2.4

18 2 3
                                    

Yarım saati aşkın bakıştığım bir soru yüzünden testi biteremiyorum. Bu da son soru. Bir boş bırakarak hayatımı daha rezil edemem!

Oflayarak kalemi masaya yumuşak şekilde koydum. Normalde yumuşak koymam çünkü şuan okul kütüphanesindeydim.

Yapamadığım soru Edebiyat sorusuydu ve ben Edebiyattan nefret ederim. Başımı test kitabına koydum.

En iyisi yatmak. Zaten ne yapıyorum ki başka?

Yanımda hissettiğim hareketlilik ile kafamı kaldırdım. Çağanı görmemle birlikte kalbim hızlanmaya başladı.

Çağan kalemliğini çıkarıp koydu sonra teker teker test kitaplarını çıkardı.

Üzerinde beyaz tişört vardı. Kumral saçları dağılmıştı. En önemlisi O NEDEN BURDA!

Ben ona şapşik şapşik bakarken o çok rahat bir şekilde soru çözmeye koyuldu.

Sessize yerimde doğruldum. Biraz göz ucuyla
Ne çözdüğüne bakmaya çalıştım.
Matematik çözüyordu.

Salak bu. Çözemez şimdi.

Yan profiline yandan baktım. Çocuğun yan profil bile mükemmeldi. Burnu, kaşları, yanakları, dudağı ve gözleri. Of of of.

Daha fazla bakmayıp yarım saatir bakıştığım soruya döndüm.

Mal mal soruyu tekrar içimden okudum.
Tekrar. Tekrar. Tekrar.

LAN YETER. BIKTIM ARKADAŞ BU NASIL SORU!?

Kaşlarım iyice çatık sinirle soruya bakıyordum hâlâ. Allah belanı versin senin gibi sorunun. Matematik bile daha basit. Seni anca Edebiyatçı çözsün. Ben değilim valla.

"İstersen yardım edeyim." Çağanın sesiyle ona döndüm. Bana. Bana sormuştu. Ona göz kırpıştırdım. Hafif gülümsedi.
Saçımı kulağımın arkasına aldım.

"Gerçekten yardım eder misin?" Dedim heyecanla. Kafasını olumlu anlamda salladı. Gülümseyerek test kitabını ona doğru çektim.

"Soru 12." Kafasını salladı. İlk başta soruyu iyice okudu ve bana anlatıp soruyu çözmeye başladı.

———-

"Valla çok teşekkür ederim Çağan." Gülümsedi. "Rica ederim Mercan. Bir dahikine daha dikkatli oku." Kafamı olumlu anlamda salladım. Gözleri kalemliğe kaydı. Bende oraya baktığımda ayıcıklı kalemim orda duruyordu.

Hassiktir. Hemde çok pis. Gözlerim irice açıldı. O kalem tek bende yok dimi. Yok canım. Değildir.

Tekrar ona döndüm. O ise hiç bozuntuya vermeden kaleme bakıyordu. Yutkunarak ona baktım.

O an aklıma gelen şeyi sordum. "Bizle neden konuşmayı kestiniz?" Bakışları yavaş yavaş bana döndü. Mahçup şekilde bana baktı.

Sadece gözlerime odaklandı ve çekmedi. "Bunu sonra anlatmam gerekiyor."
Kafamı affallamış şekilde salladım. Gözlerine o kadar süre bakabilmek. Çok çok güzel bir his.

"Diyorum ki. Artık barışsak mı?"
Gözlerim daha fazla açıldı. Ne yapacağımı bilemez şekilde etrafa baktım. "O-olur."

Bana tatlı tatlı gülümsedi ve tekrar soru çözmeye koyuldu. Bende hemen kendime gelip çözmeye başladım.

Anonim/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin