kalkan tren ile kulaklıklarımı takmış ve rastgele bir şarkı açmıştım playlistimden. bir yandan da camdan sırayla giden ağaçları izliyordum. çalan şarkının introsuyla bir an duraksadım. kalben-yara çalıyordu ve çoktan şarkının o kısmına gelmişti. "kalpsizin biri demişsin hani,"
kalpsizin biri
kalpsiz
jisung'un dedikleri bir bir dönüyordu aklımda. en çok canımı acıtan da kalpsiz demesi olmuştu.
kalbim olmasa onun için ondan gider miydim?
şarkı devam ediyor bende düşüncelerle dışarıyı izliyordum.
~
jisung's pov
elimde gözyaşlarımla ıslanan kedi vardı. gözyaşlarımı asla takmıyor,gitmek için çaba göstermiyordu.
ben bardaktan boşalırcasına ağlarken telefonumdan da M. çalıyordu. ve şarkının benim için en can acıtıcı partına gelmiştik. "dün daha seni öperken,şimdi bana dur diyemezsin." haklıydı. daha dün onu yatakta tutkuyla öptüğüm adam,şimdi bana dur demiş ve busan treniyle gidiyordu. acıydı.
hayat zaten böyle anlardan ibaretti. siz üzgünken beş dakika sonra mutlu eder,mutluyken de üzerdi. beş dakika sonra ne olacağını bilemezdik hayat yüzünden. bu da tanrı'nın bir cilvesi olmaydı.
şarkı tekrar tekrar ederken orada uyuyakalmıştım.
-
minho's pov
yıllardır gelmediğim tanıdık köşkün önündeydim. kapıyı çalmamla bir süre sonra açılmıştı. karşımda anneö duruyordu her zamanki samimi gülüşüyle. "minho'm" minho'm ilk defa jisung dışında birinden duymamla gözlerim yanmıştı. hızla sarıldı annem bana. bende ona sıkıca sarıldım. benden ayrıldıktan sonra gözleri yere ve arkama bakmıştı. getirmemişsin kedileri. " bildim bileli annem tüylü hayvanları sevmezdi. benim kedim bile olsa sevmezdi.
"onları çok güvendiğim birine bıraktım."
terk edipde çok güvendiğin kişi mi minho?
yine başlamıştık.
-
annemin ayarladığı odamda eşyalarımı yerleştirip biraz dinlenmiştim. babam ve annemle biraz hasret giderdikten sonra yemek yemiştik. ve yine dinlenmek amacıyla odama çıkmıştım.
elimde jisung'un habersiz çekilmiş fotoğrafı vardı. çok güzel gülüyordu kedilerimle ilgilenirken.
fotoğrafı tam dudaklarıma götürüp öpecekken çat kapı anneö içeti girdi. o anki panikle fotoğramı bacağımın altına sıkıştırdım. "anne?"
"oğlum?"
"anne?" arkadan babam halimize gülmüştü. "ne oldu?"
"teyzenler gelicek birazdan. kuzeninde geliyor onlarla." ah,minju. ailenin en büyük torunu.
"peki."
"bir şey mi oldu?" panikliğimi anladılar sanmıştım ki babam anneme kaş göz yaptı. kahramanım!
annem beni sıktığını anlamış olacak ki neyse diyip gitmişlerdi.
-
çok geçmeden zilin çalmasıyla teyzemlerin geldiğini anlamıştım. hemen sonrada koşar adım merdiven sesleri gelince direkt gözlerimi kapatıp uyuyor numarası yapmıştım. hızla açılmıştı kapı. "kuzenlerin en seksisi geldi lee!" bağırarak konuşmasıyla o an yüzümü buruşturmak istemiştim ama sonuçta uyuyor numarası yapıyordum.ta ki üstümden yorganımın alınmasına kadar.
"ne yapıyorsun amına koyayım!"
"haha! beni uyuyor numarasıyla kandırabileceğini mi sandın?"kaşlarımı çatmıştım. odanın kapısını kapatıp yanımda olan boş yere oturmuştu. "anlat bakalım."
"neyi?"
"sikerim seni,anlamamazlıktan gelme."işte tüm aile bu yüzden seviyordu onu. leb demeden leblebiyi anlardı. "hadi!" bağırmasıyla sıçramıştım. "neden asla bırakmam dediğin kedilerini,arkadaşlarını ve seul'u bırakıp geldin min?"
işte şimdi başlıyorduk.
-
yaklaşık bir saat boyunca başımıza gelen her şeyi anlatmıştım. beni güzelce ve araya girmeden dinlemişti.
"ah be kuzen." düşük yüzüyle sırtımı sıvazlamıştı. "ama senin bir suçun yokmuş ki. ne kadar üzülmüştür çocuk."
"yanılıyorsun. benim suçumdu. ben hayatına girdikten sonra oldu her şey."
"hayır amına koyayım. o jisoo mudur nedir,hepsi o sürtük yüzünden olmuş." omuz silkmiştim. "hadi bi fotoğraf çekinelim." göz devirdim. cidden fotojenikti. açtığı kamerayla zoraki bir şekilde gülümsedim. telefonuyla birşeylerle uğraştı. sonra bana direkt bildirim geldi. minju çekindiğimiz fotoğrafı bana göndermişti. anlamaz bakışlarla yüzüne baktım. "şimdi onu paylaş."
"ne?"
"paylaşsana amına koyduğum." ettiği küfürle yüzümğ buruşturdum. asla ağzına küfür yakışmıyordu. "hatta şey yaz 'gecenin en iyisi'" elleriyle sanki altın harflerle bşr şey yazıyormuş gibi yaptığında yan gözle baktım. kafasını ne var gibi yaptığında omuz silkip teiefonuma döndüm.
instagram hesabıma girdim. fotoğrafı hızlıca paylaştım.
telefonu kapatıp sohbete devam ettik. o gece benim ısrarlarımla minju bizde kalmıştı.
~
jisung's povminho'yu aşırı derecede merak ediyordum. gmzlerim ağlamaktan şişmiş ve kızarmıştı. onun hesabına girmek için instagrama girdim. ama anasayfamda ksrşıma çıkan fotoğraf ile gözlerim tekrar dolmuştu.
minnknowho
gecenin en iyisi@minminjuu
219 beğenme
*yorumlar kısıtlandırılmıştır*
ağlamamalıydım, ağlamamalıydım. nasıl beni unutup geceyi başka bir kızla geçirebilirdi?o kadar kolay mıydı onun için cidden?
bir an ne oldu bilmiyorum ama kalbimdeki sızı dinmiş,yerini kin ve öfke almıştı.
madem öyle lee minho,
bundan sonra kartları artık bem dağıtırım.
☆☆☆☆☆
JİSUNG İŞTE BÖYLE ADAMIM
saka maka işler cığrından cıkıyor
ofoofofofff
edki sung geri geliyor arkadassklarrrr
🔥🔥🔥
neyse sarkı sozu
my girl,my girl,my girl