi hissediyorum aslında ama bununla başa çıkacak kadar güçlü değilim.
Bu dediklerimi bütün ictenligimle soylemistim.
- Güçlü görünmek çok zor be Atlas, sen yorulmuyor musun?
Sustu ve öyle bir gülümsedi ki iki saat konuşsa bu kadar çok şey anlatamazdı sanki. Telefonu caldiginda aramizdaki o derin sessiz sohbet son bulmustu.
- Efendim
Dedikten sonra kisa bir sure karsiyi dinledi.
- Hayır, sakın bulaşma. Uzak duracaksın.
Ayaga kalkip bir iki adim attiginda ben coktan tavanla bakismaya baslamistim bile.
- Hayaletten uzak dur, bunu ilk defa soylemiyorum sana.
Hayalet, daha oncede duymustum sanki
- Tamam konuşacağız.
Tekrar karşıyı dinliyor olacak ki sessizlik olmustu.
- Umarım.
Dedikten sonra koltugun az once oturdugu kismina kurulmus olacak ki koltuk hareketlenmisti.
- Saat kaç?
Dedigimde telefona son kez bakip gelisi guzel koltugun oteki ucuna firlattiginda yanıtladı.
- Dörde çeyrek var.
- Hayirdir bu saate?
Derken firlattigi telefonunu isaret ettim
- Hayalet kim?
Sesli ve uzun bir nefes verdi.
- Nerden tutsan farkli biri
Dediginde sasirmistim. Aciklamaya calisti
- bir adam dusun her pis isin altindan o çıkıyor.
- Icerde mi bu dedigin adam o zaman?
Dedigimde basini olumsuz anlamda salladiginda saskinligimi gizleyememis
- Nasil?
Diye sormustum.
- Adamın ismi cismi kimligi yok, kimseside yok. Bu yuzden kolay kolay gun yuzune çıkmıyor gibi bir sey.
Anlar nitelikte devam ettirmistim.
- O yuzdende pis isleri kolaylikla hallediyor
Dediğimde aninda onayladi
- Aynen öyle
Anlar gibi basimi salladım.
- Ee, kime uzak dur diyordun az önce?
Dedigimde eliyle yuzunu sivazlarken yanıtladı
- Eva'ya
Dediginde anlam verememiş saskinlikla sorgulayan bakislarimi Atlasa dikmiştim. O da aciklama geregi duymustu haliyle.
- hayalete çok bağlı.
Dediginde anlamıştım sanırım. Derin bir nefes esliginde devam etti soylediklerine
- Ne kadar uzak dur desemde, fazla uzun sürmüyor anlayacağın.
Eger anladigim sey doğruysa Eva hayalete deger veriyor onu seviyordu. Eger hayalet denen kisi de böyle dusunuyorsa Atlas neden uzak durmasini istiyordu? Insan sevdigi birini incitir, ona zarar verebilir mi ki? Bu düşüncelerimi dogrulamak adina actim ağzımı
- Eger dedigin gibiyse, hayalet ona zarar verir mi ?
Cevap beklerken elim istemsizce varla yok arasındaki kolyeme gitmisti.
- Eva vermeyeceğinden cok emin
Derken düşünceliydi.
- Sen?
Dediğimde ise endisesi yuzunden okunuyordu. Eva'ya deger verdigini biliyordum ve deger verdigi kisilere zarar gelmesine izin vermeyecegini de.
- Ben emin değilim.
Diyiverdi tek nefeste. Hıı, kardeşim emin değilim diyorsa vardır bir bit yeniği. Onaylar gibi başımı salladım.
- Neyse bakalım
Dediginde konu kapanmıştı. Konuyu biraz dağıtsam iyi olacaktı sanırım.
- Atlas geçen gün biz Ada'nın yanındayken bir sey mi oldu?
Gozlerime bakti önce ardindan güldü. Bu gulusu biliyordum ben, sinirlenmis miydi?
- Mida'ya büyüdüğümüzü ve degistigimizi söyledim
Dediginde bu yaptigina sinirlensemde anlamaya calisiyordum.
- Eee?
- Eee si gelip yanıma oturdu
Dediginde ona baktım devam ettirmesede ne oldugunu tahmin etmek zor degildi. 2 3 dakika sessizlik hüküm sürdü. Gozlerine baktigimda yere bakiyordu ama tekrar gozlerimizi bulusturup sessizligi bozdu gulumserken.
- Ben hala o küçük midayim dedi bana.
Ah benim aşık ördeğim, ne kadar inkar ederse etsin o da hala o kucuk Atlastı. Zannediyordu ki ondan uzak durursa onu kendinden koruyacaktı. Ah Görkem Aray, arkanda yarattığın enkazın altında oğlunu nasıl bıraktın? Vicdansız yakışıklı herif. Allahtan benim ördeğin sadece tipi ona cekmisti, allah huyunu benzetmesin aminn.
Siritisini gorunce bende gülümsemiştim ama bugun onu bozmayacaktım. Iyi gorunuyor olsada degildi, biliyordum.
- Kurtaralım seni
Diyiverdim birden.
- Beni neyden ya da kimden kurtarıyoruz kardeşim?
Dediginde kurtulmak ister gibi pat diye söyledim aklimdakileri
- Dokunamama şeysisinden
Bu hastalık degildi cunku herkese karsi boyle degildi fobi desem pek sayilmazdi o yuzden bunu karsilayacak bir kelime bulamamistim. Neyse ne o anlamisti beni ki yüzü düşmüştü. Anlasilan olumlu olmayacakti tepkisi. Başaramadık abi. Ic sesimle konusmamizi kesen ordegimin sesiydi
- Nasıl yapacaz?
Neyy! Gözlerim ardına kadar açılırken ne diyeceğimi unutum afalladım bir an. Cok gecmeden toparlayip bombayı attım ortaya.
- O sadece bir tanıdık olan arkadaşınla, arkadaş olarak. Cumlemi bitirmemle kahkaha atması bir olmuştu. Ciddi duruşumu gordugunde gulmeyi keserken es zamanli olarak
- Sen ciddisin?
Dediginde siritarak onayladim.
- Unut bunu.
Diyerek arkaya yaslandiginda damardan girme vakti gelmişti.
- Madem hastaneye gidemiyorsun ki zaten bence ilk olarak orda ne oldugunu cozelim sonra gitte, o zamana kadar ilerlememiz lazim
Dedigimde kılını bile kipirdatmamisti ama benden kurtulamazdı cunku soz konusu kardeşimdi.
- E tabi sen bilirsin neden doktor olmak istedigini ve dun gece yasadiklarini unut o zaman.
Arkama yaslanirken bakislarini uzerimde hissetsemde bakmadan devam ettim.
- hastanenin sorununu cozup hastanenin basina gecince babandan kurtulup psikologunu bulursun refaha kavusursun bende mezun olur işimi yaparim.
Boyle mutlu mutlu yasariz.
- Deniz!
Tıslamasina aldirmadan uyuyormus gibi iyice yayilip gozlerimi kapattim.
- Tamam ulan tamam, haklısın. Denerim.
Dediginde diklenip
- vallaha mı?
Dedigimde ciddi duruşu karsisinda uslu bir cocuk olmayi sectim. Tabi uzun surmemisti. Tavani izleyen Atlasin bacagina uzandigimda sesi cikmamisti.
- Atlasçığımm
Dedigimde kafasini kaldirip bana bakarken
- Adımdan soğutma beni kardeşim
Göz devirip karnina elimi gecirirken mizmiz bir çocuk gibi pencereden giren gunes isigini gosterdim.
Ardindanda karnimi ovusturarak
- Acıktımm
Diye inledim. Gülerek basimi bacagindan kaldirdi ve ayaga kalkti.
- Ben senden uc ay buyugum o yüzden ekmek almayasen gidiyorsun paşam
Dediginde agzim acik ona bakiyordum o ise cay demlemek icin su kaynatmaya baslamisti.
- Ama
Dedigimde aninda sozumu kesmisti
- Ama falan yok hadi bakiyim goster boyunu posunu.
Derken gelip beni koltuktan kaldırmayı unutmamis hatta kapiyi acip beni adeta disari atmıştı
Kapiyi kapatmadan son kez bana bakip
- Hadi selametle
Dedi ve kapiyi yüzüme kapattı. Pencereye yonelme zahmetinde bile bulunmadan seslendi icerden.
- Gecikme cay birazdan olur!
Siritarak yuzume kapanan kapiya baktim ve montumun önünü iyice kapatip ellerimi ceplerime yerlestirdim.
- E hadi bakalim emir buyuk ordekten geldi.
Yolu yariladigimda hazir gitmisken baska bir sey eksik mi diye Atlasi arayacaktim ama telefonumu almayi unutmustum. Gerci unutmak icin zamanim kalmamisti. Neyse canimin cektigini aliyim sonra acindirasyon yapip benden uc ay buyuk abimden(!) alirim parasini. Bu dusunceyle salinarak yoluma devam ettim.*Atlas Aray*
Denizi arayıp peynir almasını söylemek için numarasını çevirdim. Çalış sesi kulagima dolarken koltuktan gelen sesle başımı çevirip telefonumu indirdim.
- Neyse, alır herhalde.
Diyip telefonu kapatip dolapta ne var ne yok diye kapağı açtıgimda telefonum titredi. Gelen bildirimle kaşlarımı çattım. Kayitli bir numara değildi. Mesaja bastığımda
Görkem Aray'ın oğlu, bende alman gereken bir şey olabilir.
- Hayalet
Kaşlarım daha çok catilirken neyden bahsettigini anlamaya calisiyordum. Hayaletle oncesinde tatsiz bir tanışmamız olmuştu ve bunun icinde de Gorkem aray vardı. Ancak neden boyle bir mesaj atma geregi duymuştu? Ve benim ondan almam gereken neydi?
Pis oyunlarından birini oynuyordu yine anlaşılan. Telefonu cebime atmayi secerek mesaji gormezden geldim. Dolabı acip ne var ne yok diye bakarken calan telefona bakmak icin dogrulmadan cebimden telefonumu cektim ancak calan benim telefonum degildi.
Soylenerek Denizin telefonuna bakmaya gittim. Eva arıyordu. Kapanmadan aramayi cevapladigimda Mida'nın telaşlı sesiyle karşılaşmayı beklemiyordum.
- Deniz şey Mida ben. Eva telefonunu burda bırakıp çıktı da kac saat oldu merak ettim yanında mı?
Mida'nın sesine sasirmayi birakmis dedikleriyle beynime kan sıçramışa dönmüştüm. Sesimi bulunca
- Mida nerdesin?
Tek şaşıran ben degildim anlaşılan.
- A-Atlas? Evdeyim. Eva orda mı, Deniz nerde?
- Konum at, geliyorum.
Dedigimde kapiyi açıp telefonu kapatmıştım. Karsimda denizi gorunce durdum. Ne olmuştu da bembeyaz kesilmişti?
- Atlas
Dedi fisiltiya kacan ses tonuyla.
- Ne oldu?
Dedigimde bir hayli endişelenmiştim ama transa girmis gibi sadece yuzume bakiyordu. Elindeki posete bakip tekrar yuzune dondum.
- Ne oldu Deniz!
Diye sesimi yukselttigimde sonunda agzini acabilmisti.
- Atlas, çok kötü bir şey oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
13 ADIM
Teen FictionÇok güçlü görünen insanların ya umudu vardır ya da kaybedecek bir şeyi yoktur! Herkes için yazılan bir kitap var şu dünyada. Kimisinin kalemi elinde, kimisinin ise ailesinde... Kimse doğduğu aileyi, evi seçemiyor belki ama bazı savaşçı ruhlar her şe...