18

510 61 20
                                    

Felix, Hyunjin'in sorusuyla duraksadı. İlkin kimdi veya gizli bir fetişin var mı? Gibi soruları beklerken böyle bir şeyle karşılaşmayı hayal etmemişti.

"Babam mı?" dedi sessizce ve siyah saçlı çocuk başını salladı. "En başından beri bu tarz sorulardan kaçınıyorsun Felix, endişelendirme beni." Hyunjin yavaşça Felix'in eline uzanınca Felix irkildi ve kalkmaya yeltendi. "Geç oldu, gitmem gerek." diyerek mırıldandı ve ayağa kalkınca başının döndüğünü hissetti, alkol hızlı çarpmış olmalıydı. "Felix oturur musun lütfen? Saat geç oldu ve sarhoşsun. Seni böyle bırakamam." dedi Hyunjin. "İstemiyorum Hyunjin, kendi başımın çaresine bakabilirim." Felix, Hyunjin'in yanında ilk defa rahatsız hissetmişti. Belki alkol yüzünden aşırı tepki veriyordu fakat şu an tek yapmak istediği şey buradan ayrılmaktı.

"Felix hayır. Gidemezsin." Hyunjin, Felix'i kapıya kadar takip etmiş hala kalması için yalvarıyordu ama Felix çoktan ayakkabılarını giymişti bile. "Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var Hyunjin. Lütfen anla." dedikten sonra kapıyı açtı ve dışarıya adım attı. Hyunjin ise sadece arkasından bakakaldı.

𓆩♡𓆪

"Alo? Neredesin?" Felix telefonunu kaptığı gibi Yeonjun'un numarasını tuşladı. "Soobin'in arkadaşlarıyla bara gittik balım, bir sorun mu var?" Felix'in gitmek istediği son yer bardı, ama en çok yanında olmak istediği kişi Yeonjun'du. "Konum at, geliyorum." 

Telefonu kapattıktan sonra yakınlarda sürebileceği bir scooter aradı, uygulamadan parasını ödedikten sonra üzerine binip Yeonjun'un konumuna gitmeye başladı. Mekanın önüne geldiğinde derin bir nefes aldı ve barın önünde durdu. Telefonunu çıkardı ve Yeonjun'a mesaj attı. 

felix: geldim, alabilir misin beni girişten.

yeonjun: geliyoruumm

Birkaç dakika sonra Yeonjun göründü ve kolunu Felix'in omzuna attı. "Bir sorun mu var? Neden geldin?" dedi. "Her şeyden uzaklaşmaya ihtiyacım var şu anda." Yeonjun hevesle başını salladı ve onu içeri sokup oturdukları masaya yöneltti. Tekrar Soobin'in arkadaşlarıylaydılar, fakat masada tanımadık birkaç yüz daha vardı. Yeonjun garsona el ettikten sonra Felix için sipariş verdi. "Şu sarışına birkaç shot alabilir miyiz?" dedikten sonra garson onaylayıp siparişini hazırlamaya gitti. "Ricky'le kavga etmişsiniz." dedi Soobin içkisini içerken. "Evet ya oldu öyle şeyler." Soobin kafasını salladı. "Bak bir şey yaptıysa söyle takım kaptanı demem uçururum başını." Felix gülümsedi. "Yok ya öyle şeyler değil, uğraştı sadece biraz bizimle." 

"Bizimle?" dedi Yeonjun kaşını kaldırarak. "Ben ve Hyu-" Felix'in shotları alevli bir tepside gelince verilen tepkiler konuyu dağıttı. "Hadi bakalım! Şerefe!" Herkes shotlarını tokuştururken Yeonjun birkaç video çekti ve sosyal medyasında paylaştı. Birkaç shottan sonra masada Soobin ve Yeonjun hariç ayık hiçkimse kalmamıştı. "Felix, Felix!" Yeonjun masada baygın yatan sarışını dürttü. "Eve gidecek misin bugün nerede kalacaksın?" Yeonjun'un sorusuna cevap olarak Felix birkaç homurtu çıkardıktan sonra cevabını almıştı Yeonjun. Saat 2'yi geçiyordu ve mekana geldiklerinden beri Felix'in telefonu susmamıştı, Soobin en son çalan telefonu alıp ismine bakmadan açtı. "Felix? Şükür açtın sonunda!" 

"Felix şu an pek müsait değil de, sen kimdin ya?" Hyunjin telefonun ucundan küfür etti. "Hyunjin ben, nerede Felix?" Soobin göz ucuyla Felix'e bakınca olması gereken yerde olmadığını fark etti. "Hassiktir Yeonjun! Felix yok!" Soobin'in bağırışıyla Yeonjun hemen ayaklandı. "Ben seni geri arayacağım kardeşim!" Soobin telefonu kapadı. 

𓆩♡𓆪

"Nerede bu ya?" Hyunjin telefonun kapanmasıyla şaşkın bakışlarını arkadaşlarına çevirdi. "Bir dakika, şuradaki o değil mi?" Jisung'un uzattığı telefonu Hyunjin eline aldı. Yeonjun'un sosyal medyası açıktı ve içinde shotların olduğu bir story vardı. "Neresi burası?" 

"Caddeye doğru çıktığında böyle bir yer vardı yanlış hatırlamıyorsam." Hyunjin, Chris'e cevap vermeden ayaklandı ve arabasına doğru hızlı ve sinirli adımlar atmaya başladı. Arkadaşlarını evinde bırakmasını umursamadı ve hemen Chris'in söylediği yere doğru sürmeye başladı. 

Birkaç dakikalık sürüşten sonra Hyunjin sonunda mekanı bulmuştu, arabasını müsait bir yere bıraktı ve içeri girdi. Gözü sevgilisini arıyordu fakat hiçbir yerde bulamıyordu, en son omzunda bir el hissetti ve arkasını döndü. "Hyunjin? Sen ne arıyorsun burada?" dedi Yeonjun. "Felix'i almak için geldim ben, o nerede?"

"Tuvalete gitmiş midesi bulandığı için, Soobin su içiriyor ona şu an. Gel yanlarına götüreyim seni." Hyunjin, Yeonjun'u takip etti ve sonunda ulaştı sevgilisine. Masum bir şekilde ona su içiren çocuğa bakıyordu, gözyaşları kırmızı yanaklarını ıslatmıştı. "Sevgilim? İyi misin?" Hyunjin'in kullandığı hitap şekli yüzünden Yeonjun ve Soobin ağızları açık bir şekilde birbirlerine baktılar. Felix kafasını iki yana salladı. "Gel seni evine götüreyim." 

"Eve gitmesi mantıklı değil şu anda, bizde kalabilir bu gece." dedi Soobin. "Gerek yok, ben onu götürürüm bize." Hyunjin, Felix'i yavaşça kaldırdıktan sonra elini cebine atıp cüzdanını çıkardı. "Buradan kapayabilirsiniz hesabı." dedikten sonra sevgilisine destek vererek mekandan çıktı. 

"Sana ne kadar sinirli olduğumu sonrasında konuşacağız sarışın."




BEEENNN GELDIMMMMM, kamp bitti sonunda ve gözlerimden uyku akıyorrrr ama yazmak için çok heyecanlıydım ve kısa bir şey yazmak istedim <3333

the breakfast club, hfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin