Yüzbaşı Akın'ın anlatımıyla
Karargaha geldiğimizde neredeyse saat 03.00' idi. Hepimiz çok yorgun olduğumuz için Timdekiler dinlenmek için odalarına çekildiler. Bir tek ben gitmedim, gidemedim. Migren diye bir illet var, o yüzden uykular haram bana.
Karargahta her zamanki yerimde otururken,arkama asker geldi ve "Komutanım, albay sizi emretti" dedi.
Albay Akif, hayatımda tanıdığım en dakik insanlardan biridir kendisi. Kaya gibi bir duruşu vardır. Ama özünde babacan adamdır. Ama rütbedeyken o Kaya gibi duruşundan ödün vermez.Askerin söylediği bilgiyle albayın odasına gittim. Odaya girer girmez hazır ol' a geçip "Yüzbaşı Akın Taşpınar,Rize emret komutanım" diyerek temil verdim.
Akif albay, babacan bir tavırla " rahat ol evlat" dedi. Ardından oturmam için koltuğu işaret etti. "Buyrun Komutanım bir sorun mu var"diye sordum. "Sorun yok evlat daha yeni aylar süren bir operasyondan geldiniz dinlemeniz lazım ama..." diyip sustu. Geliyor gelmekte olan kesin kabul etmeyeceğim birşey söyleyecek. "Ama komutanım?" Dedim sorar gibi.
Bir süre sustu ardından baktı düşünmek çare değil hemen söylemeye karar verdi.
"Bak evlat,kardeşim dediğiniz yıllarca omuz omuza çarpıştığınız Alp üsteğmeniniz şehit düştü. Sizde zaten bunun üzerine kanca'yı yakalamak için operasyona çıktınız. Ama timinde eksik var evlat. O yüzden 2 gün sonra timinize katılacak olan üsteğmen gelicek. Timini bilgilendir" dedi.
Bunu bize söylemek onun için de çok zordu farkındayım ama bizim için bunu kabullenmek zor. Biz çocukluğumuzdan beri beraberdik hep birlikte kurduk bu hayali. Vatan,millet,bayrak sevgimiz çok fazlaydı hep özenirdik askerlere. Birgün birbirimize bir söz verdik ilerde çok başarılı askerler olucaz diye. Başardık da ama Alp üsteğmenim şehit düştü. Timin ortasına ateş düştü eskisi gibi değiller artık herkes üzgün ama kimse belli edemiyordu. Hadi ben neyse ben çok duygularımı belli etmem ama Timim için aynısını söyleyemem. Zor olacak onlar için. İster istemez yeni gelen üsteğmeni dışlayacaklar. Ama alışacaklar başka çare yok.
Daldığım bu düşüncelerden beni Akif albayın hafif bir öksürmesi çıkardı. "Bilgilendiririm komutanım şimdi müsaadenizle" Dedim.
"Evlat yeni gelecek askerinin kim olduğunu öğrenmek istemez misin?" Dedi. İsterdim istemesine ama bende insandım. En yakınımı kardeşimi kaybetmiş, acısını yaşayamadan operasyona gitmiştim. Şu an yeni Askerin kim olduğu kalabilirdi. Yarın gelir öğrenirdim. Albaya dönüp "Komutanım dediğiniz gibi aylardır yorgunum izninizle biraz dinlensem yarın devam etsek olur mu ?"Dedim. Sağolsun anladı beni ve çok uzatmadan,"çıkabilirsin asker " dedi.Odama gitmeden önce revire uğrayıp migren için ilaçlar aldım. Sağlam bir uykuya ihtiyacım vardı zaten izinliydik. İlaçlarımı aldım odama gidip ilacın tesir etmesini bekledim. Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama bir süre sonra gözlerim karardı ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Uyandığımda saat,07.30'tu. 1 saat sonra yemek verilecekti. Kalktım 15 dk duş aldım lavaboda işlerimi hallettim çıktım. Kalan 40 dk yı spor yaparak değerlendirmek istedim ve dışarı çıktım. Önce ısınmak istedim ve koşmaya başladım. Aslında bunların hepsini kafamı dağıtmak için yapıyordum. Yeni üsteğmen diyorlar, bizim time gelicek diyorlar. Tim onu hemen kabullenmez ki, kardeşlerini kaybetti onlar. Kafamı dağıtmam gerektiği için bunları düşünmeyi bıraktım zaten birazdan kahvaltıda hepsinin haberi olacaktı. Kalan vaktimde atış çalıştım. Sonra zaten kahvaltıya indim.
İndiğimde bizim Timi,her zamanki yerinde otururlarken gördüm. Tabağıma birşeyler alıp yanlarına gittim. Beni ilk farkeden Hançer oldu. "Günaydın Yüzbaşım" dedi. Ve onun ardından hepsi, "günaydın komutanım"dediler. Onlara karşılık olarak "sizlere de günaydın dedim". Biraz soğuğum onlara karşı biliyorum ama öyle olmalı. Yoksa hepsi kardeşim herbirini ayrı ayrı severim.Sadece rütbedeyken böyleyim rütbeyi atınca soğuk kişiliğim gidiyor, yerine eski Akın geliyordu.
Onlara time yeni biri geleceğini söylemeye çalışıyordum ama sağolsun beni Arien kurtardı "Komutanım söyleyin sizde rahatlayın bizde"dedi. "O zaman direkt olarak konuya giriyorum"dedim. Hep bir ağızdan "evet" dediler ve olanlar oldu. "Time yeni bir üsteğmen gelecek pazar günü hepiniz hazır olun"dedim. Önce bir hepsi dondu kaldı, sonra gözlerine bir hüzün çöktü. Öyle bir sustular 4 dk kadar,sonra şoku ilk atlatan Kılıç oldu. "Gelmesin gerek yok" diyip sustu. Baktım bu böyle olmayacak, "size tercih hakkı sunulmadı asker, gelecek ve hazır olacaksınız. Ha olurda bunun aksi olursa albay la siz konuşursunuz ben değil"dedim ve yanlarından ayrıldım.
Albayın odasına geldim. Yeni gelecek üsteğmenin bilgilerini almak için. İçeriye girdiğimde rütbeyi bıraktı, ve "otur evlat" dedi. "Albayım şu yarın gelecek askerin bilgilerini alabilir miyim?" dedim. Direkt olarak dosyayı elime tutuşturdu. Sanki her an bakmaktan vazgeçebilecekmişim gibi davranıyordu. Çünkü zordu bu bizim için, biz bu vatan uğruna şehit olmayı göze aldık. Zaten başka türlü asker olamazdık ama,insanın kardeşini kaybetmesi öyle kolay atlalmıyormuş. Bizde atlatamadik. Daldığım düşüncelerden beni çıkaran şey Albayın"oku evlat" demesi oldu. Açtım ilk sayfayı adı ve rütbesi yazıyordu "Kıdemli üsteğmen Asena Kurtoğlu" diye sesli bir şekilde dile getirdim. Akif albay onlaylar bir ses çıkardı. Fotoğrafı vardı yanında,bir süre baktım o fotoğrafa tanıdık birşeyler vardı bu kızda ama ne?. Uzun bir süre baktım yazanlara. Okulu üstün başarıyla bitirmiş. MSÜ den en yüksek puanı alanlardan biriside oymuş vs gibi şeyler yazıyordu. Verdim dosyayı tekrar albaya, "izninizle Albayım"diyerek odadan ayrıldım. Yeni kız yarın gelecekti, onda o kadar tanıdık gelen şey de neyin nesiydi?...
EVVEETTT, YENİ BÖLÜM GELDİİ. ŞİMDİ SORULARIMIZA GEÇELİM 🤍
bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?
Akın'ı nasıl buldunuz?
Kasırga Timi Asena'yı nasıl kabul edecek sizce?
Bu arada bir duyuru yapmış olayım. İlerleyen bölümlerde geçmişe de gideceğiz biraz karakterlerin hayatına bakacağız.
Okuduğunuz için teşekkür ederim oy vermeyi unutmayınnn, sağlıkla kalın 🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN İZİ
AzioneYıllar önce bir parkta başlayan hikayeleri bakalım yıllar sonra nasıl devam edecek? Hayat onları nasıl bir noktaya getirmiş de tekrar karşılaşmışlar? Kader onları yıllar sonra nasıl bir araya getirecek? Onlar kim mi ? Onlar: Yüzbaşı AKIN TAŞPINAR ...