-3

113 15 4
                                    

Gelecek Planları

Kuşların cıvıltısından dolayı gözlerimi aralayıp pencereden dışarı baktım. Bugün Cumartesi idi. Penceremdem ılık bir hava esiyordu fakat üstümde sadece yarım atlet olduğu için üşümüştüm. Yatağımdan kalkarak lavaboya yöneldim. Yüzümü yıkayıp dişimi fırçaladıktan sonra vücuduma aynada bir göz gezdirdim. Dünkü yaptığım o mükemmel görüntüme bakarak kendimden tiksindim. Gözlerimi kollarımdan ayırıp karnıma odaklandım. Orda da babamdan kalan miras izler duruyordu. Anlık bir sinir ve tiksintiyle nefes vererek güldüm. "Şu kadar iğrenç bir görüntüye nasıl aşık olabilidin Kazuki?"

Banyodan çıkarak odamın kapısına yöneldim. Salonda kimsenin olmayışıyla arkadaşlarımın gittiğini anladım. Kendime kahvaltılık bir şeyler hazırlamak için dolabı açtığımda beni karşılayan manzara bomboş bir buzdolabıydı. "Ah şaka yapıyor olmalısın." Kendi kendime söylenerek çantama doğru gittim ve cüzdanıma baktım. Bir kaç yen vardı işte artık markette elime ne gelirse alıcaktım. Üstüme bir uzun kollu tişört geçirip kapıya yöneldim. Tam kapıyı açtığım sırada Mitsuya kapımın dibinde belirdi.

Anlık beklenmeyişle bir iki adım geri attım. "Ah pardon hazırlıksız oldu galiba. Bir yere gidiyordun, başka zaman geleyim." birden gitmeye hazırlanınca Mitsuya'yı kolundan tuttum. "Hayır, hayır sadece evde yiyecek bir şey yoktu markette gidiyordum. Bir şey mi oldu?" cümlemi söyledikten sonra kolunu tuttuğumu hatırladım. Rahatsız olabileceği düşüncesinden ani bir refleksle bıraktım. Mitsuya bu davranışım karşısında kıkırdadı.

"Sanırım kardeşimi kalpten kendine bağladın. Uyandığından beri seni sayıklıyor. Bu yüzden seni kahvaltıya çağırabileceğimi düşünmüştüm." gözlerime bakarak söyledi ve ekledi: "Tabi eğer istersen."
"Tabi, tabiki isterim. Teşekkürler."

Sanırım Mana'nın biricik Suzuki ablasına hayranlık duyması işime gelmişti. Şu an Mitsuyalarda kızlarla oynuyor Mitsuya ise kahvaltı hazırlıyordu. Kendimi bu düşünceden uzaklaştırmaya çalıştım ama evliymişim gibi düşünmekten alıkoyamadım.

"Suzuki abla yakala!" suratıma gelen yastıkla afalladım. "Hey! Bu haksızlık dikkatim dağılmıştı." İki kızda kahkaha atarak bana bakıyorlardı ben ise sahte bir somurtma verdim onlara. "Suzuki-san yastık savaşında çok kötüsünüz."

"Yemek hazır." Mitsuya'nın çağırmasıyla iki kızın zıplayarak masaya oturuşunu izledim. Arkalarından bende aralarına katıldıktan sonra Mitsuya karşıma oturdu. Yanımda oturan Luna benim kıyafetlerime her baktığında düşünceli bir hal alıyor, bir şey soracakmış gibi olup geri vazgeçiyordu.

"Bir sorun mu var Luna?" Luna ifşalandığını fark edince önüne dönerek yumurtasını çatallamaya başladı. "Sadece bu kadar sıcak bir havada nasıl uzun kollu giydiğini düşünüyordum. Ama abim herkesin tarzının ve zevkinin farklı olabileceğini söylemişti. O yüzden sormadım. Yani şu ana kadar."

Küçük kızın sorduğu soruyla hazırlıksız yakalanmıştım. Gözlerimi tabağımı inceliyormuş gibi başka yere bakamamıştım. Bir süre düşündükten sonra yüzüme sahte bir gülümseme takınıp kafamı kıza doğru çevirdim. "Evet bu da benim tarzım. Bende kan eksikliği var sanırım her zaman çok üşüyorum. İnanabilir misin, yazın bile yorganla uyuyorum!" sahte bi kahkaha atarak önüme döndüm. Kendimden çok tiksinmiştim. Açıklamam üzere kızda anladığını söyleyerek önüne döndü. Mitsuya konuyu değiştirdi ve masada başka sohbetler döndü.

Herkes kahvaltısını yaptıktan sonra masayı toparlaması için Mitsuya'ya yardım ettim. Kızlar televizyon izlerken masadaki tabakları mutfağa götürüyordum. Mutfakta bulaşıkları yıkamaya başlamış Mitsuya'nın yanına gittim.

Mitsuya Takashi x ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin