Ponpon takımının kaptanı Lee Felix normal bir okul cezasına kaldığını düşünüyordu, ta ki okulun belalı çocuğu Hwang Hyunjin odaya girip hayatını değiştirene kadar...
Parti olan evin önüne geldiklerinde Felix hala Hyunjin'in elini tutuyordu. "Felix! Hoşgeldiniz, daha iyi misin?" Sunoo, Felix'e sarıldı. "Evet evet, her şey yolunda merak etme." Sunoo gülümsedi ve kafasını Hyunjin'e çevirdi. Gözleri ilk önce yüzüne, sonra kenetlenmiş ellerine kaydı. "Hyunjin, ne hoş bir sürpriz. Hangi rüzgar attı seni buraya?" dedi ellerini kavuşturarak. "Manita ponponcu. olunca, takıldık peşine." dedi ve Sunoo'nun gözleri açıldı. "Siktir ne?! Afferin lan sana! Bulmuşsun taş gibi çocuğu!" Sunoo, Felix'in omzuna şakasına vurdu ve Felix gülümsedi. "Darısı başına."
"Oğlum! Nerelerdesin sen ya? Ödümüzü kopardın! Bir an cidden gidicen sandım okuldan." Changbin bağırarak yanlarına gelmişti. "Gidicektim de, birileri durdurdu diyelim." Hyunjin, Felix'e gülümsedi. "Of hadi kes filozof tavırlarını da gelin shot atalım." İkili Changbin'i takip etti ve shot masasının önüne geldi, onları Jisung, Minho, Chan, Seungmin ve Jeongin karşıladı. "Gelmiş lan!" Jisung sevinçle Hyunjin'e sarıldı ve Felix'e baktı. "Iyy, bu da gelmiş." dedi ve gülümsedi. "Gel buraya." dedikten sonra Felix'e de sarıldı. "Bunu söylerken biraz midem kalkıyor ama bugün cidden iyiydin Felix." dedi. "Oha, çok ani oldu şu an biraz yavaştan mı alsak? Hala arkadaşlığımıza alışamadım da." dedi Felix ve ikiside kahkaha attı. Herkes arkadaşlıklarına kadeh kaldırdıktan sonra sayamadıkları kadar shot attılar.
𓆩♡𓆪
Felix ortalıkta kör kütük sarhoşken beline bir el dolandığını hissetti. Elin Hyunjin olduğunu düşünüp sırıtarak arkasını döndüğünde Ricky'i görmeyi planlamıyordu tabii. "İçmişiz baya bi." dedi gülümseyerek. "Siktir git Ricky." Felix, afallayarak konuştu. Sarhoş olduğu için çok tepki veremiyordu. "Hadi gel dans et benimle." Ricky, Felix'in kolundan çekmeye çalıştı fakat Felix izin vermedi. "İstemiyorum." dedi kolunu geri çekerek, Ricky ise hala ısrar ediyordu.
"Ulan orospu çocuğu!" Ricky yüzüne gelen yumrukla savruldu ve toparlanmaya çalıştı. Yumruğu atan kişiyi görünce hiç şaşırmadı sarışın. "Aramıza girme Hyunjin!" Ricky ağzını tutuyordu, Felix ise gelen adrenalin ile ayılmıştı. "Ya ne demek aramıza girme Ricky?! Bizim aramızda hiçbir şey yok anlamıyor musun?!" Felix bağırdı. "O senin aklına girdi değil mi? Manipüle etti seni." Ricky'nin sözünden sonra bir yumruk daha attı Hyunjin ona fakat bu sefer Ricky'de kayıtsız kalmadı. Onlar kavga ederken Ricky'nin arkadaşları da içine girdi, Felix kendini tutamayıp birinin sırtına atlayıp onu bloke etmeye çalışınca Changbin ve Chan'da kavgaya girdi. Chan, Hyunjin'i yerden kaldırdı ve Ricky'nin karnına bir yumruk attı. Hyunjin ise boş kalmayıp, Chan'a doğru yaklaşan çocuğu tuttu ve çocuk Hyunjin'den kurtulup vurmaya çalışınca, Felix boş gördüğü bira şişesini alıp çocuğun kafasında kırdı. Çocuk yere düşünce, Felix yerde yatan Hyunjin'e doğru yaklaştı ve yüzünü ellerinin arasına aldı.
"İyi misin sen?" dedi nefeslerinin arasında, arkalarında hala kavga devam ediyordu. Hyunjin zar zor kafa salladı. Polis sirenleri etrafta duyulunca herkes dağıldı ve kaçmaya başladı. "Koşun, benim arabaya!" dedi Minho ve herkes onu takip etti. Küçücük arabaya sıkıştılar.
"Bir günümüz de olaysız geçsin orospu çocukları." Minho, direksiyonu sıktı ve dişlerinin arasından konuştu. "Hak etti." dedi Hyunjin ve güldü. "Ya sen şu yüzünün haline bak ya! Hala konuşuyorsun bir de." Felix elindeki peçeteyi Hyunjin'in kanayan burnuna bastırmaya devam etti. "Asıl sen ne yapıyorsun ya? Çocuğun kafasında şişe kırdın Felix." dedi Changbin ve kahkaha attı. "Bence asıl olay çocuğun sırtına atlamasındaydı." Chan'da Changbin'e katılıp gülmeye başladı. "Canım sevgilim ya, benim için dayak yedi resmen." Hyunjin'in sesi peçeteden dolayı boğuk boğuk çıkıyordu. "Senin için değil, senin yüzünden dayak yedi çocuk. Şimdi o peçeteyi sana yedirmeden sus." dedi Minho.
𓆩♡𓆪
Eve girdiklerinde Minho anahtarını bir kenara fırlattı ve koltuğa oturdu. "Benim ev de genel eve döndü amınakoyayım." dedi gülerek. "Bok vardı Hyunjin! Bok!" Felix hala Hyunjin'e azar çekiyordu, fakat Hyunjin gülmekten başka bir şey yapmıyordu. "Şu pezevenk içinde ilk yardım çantası lavabonun altında." Minho arkasını dönmeden konuştu. Felix, Hyunjin'i yavaşça koltuğa oturttuktan sonra beklemesini söylerek bir koşu banyoya gitti ve ilk yardım çantasını aldı.
"İlk hastamız kim?" dedi bir hemşire edasıyla. "Ooo roleplay mi yapıyoruz? Ben hemşireye vurulan doktoru oynamak istiyorum." dedi Hyunjin ve dikleşti. "Sen anca kaldırımda yatan müptela olursun, hemşireleri de camdan izlersin." dedi Seungmin ve kendi esprisine güldü. "Kes lan yavşak!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.