( Heves'in anlatımıyla )
Bugün geri kalan hayatımın son günü. Yanımda kardeşlerim dediğim insanlar var ve ben hiç olmadığım kadar mutluyum. Gürültüyü seven benliğim yalnızlıktan, sessizlikten kurtulduğu için çok mutlu. Desenize çılgın Heves geri döndü diye...
Taksiden indikten sonra omuz omuza mahalleye adım atmıştık. Bir an da ayaklarımın önünde top belirdi.
" Abla topu atar mısın? " Ay keşke o çocuğun yerinde şimdi ben olsaydım. Çocukluğumu o kadar çok özledim ki anlatamam.
Vermeyeyim ablacığım ya.
Yüzümdeki büyük gülümseme ile kolumu kollarından ayırdım. Topu elime alarak ayağımın üzerine koydum.
" Sen paslanmışsındır be kızım! " Eren'in sözüne üçü de gülünce gözlerimi devirerek topa döndüm. Ve sektirmeye başladım.
1...2...3...
Topuklu ayakkabılı olduğuma bakmayın. Ben Barbie'ler ile büyümedim. Şu arkamda gördüğünüz erkekler ne kadar top oyunu varsa beni yanlarına zorla aldılar. Malum tek kız olunca yenildim.
9...10...11...
Önüme gelen küçük erkek çocuğu topu içi bekleyince uzatmadan verdim topunu, saçını okşayarak.
" Gençler bir şey söyleyeceğim! " Uğur'un yüz ifadesi farklıydı. Hepimiz ona dönükken O kolumuza girmiş adımlarını hızlandırıyordu.
" Ne oldu, niye hızlı gidiyoruz? " Göktuğ'un sorduğu soruya cevap vermeden yoluna devam etti.
" Bir susun emin olman lazım! "
Bir ara sokağa girdik ve bir anda adımlarımız Uğur'un yönetimiyle yavaşladı.
" Biri bizi takip ediyor! "
NEEEEEE
Takip mi? Ne yani şimdi filmlerdeki gibi takip mi ediliyoruz? Ay çok heyecanlandım. Hadi kaçırın beni!
" Ne takibi Uğur ne saçmalıyorsun? "
" Eren bir sus çaktırma kaçırsınlar bizi " Şu ortam da sözüme gülmediler ama espri yapmıştım lan.
" Espri yaptım ya! "
Yoo espri değil. Düşünsenize bir mafya babası tarafından kaçırılıyorsunuz ama sonra size aşık oluyor. Ooof olay olur bu arada!
" Havaalanında farklı bir adam vardı, kulağında telefonla bize tuhaf tuhaf bakıyordu. Şimdi de başka bir adam var! "
Uğur ciddiydi. Ama Göktuğ çok rahattı. Bir an da arkasını döndü ve biri var mı diye baktı. O refleksle bizde arkamızı döndük. Uğur o sıra " Geri zekalılar! " diye fısıldayınca Göktuğ'un kolunu tuttum. Gidip ' Niye takip ediyon lan bizi ' der gibi etrafa bakıyordu. Ama etrafta kimse yoktu.
" Ama az önce buradaydı! Nereye kayboldu birden? " Ahh Uğur ahh! Yine şakalarıyla bizi kandırmayı becermişti. Önümüze dönüp yolumuza devam ettik. Ben Oğuz ile Göktuğ'un arasındayken Uğur bizim önümüzden gidiyordu. Tamam şakaydı falan ama şimdi neyin tribini atıyordu ki? Göktuğ ile Oğuz mırıldanmaya devam ederken Uğur'un hızına yetiştim.
" Uğurum, ne oldu , neye trip atıyorsun yine ? "
" Heves bak ben yalan konuşmam. Yemin ederim biri peşimizdeydi ya! Sen olmasan gidip niye peşimizdesin? diye sorardım zaten. Bir an da kayboldu. Puf oldu sanki. " Uğur'a inanıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH (+18)
Фэнтезиİntikamın gölgesinde kaybolan bir ruhun zaferi içsel bir yıkımın başlangıcıydı... Savaşı kazanmıştı. Ama kim? Uzaklarda onu kahkahalarla izleyen şeytan mı? Yoksa sonsuz bir acıya sıkışan ruhu mu?