2.1

18 2 0
                                    

Kafamı yasladığım masadan kaldırdım. Etrafıma baktığımda kimsecikler yoktu. Ne çok uyumuşum be.

Hızlıca çantamı alıp sınıftan çıkacaktım ki birisine çarpmamla birlikte durdum. Kafamı kaldırdığımda, çarptığım kişinin olduğunu Selim olduğunu gördüm.

Onu görmemek göz devirdim. "Pardon." Diyip yanından geçecekken kolumdan tuttu. Çatık kaşlarımla bi ona bi kolumu tutan eline baktım.

"O ellerini kolumdan Çek." Dedim sertçe. Bu çoçuğu hiç sevmiyordum. Allah'ın iti.

"Noldu prenses. Korktun mu?" Dedi ağzını yaya. Sanırım şuanda buraya kusacağım.

"Bana bak selim." Kokumu sertçe kendime çektim. "Bir daha sakın karşıma çıkma tamam mı?"

Tek kaşını kaldırıp bana doğru eğildi. Benle eşit boya gelince durdu. "Gelirsem ne olur prenses."

"O prenses diyen ağzını sikeyim." Diye mırıldadım. "Dayamadım."
"Boşver selim."

"Senin derdin ne selim?" Dedim aynı sert tonuyla. "Bir derdim yok."
Yerinde yavaşça doğruldu. Simsiyah saçlarını geriye doğru itti.

Saçını çakmakla yakmak vardı şimdi.

Bir şey demeden hızlıca sınıftan çıktım. İlk başta yürüdüm, sonrasında hızlanmaya başladım. Salaktı bu çoçuk. Varlığını bile insanı rahatsız ediyordu.

Sinirle bahçeye çıktım. Bizimkiler nerdeydi acaba? Bahçeye merakla bakarken bakların birinde çağanla bir kızı gördüm. Gözlerim fal taşı gibi açıldı.

ÇAĞAN VE YANINDA ÇAKMA BİR SARIŞIN ŞILLIK VARDI.

Gözümü iyice ovaladım. Hayır! Bu gerçek olamazdı.

Çakma sarışın Eda, Çağana. Çağanıma gülerek bir şeyler söylüyordu.

Sinirden 10 katı daha eklendi. 10 katı olan sinirimle sınıfa tekrar döndüm.

Nasıl? Neden?
Hadi onu geçtim neden o kızzz.

Bir karar aldım. Çağana tekrar anonimden yazmaya devam edecektim.

Anonim/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin