Bölüm 9 - UYANIŞ

385 26 219
                                    

09/9/1856

Parıldamıyor artık yıldızlar, yansıtmıyor ışığını ay. Şefkatten mahrum bir yürek neye yarar?

Ne ışık yansıtır ne ışık yayar.. Sadece orada bekler ve canını yakar.

Canın yandığında gülümse dediler yaptım.
Üzüldüğünde gülümse dediler yaptım.
Ağlasan bile gülümse dediler yaptım.
Ölsen bile gülümse dediler, yapacağım.

E hani? Yaptım. Hepsini yaptım.

Neden hala geçmedi?

Neden hala aynı?

Geçmişin yaraları aşınıyor, patlayan dikişleri kapatmaya ne ruhum ne bedenim katlanır artık.

Aksın diyorum kan. Aksın göller. Ama kendimi durduramıyorum. O yaralar kapanmak zorunda.

Sessiz ol Kırgız, ağzını kapat Kırgız, aman seni işitmesinler Kırgız.

Kırgız.
Kırgız.
Kırgız.

Ne yapsın bu Kırgız? Dediğinizi yaptım, kötü taraf oldum. Değer bilmez. Dediğinizi yapmadım, kötü taraf oldum. Nankör.

Ne yapsın Kırgız? Ölsün mü?

Bir bıçak geçirsin mi damarına?
Bir silah dayasın mı alnına?

Ölsem de kötü taraf olacağım. "Dikkatli olsaymış" Dikkatli olsaymış...

Tamam.
Tamam.
Tamam.

Sadece defolup gitseniz başımdan? İnsanlar yalnızlıktan korkarken, siz beni yalnızlığa muhtaç ettiniz.

Bazen babam olduğundan şüphe ediyorum? Etrafımdaki babalar böyle değil. Rol mü yapıyorlar?

Yoksa sen mi sahtesin baba?

İmza;
Kırgızistan Cumhuriyeti

--3. Şahıs Anlatım--

Türkiye, evine attığı ilk adımda gözüne yine koltukta uyuya kalmış küçük Kıbrıs çarptı. Dudaklarındaki gülümsemeye engel olamayınca anladı. Küçük İmparatoriçe uyumuyor, taklit yapıyordu. Türkiye'nin dudakları yukarı kıvırıldığında içeri gelen soğuğu umursamadan kapıyı açık bırakarak kurt yavrusunun yanına gitti. "Tüh, uyumuş herhalde."

Ellerini birbirine çaktığında uyuma taklidi yapan küçük sahtekar dudakları arasından kıkırdamaya başladı. Türkiye, ellerini küçük hainin göbeğinde oynatırken gıdıklanan küçük ülke ellerini siper etmeye çalışıp gülmeye başladı. "Sen kimsin de beni kandırıyorsun hm?" Türkiye'nin dişleri arasından çıkan bu cümle Kuzey Kıbrıs'ın daha sesli gülmesine sebep olduğunda, "Teslim oluyorum! Beyaz bayrak, beyaz bayrak!" diye haykırdı en sonunda.

Türkiye ellerini çekmesine rağmen küçük ülke kıkırdamaya devam ediyordu."Pekala~ Her şeye rağmen artık geç oldu küçük İmparatoriçe. Hadi yatağa. Marş marş!" Küçük ülke dudaklarını büktüğünde gözlerini kaçırdı. Hiçbir şey demeden uzandığı koltuktan doğruldu ve ayağa kalkarak merdivenlere yöneldiğinde Türkiye onun arkasından bakıyordu.

Kuzey Kıbrıs üst kata çıktığında, odanın kapısının kapanma sesi işitildi. Yatmaya gitmişti. Türkiye tekli koltuğa kendini attığında derin bir iç çekti. Yüzündeki tebessüm yavaş yavaş silinirken elindeki telefondan NATO'dan gelen yüzbinlerce mesajı okumak bir işgence gibiydi. En sonunda bu işgenceye katlanamayan Kızıl ülke, telefonu uyku moduna alarak çift kişilik koltuğa attı.

Sağ Göz -Countryhumans-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin