Endişe neydi? korku neydi? Acı, hüzün, kin....
Hayatım 20 yaşına kadar normal giderken niye sonra değişti?
Cevabı benim için basitti. O geceyi hatırlamam yetiyordu benim için.
O gece deki endişem şimdi yeniden canlanıyordu.
Benim için önemli olan, tek benimde değil. 2 ortak örgüt için çok önemliydi. O bana annemdenyadigardı.
sıradan bir kolye değil. İki örgütün birleşmesini sağlayan, kardeşimin yurt dışında güvende kalmasını sağlıyordu.
Şimdi ise yoktu. Evet yoktu. Çalınmıştı. Hemen gidip o kolyeyi bulmam lazımdı. Ateş acaba benimle gelir miydi?Gelirdi.
Hayır.
Gelmezdi.
Off bilmiyorum ki bunu en iyisi sorarak öğrenmem gerekiyor. Terastan çıkmıştım. Ofise doğru sinirle giderken arkamdan gelen İshak'a
" git Ateş Bey'i bul gel. Ofisime çabuk gelsin. Zaman kaybedemem." dedim.
Ofisime girer girmez silahımı belime, gizli buçağımıda bileğime, diğer buçağımlada saçımı topladım. ( çok lazım oluyor)
Yedek silahımıda belime takınca tamamdım. Ah, hayır değildim elbiseyle gidemezdim. Yanımda yedek çamaşır olacaktı. Şimdi iki saat onu bulmam gerekiyor du ki çantamı evde unutmuşum. Hadi ama! Ne güzel isabet! Neyse tipim o kadar kötü değildir diye düşünüp aynaya baktım. Topladığım saçlarımın ince telleri çenemin hizasına kadar gelmişti. Aslında saçım uzundu ama toplayınca kısa gözüküyor. Ben böyle oyalanırken kapı açıldı.
Bir anda irkildim. "Korkma ben geldim." dedi yumuşak sesiyle. Ben arkamı dönmüştüm. Şuan birbirimize bakıyorduk. Ben aynanın önünde o ise kapının önünde. Hemen bakışımı çevirip"Silahın var mı?" diye sordum.
Belkide sormamalıydım bana o kadar çok şaşkınlıkla baktı ki bende şaşırdım.
Sonra bu şaşkınlığı atıp kollarını önünde birleştirdi. Alaylı bir gülümsemeyle cevap verdi."Olmaz olur mu Örgüt Kraliçesi"
"İyi o zaman gel benim-" dedim şaşırdım, kafam çok karıştı. Örgüt Kraliçesi dedi bana.
Şaşkın bakışlarla kahveremsi biraz kırmızıyı andıran gözlerine baktım. Göz rengine kahveci diyeceğim
Evet sadece gülümsedi. Bende sessizliği bozarak," geliyor musun? " diye sordum.
Cevabını geciktirmedi ve "tabiki" diye cevapladı.
Hızlıca arabamın anahtarını aldım ve yanına yaklaştım. Kapıya yaslanmıştı alaycıl bir gülümsemeyle beni izliyordu.Gözümle kapıyı işaret ettiğim gülümsedi ve kapıyı açtı. Ardından benim arkamdan asansöre bindi. Şuan farkına vardım. Üstünü değiştirmişti. Siyah kot pantolon ve siyah tişört giymişti. Saçının bazı tutamları kaşının üstüne geliyordu. Asansörde tek kelime etmedi. Bende telefonumu çıkarıp İshak'a örgüt sana emanet. Örgütten ayrılma diye mesaj attım. Garaja indiğimizde telefonumu çantama koyup arabamın anahtarını aldım ve
"Benimki yle gidelim" dedi arabasını işaret ederek.
Onunkiyle gidersek gideceğimiz yerdekiler beni tanımaz saldırırlardı. Bende
"Eğer senikiyle gidersek biraz ölüme gitmiş oluruz bin işte arabaya " dedim ve şöför mealine geçtim. O ise gülümseyerek yanımdaki koltuğa oturdu. Oturmadı resmen yayıldıda neyse.