Sessiz sakin geçen yolculuğun ardından yeni durakları olan üniversiteye varmışlardı.
Heeseung bindiği halden tamamen farklı olarak mutlu ve heyecanlı bir şekilde arabadan indi.
Buradakilerin derslerinin bitmesine 15 dakika kadar vardı.
En yoğun olan kampüslerden birine girerek orada bir kafeye oturdular ve kendilerine birer kahve söylediler.
Kalan vakti geçirmeye çalışan ikili bir yandan kafedeki çalışanları bile inceler olmuştu.
Taehyun önceki sözleri yüzünden biraz pişmanlık duyuyordu bu yüzden ona yardımcı olmak adına Heeseung gibi düşünerek insanları inceliyordu.
İnceleyişi Heeseung'un sorusuyla bölündü.
"Ayrılarak mı bakınacağız? Burada çok fazla insan olacak gibi hissediyorum."
Taehyun onu onaylayarak başını salladı ve kahvesinden bir yudum aldı.
"Bu daha iyi olur ama ben sana uygun birini görürsem ne yapmalıyım?"
"Beni ara." telefonunu eline alarak sallamıştı Heeseung. İkisi de onun bu haline güldü.
Kahvelerini hızlıca bitirip hesaplarını ödeyerek kafeden çıktılar.
Binaya doğru yürürken telefonundan saate baktı Heeseung.
"3 dakika var. Buradan ayrılabiliriz. İyi şanslar."
"Sana da." Taehyun gülümseyerek arkadaşına olan güvenini yansıttı ve yanından ayrıldı.
~
Zil çaldıktan sonra üniversitede dersi bitenler bir bir indi ve bahçeyi doldurdu.
Heeseung bir yandan inenleri incelerken gelenlere de bakmaya çalışıyordu, etraf çok kalabalık olduğu için arada kalıyor ve yeterince gözlem yapamıyordu.
Bir anda kolundan kenara çekilmesiyle içi rahatladı ve Taehyun'a doğru baktı.
Onu çeken kişi Taehyun değildi.
Bir kız grubu Heeseung'u beğendiği için yangından mal kaçırır gibi kolundan tutup çekmişlerdi.
Heeseung'un rahatlamış ifadesi hızla iğrenmeye dönüşürken kızlar gitmesine izin vermiyordu.
Onlarca sorudan hangisine cevap verip kaçacağını kestiremiyor, kızların arasında boğuluyordu.
Telefonunun titremeye başlamasıyla beraber arkasını dönüp koşacakken kolundan tekrar çekilerek kızların tam ortasına düşürülmüştü.
Sinirli bir ifadeyle ayağa kalktı ve ona uzanan elleri sertçe itti. Bir yandan sonu gelmeyen kalabalıkta yürüyerek Taehyun'u arıyordu.
Aramayı düştüğü için kaçırmış ve açamamıştı. Taehyun'u geri arasa da kendisi de cevap alamıyordu şimdi.
Gri saçları yerde birinin elinden tutarken gördüğünde oraya doğru ilerledi.
Taehyun saçı başı dağılmış halde kendisinden pek de farklı olmayan uzun saçlı çocuğun elinden tutuyor, art arda özürlerini sunuyordu.
Yandaki ikili bir yandan Taehyun'un üzerini bir yandan da düşen çocuğun üzerini silkeliyordu, o çocuğun arkadaşları olmalılardı.
Arkaları dönük olduğu için hiçbirinin yüzünü göremezken onlara doğru ilermeye devam etti.
_________________________________________
ohh bu da bitti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vestimi, tesoro mio || heejake
Short StoryYaptığı tasarımları bir türlü beğenmeyen Lee Heeseung, kendi kriterlerine uygun bir model arayışına girer. ☆heejake, taegyu