8 ay sonra
Jisung's Pov
"Gir" çalan kapıya umursamazca onay verdim. içeri giren kişi Chan'dı.
"hâlâ çalışıyor musun?"
"hm hm." bilgisayarda ki dosyaları hazırladıktan sonra onay veriyordum. bugün 58. dosyamdı. son dosyayı da onayladıktan sonra da chan'a döndüm. "çıkıyor musun?"
"evet,beraber çıkarız diye düşünmüştüm." dedi gözleriyle dosyaları işaret ederek.
"daha hazırlanacak çok dosya var. çık sen."
"öyle diyorsan..." demiş ve aralık kapıdan çıkmıştı. bende yeni dosyaya başlamıştım kahvemi yudumlayarak.
-
gece saat bir civarlarındaydı. şirkette ben ve güvenliklerden başka kimse kalmamıştı. gözlerimden uyku akıyordu ama uyuyamazdım.
çünkü son 6 aydır onu görüyordum rüyalarımda.
beni sevemediğini yüzüme vura vura söylüyordu. sonunda ise kabusundan sırıl sıklam ağlayarak uyanan jisung vardı. şaşmazdı.
bunun çözümünü uyumayarak bulmuştum. 2 aydır aralıksız uyumuyordum. 1 saat yetiyordu iki günde bir.
ve şimdi tekrar uyumamak için aşağıdaki kahve otomatından kahve alıyordum. parayı attıktan sonra doğruldum ve kahveyi bekledim. sağda olan hareketlilikle kaşlarımı çatarak yönümü çevirdim.
sadece güvenlikler şirketten çıkıyordu ve içlerinden biri bana doğru yürüyordu. sonunda önüme geldi. " jisung bey bizim artık çıkmamız lazım. siz?"
"ah,öyle mi?" mahçup bakışlarla baktım. "biraz bekleyebilirseniz hemen hazırlanıp çıkarım."
"tabii" saygıyla eğilip gülümsedikten sonra çıkmış olan kahvemi almadım dönüşte alırım diye. sonra da hızla üst kattaki odama çıkarak dosya ve şarkı teliflerinin olduğu evrakladı topladım. kargocu çantama koyduktan sonra odadan çıktım.
alt kata kahve otomatına doğru ilerledim. gördüğüm şey ile kaşlarım çatıldı. "lan kahve nerede?" çıkmış olan kahve şuan yerinde değildi. güvenliklere doğru yürüdüm. beni bekliyorlardı. "kahveyi siz mi aldınız?" dedim normal ses tonumla. hepsi birbirine bakıp onaylamaz şekilde kafalarını salladılar. kaşlarım daha çok çatılmıştı. "peki" dedim fazla uzatmayarak. açık olan kapıdan dışarıya attım kendimi.
-
odağımı sadece kahve otomatına vermiştim yol boyunca. sonunda evin kapısıma ulaşmış ve açmıştım. çantamı ve ceketimi askılığa astıktan sonra odama ilerledim. dolabımı açıp şort ve tişört çıkarttım. hızlıca onları giydim ve yüz kremimi sürdüm.
şirkette içemediğim için mutfağımda kahve hazırladım. kahveyi bolca koyarken sütü az koymuştum. ancak böyle uyumuyordum.
kısa zamanda hazırlanan kahvemi aldım ve koltuğa geçtim. kahvemden bir yudum aldıktan sonra önümdeki sehpaya koydum. instagramda gezindim biraz. hayır hayır, minho'nun fotoğraflarına bakmıyordum düşündüğünüzün aksine. çünkü takipten çıkmıştım. o da beni
biraz daha telefonla oyalanıp kahvemi bitirdikten sonra bardağımı yıkadım. canım sıkılmıştı. ne yapsam diye düşünürken telefonumdan izlenecek animeler listemi açtım. lütfen gülmeyin.
gözümü kapatıp birini seçtim. çıkan anime your name'di. odadan tabletimi alıp animeyi açtım. anime başlarken bir yandan da günün bilmem kaçıncı kahvesini hazırlıyordum.