1.8

23 3 2
                                    

Sonunda varmıştık. Büyük bir ormandı. Ayı ya da böcek yoktu. Daha önceki senelerden kaldığım için biliyordum. Otobüsten inip etrafa bakmaya başladım. Hava oldukça sıcaktı.

Diğerlerinde geldiği zaman Çağanın olduğu otobüse doğru yürüdük. Otobüsüm tam önünde durup onu beklemeye başladık.

"Acaba bu sefer neler yapacağız." Dedi suden.
Omuz silktim. "Valla İnan hiç bir fikrim yok."
Onlar tekrar konuşmaya devam ettiler.

Çağan otobüsten inmişti. Yorgun bakan gözleri, dağılmış saçlarından uykudan yeni uyandığını anladım. İstemsiz olarak kendimi çok huzurlu hissettim.

Gözlerim ona bakakalmıştı. Ama o ben dışında herkese baktı. İçimde bir yerler sürekli kırılıyordu. Hemde çok.

Sinirle Çaldıran'a doğru yürüdüm. Çadırlar hep aynıydı. Benim çadırım 102.çadırdı. Yani ben, Simay, Aysel Ve suden kalıyorduk.

Erkekler ise Çağan, Efe, Uğur ve Selim diye bir çoçuk vardı. Selim'i çok tanıdığım söylenemezdi. Öyle 1-2 kere konuşmuştuk.

Çadırıma girdim. 4 kişinin kalabileceği bir boyuttaydı. Gayet geniş ve büyüktü. Kendi yatağımı yapıp hemen oturdum.

Bacaklarımı karnıma çektim. Kafamı dizlerime dayadım. Hâlâ çok uykum vardı. Hemde çok

Gözüm yavaş yavaş kapanmaya başladı. Hatırladığım tek ses kızların sesiydi.

💫

Saat akşam 10 geliyordu. Yemeğimizi yemiştik ve şuanda yaktığımız ateşin etrafında en fazla 20 kişi oturmuş sohbet ediyorduk.

Suden burdaydı fakat Aysel ve Simay uymak için gitmiştiler. Suden benim hemen karşındaydı. Uzun süredir onla konuşuyorduk.

Etrafa bakındığımda erkeklerden hiçbirini görmedim.

"Diğerleri nerde acaba?" Diye sordum Sudene.
O da etrafına baktı. Başıyla sağ tarafı işaret etti.
"Geliyorlar."

Oraya baktığımda onları gördüm. Çağan, Uğur, Efe, selim ve Koray. Koray Çağanların çok yakın bir arkadaşıydı. Hatta nerdeyse hepimiz arkadaştık.

Gözüm gene Çağana çarptı. Üzerinde bol bir beyaz tişört, altında siyah uzun bir şort vardı. Gerçekten çok yakışıklıydı. Hemde çok.

Gözlerim ona bakarken, hiç beklemediğim bir şey oldu. O da bana bakıyordu. Hemde direk bana.

Gözlerim hafif büyüdü. Onun bana baktığını fark ettiğimde önüme döndüm.

O... o bana baktı. Göz göze geldik. Ben onunla.
Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Sıcaklık yanaklarıma hücum ediyordu. Başımı yere eğdim. Kafamı hafif kaldırdığım da Sudenle göz göze geldik.

O da kıpkırmızı olmuştu. Ona 'ne oldu' bakışı attım. Başıyla Koray'ı işaret etti. Koray'a doğru baktığımda Sudenin yanında oturmuştu. Ağzımla oha dedim. O da kafasını salladı.

Sağımda hissettiğim hareketlilik ile sağıma baktım. Kaşlarım çatık halde Selime baktım.

Bu çoçuk şimdi benim yerime niye oturdu? O kadar boş yer varken birde.

O da bana baktığında gülümsedi. Selim'i sevmiyordum. Hiç hoşlanmazdım ondan.
Bide gelip dibime oturmuştu. Kolu koluma değmişti. Rahatsız olarak sola kaydım. O da kaydı. Gene kaydım. Gene o da kaydı.

Sinirle ona döndüm. "Ne istiyorsun be!" Dedim sert bir sesle. Güldü. "Hiç bir şey." Dedi sırıtarak. "Bana bak selim gidiyorsun tamam mı" kafasını sağa sola salladı. Sinirle etrafıma baktım. Çağan bizim sağ çaprazımızda oturuyordu. Bakışları direk Selimdeydi. Baya sert bakıyordu.

Tekrar selime döndüm. "Gider misin." Dedim sert bir sesle. "Hayır canım." Elini omzumza koydu. Rahatsız olarak elini ittirmeye çalıştım.
Ama çekmede.

Elimde bir sıcak el hissettim kafamı kaldırdığımda Çağanla göz göze geldik.
Elimi yavaşça indirdi. Gözleri selime kaydı. İkisi arasında sert bir bakışma geçti. Sertçe Selim'in elini omzumdan çekti.

"Bir daha dedi..." dedi sert bir sesle. "Ona dokunmuyorsun."
"Dokunduğunu görürsem o elini alır bir yerlerine sokarım."

O sırada yanımıza Uğur. "Bana bak gevşek. Bu kızın kılına bile dokunmayacaksın anladın mı?" Dedi. Her zaman normal çıkan sesi şimdi çok keskin çıkıyordu.

Napacağımı bilemedim. Çağana baktığımda bana doğru eğildi. Belimden tutup beni oturduğum yerden kaldırdı. Uzun kolları belimi sardı. Alnım onun çenesine geliyordu.
"Gidelim." Dedi koraylara doğru.

Çağanın belimi tuttuğuna mı şaşırayım? Yoksa Çağanın beni koruduğuna mu şaşırayım?

Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki. Zorlasa yerinden çıkacak. Biraz yürüdükten sonda çadırın önüne geldik.

Sudenlee orda kalmak istemişlerdi. Selim'de zaten sinirle gitmişti. Çağan belimi serbest bıraktığında o boşluk hissime geri döndüm.

Ona bakamıyordum. "Şey teşekkür ederim."
Çağana baktığımda hafif gülümsedi. "Sorun değil Mercan."

"Sana borçlandım." Dedim dik durarak. Utangaç görünme.
"Senden bir şey istemeyeceğim Mercan."

"Neden." Diye sordum merakla. "Çünkü orda kim olursa olsun öyle yapardı. Bende öyle yaptım. Yüzünü dağıtmak vardı piçin." Dedi tekrar sinirlenerek.

"Tekrar teşekkür ederim." Dedim mahçup olarak. Gülümsemesi büyüdü. "Tekrar rica ederim." Dedi.

Gülümseyerek eli ensesine gitti. Bir kaç adım geriye gitti.

"Görüşürüz Mercan."

"Görüşürüz müyüz sahiden?" Olamaz! Hayır! Ölücem.

Çağan ilk önce durdu. Sonra gülümsedi.

"Görüşürüz sahiden." Sırıtarak arkasına döndü ve uzaklaştı.

Ben ise ona bakakaldım.

———————————————

Selam bugün 1-2 bölüm yayımlandım.

Sanırım Çağan anonimin kim olacağını bulacak ya da mallık yapıp başka biri sanıcak.

Selim'i şimdiden sevmeyenler buraya sövebilir.

Umarım beğenmişsinizdir ❤️

Kendinize iyi bakınn pamuk şekerlerim

Oy ve yorum yapmayı unutmayınn

Anonim/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin