01/9/1328
Son ana kadar aramıştım seni. İçimdeki o kaybetme korkusu kelimelerle telaffuz dahi edilemez. Ya Rus imparatorluğu bulsaydı? Ya Bizans bulsaydı? Ya bir yerden düştüysen? Ben nefes nefese seni ararken ya sen son nefesini verirsen?
Seni bulduğumda içimdeki o rahatlamanın haddi hesabı yok. Sarıldığımda uykundan uyanıp irkilmiştin. Anlamasan da sende sarılmıştın bana. Bir hafta trip atıp küsmüştüm.
1 Hafta
7 gün
168 Saat
Ama bilmediğin şey ise şuydu; ben sana asla darılamam. Çarşamba günü, parmağında ufak bir sıyrık olduğunda bile içim kavrulmuştu. Pıhtılaşmış, damla damla akan kan sızlattı kalbimi. Komik, değil mi?
Değil işte. Komik değil. O bir hafta boyunca gizliden de olsa sana gözkulak olduğumu biliyor muydun? Bilmiyordun işte. Bilme diye çabaladım.
İmza;
Azerbaycan Cumhuriyeti.--Türkiye'nin Gözünden--
*Pazar günü saat 12.13*
Sokak lambasının altında oturuyordum. TURAN Binası'nı görebiliyordum. Telefonumu çıkartıp saate baktım. Geçmiyordu. Zaman geçmiyordu. Oturduğum kaldırımda yaslanacak bir yerim olmadığı için kaldırıma uzandım. Gözlerimin ağırdığını hissettim. Ağlıyor muydum? Elimi gözüme götürdüğümde düşen iki damla yaş, elime çarptı. Elimin tersiyle hızla gözümü sildim. Ağlama Türkiye, ağlamak zayıflıktır. Baban zayıf insanlardan nefret eder. Senin halkın zayıf mı?
Gözlerimi gökyüzüne diktim. Hava aydınlıktı. Güneş gözümü acıtsa da bakmaya devam ettim. Bandajlı gözümdeki nemi hissetsem de umursamadım. Birazdan taşacağına eminim.Toplantıdan ne zaman çıkacaklar? Kuzey Kıbrıs'ı burada bırakamam. Birden dikildim ve tekrar oturur pozisyona geldim. Telefondan aramalara baktım.
Amerika'dan 2 cevapsız çağrı
Bugün zaten yeterince sinirimi bozmuştu. Onunla daha fazla muhatap olmak istemiyorum. İznimi iptal etmişti. Nedeni ise 3 Şanghay üyesi ile görüşecek olmam... ulan kardeşlerim?! Şanghay üyesi olup olmadıkları ne fark eder? Uzun süre telefonda tartışmıştık zaten. İznimi istediği kadar iptal edebilir. Bir kere izin verdi mi? Verdi. İptal etmesi hiç bir şeyi değiştirmez. Arama bildirimlerini sildim. Kulaklığım yanımda olmadığı için müzik dinleyemezdim. Tüh. Halbuki şuan belki de ihtiyacım olan tek şeydi müzik...Toplantının uzun süreceği kesindi. Konu neydi acaba? Ben mi bir şey yaptım yine yoksa? Bunu mu tartışıyorlar? Ne yaptım ki? Gözümü ayaklarıma diktim. Ne yapmış olabilirim ki? Acaba hala motor kullandığım için mi? NATO yüzünden mi yoksa? Aklıma başka bir şey gelmiyor ki. Ne yaptım?Kuyruğumda bir ıslaklık hissettim. Kımıldamadım. İkinci bir ıslaklık daha ama farklı bir noktadan.
Kuyruğumu hızla sola püskürttüm. Kaşlarımı çatıp arkamı döndüğümde kimse yoktu. Burnumun ucuna bir damla düştü. Yağmur çiselemeye başlıyordu. Hava, kara bulutlarla kapanmaya başladığında güneşe son bir kez daha baktım. Gözümü kapattığımda çiseleyen yağmur şiddetini arttırdı. Bir kaç dakika içinde sırılsıklam oldum.
Önüme döndüm ve tekrar ayaklarıma odaklandım. Altında oturduğum sokak lambası ışığını yakmadı. Yanımdaki sokak lambası yandı. Öbür yanımdaki de yandı. Şansa bak, yanmayan tek sokak lambası benim.Kuyruğumu ıslak kaldırıma çarpıp, kaldırdım. Tekrar, tekrar, tekrar ve tekrar. Kafamı kaldırdığımda birkaç adımlık uzağımda olan çocuk parkı dikkatimi çekti. Oturduğum yerden kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sağ Göz -Countryhumans-
FanfictionTürkiye'nin sağ gözü genetik problemlerden dolayı tamamen kapkaradır. Ancak bu görüşünü etkilemez. Bu karanlık göz bir nevi Türkiye'nin duygularına göre aktifleşir. Üzüldüğünde, streslendiğinde ve sinirlendiğinde sağ gözünden siyah, koyu kırmızı kan...